Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mehlika Figen Yazar

Mehlika Figen Yazar

Sonsuz Bilinç

Her zaman olumlu düşünmeli ve konuşmalıyız.

Düşüncelerimiz duygularımızı etkiler.

Duygularımız da davranışlarımızı.

Davranışlarımız da bizi biz yapan kişiliğimizi ve tabii ki toplum içindeki yerimizi belirler. 

Böylelikle yarattığımız o hayatları yaşarız. İşte burada hep aynı şeyleri düşünüp hissettiğimizde, yine aynı hayatı yaşamaya devam ederiz. Tekrar… tekrar… tekrar… Böylelikle sarmalımız bu doğrultuda ilerler. Sürekli aynı olarak. Sonra da olumsuz yaşadığımız durumlar için de deriz ki "Hep mi benim başıma geliyor tüm bunlar?" ya da "Ah nerede bende o şans?" 

Ağzımızdan çıkan kelimeler de bu durumları şekillendirir. Genelde çevremdeki dostlarıma "Nasılsın? Nasıl gidiyor?" diye halini hatırını sorduğumda bana verdikleri cevap "Ne olsun hep aynı işte, bildiğin gibi" şeklinde yanıtlar şeklinde oluyor.  İşte bu cümle bilinçaltımızdaki programlamaları ateşlemesine vesile oluyor. O sarmal yine kısırdöngü şeklinde dönmeye devam ediyor. Sonra mutsuzluklar ve depresyon dediğimiz o bir türlü çıkamadığımız ve köreldiğimiz realitenin içinde kayboluyoruz.

Peki bu kadar güçlü bir bilinçaltımız varsa bu tür olumsuzlukları değiştirme olasılığımız var mı acaba?

Cevap tabiki evet. Öncelikle az önce bahsettiğim farkında olduğumuz ve olmadığımız inanç kalıplarımızı değiştirmekle başlayabiliriz. Nasıl mı? Birincisi bilinçaltı temizleme teknikleri ile ya da buna benzer yöntemlerle kolaylıkla çözümleyebiliriz. Ya da geçmişte yaşadığımız olayların farkına vardığımızda da çözülmeler gerçekleşebilir. Tıpkı tavan arasındaki çöplükleri temizlemek gibi bilinçaltımızda kayıtlı olan ve bizleri bu kısırdöngü hayata sürükleyen çöplükleri temizleyebiliriz.

Unutmayın geçmişi değiştiremeyiz. Geçmiş geçmişte kalmıştır. Ancak geçmişe olan bakış açımızı değiştirerek daha farklı hissetmemizi ve düşünmemizi sağlayabiliriz.

 

Her zaman Olumlu Düşünmeli ve konuşmalıyız.

Evet geçmişte bizleri engelleyen inançları temizledik. Bir sonraki adım temizlenen alana olumlu kayıtlar oluşturmak. İlk olarak düşüncelerimizi ve ağzımızdan çıkan sözcükleri dikkatli seçerek isteklerimizi oluşturmaya başlamalıyız.  

Halbuki mesela konuşurken "Hasta değilim" yerine "Sağlıklıyım", "Kötüyüm" yerine "iyi değilim" , "Zayıflamak istiyorum" yerine "Sağlıklı ve fit bir bedene sahip olmak istiyorum" şeklinde düzeltebiliriz. Neden bu şekilde demeliyiz? Ne demiştik bilinçaltımız iyi ile kötüyü ayırt edemez demiştik. Yani sadece içindeki kelimeyi gerçekmiş gibi kabul eder ve eklerini almaz. Yani "hasta değilim" deseniz de içinde "hasta" kelimesi olduğu için ister istemez o hastalığa odaklanmış oluruz. Ya da "zayıflamak istiyorum" dediğinizde ister istemez "zayıflık" kavramına odaklanmış oluruz ve direk o inancı kendimizde oluştururuz. Çünkü az önce de söylediğim gibi çekim yasasında neye odaklanırsak o kavramı kendimize çekeriz. 

Ne yazık ki toplumumuzda bir istikrarsızlık söz konusu olur. Bir şeyi isteriz ama bir süre gerçekleşmediği zaman hemen "Ben zaten bunun olmayacağını biliyordum, ya da şüphelerim vardı" deriz. Asla isteklerimizin peşinden sonuna kadar gitmeyiz ya da bazen hayatla ilgili çok çaresiz ve olumsuz sözcükler çıkıverir ağzımızdan.

Örneğin "Hayat çok acımasız" "Hayat çok zor" "Bu işi yapmak çok zor, hatta imkânsız",

Ya da "Ben çok şanssızım" yine burada da örnekleri çoğaltabiliriz.

Devam edecek.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları