Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ayşegül ARASIL

Ayşegül ARASIL

Yazar

İçimdeki çocuk

Karşınıza sizin çocukluğunuz-çocuk yaştaki haliniz gelseydi ona ne demek isterdiniz?

Bugün bulunduğunuz noktadan memnunsanız "devam et; yol seni istediğin yere götürecek" derdiniz belki ya da "şunları yap bunları yapma" diyebilirdiniz. Peki yaşam yolculuğunuzdan memnun değilseniz, gittiğiniz yollardan hoşnut değilseniz nasıl bir konuşma geçerdi çocukluğunuz ve şimdiki haliniz arasında?

Aslında tüm yetişkinler büyümüş birer çocuk; hepimizin içinde o çocuk duruyor ve iyi ki duruyor... Üzüldüğümüzde, sevindiğimizde, aşık olduğumuzda, karar verirken hep o çocukla iletişim halindeyiz. Bazılarımız o çocukla irtibatını hiç kesmez, yaşantılarının çoğunda onunla iş birliği içindedir. Çocuk tarafı canlı kalan insanların gözünde görürsünüz o neşeyi, ışığı. Gözünün feri vardır ya hani o hep içimizdeki çocuktan alır kaynağını. O çocuğu güzel büyütmek, güzel yaşatmak hepimizin en önemli görevi aslında.

"Bir insanın anavatanı çocukluğudur" der Epictetus. Onun için çocukken doyurulamayan duygular yetişkinlikte çok farklı semptomlarla karşımıza çıkıyor. Özellikle bağımlılıklar; yeme bağımlılığı, alkol, sigara, madde, alışveriş bağımlılığı hep içimizdeki o doyuramadığımız duyguları anlık da olsa doyurma isteğimizden kaynaklanıyor. Annesi ya da babası tarafından sevilmemiş, takdir edilmemiş, olduğu gibi kabul görmemiş çocuklar büyüdüğünde sevilmek ve onaylanmak için yapmamaları gereken şeyler yapabiliyor.

Geçmişe gidip o anıları düzeltme şansımız yok ama bugün geldiğimiz noktada o anıları olduğu gibi kabul edip "bu durumun bana kazancı ne oldu" diye düşünüp, bugünkü biz olmamızı sağladığını fark ederek bundan sonrasında bizim de kendi çevremiz için aynı hataları yapmamamızı sağlarsak süreci gayet güzel yönetmiş oluruz. Üstelik içimizdeki çocuğa da şefkat göstermiş oluruz. Bizler, karşı tarafa gayet anlayışlı ve şefkatli olabiliyorken kendimize çok acımasız olabiliyoruz. Bunu değiştirmenin ilk adımı farkına varmak. Hepimiz bu soruları kendimize soralım:

- Kendime karşı şefkatli miyim?

- Başkalarına gösterdiğim anlayışı, özeni kendime gösteriyor muyum?

- Hata yaptığımda kendimi suçluyor muyum?

- Kendime zaman ayırıyor muyum?

- Sevdiğim şeyleri yapmak için kendime izin veriyor muyum?

- Hayatımda öncelikli olan kişiler ve işler nedir?

Bu soruların cevapları kendimizi tanıma yolculuğunda çok çok önemli. İnsanın en uzun yolculuğu kendisiyle. O yüzden kendimizi tanımamız, değer vermemiz ve şefkat göstermemiz yaşamımızı ve ilişkilerimizi kolaylaştırır. Kendine değer veren insan başkalarına da değer verir. Eşinle, çocuğunla ya da dostlarınla iyi ilişki kurmak istiyorsan önce kendini ve içindeki çocuğu seveceksin. Kimse olduğu gibi sevmediyse dahi sen onu olduğu gibi seveceksin. Hatalarınla sevaplarınla sen güzelsin, değerlisin. Sevmeyi ve sevilmeyi hak ediyorsun. Sen bu şekilde düşünmeye başlayınca ve devam ettikçe yaydığın enerji değişecek ve insanlar da seni sevmeye başlayacak. Çünkü duruşunla, bakışınla o ışığı yansıtıyor olacaksın.

Bugün kaç yaşında olursak olalım lütfen o çocuğa yaşama şansı verelim, onu görelim, onu duyalım, onunla beraber yol alalım, böylece her şey çok daha güzel olacak.

İçinizdeki çocuğun gözlerinizde parlaması dileğiyle...

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları