Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mehlika Figen Yazar

Mehlika Figen Yazar

Sonsuz Bilinç

Hayal gücünün bilinmeyen sırları

Hepimiz mutlaka hayal kurarız. Özellikle çocukluğumuzdan itibaren hayallerimizi süsleyen umutlar, amaçlar veya isteklerimiz olmuştur. Ancak bu hayallerin zamanla yetişkinliğe doğru gittikçe azalmaya başlaması çok da tesadüf değildir. Neden mi? Çünkü hayal kurmanın ya da hayal etmenin önemini tam olarak bilmemiz istenmediği için.

Hani deriz ya bazen, "hayallerim gerçek oldu"  ya da "iste hayal et olsun" diye. İşte tüm bunlar boşuna söylenmemiştir. Çünkü bilinçaltımızdaki gücü kullanmanın bir yolu da hayal etmek yani imajına etmektir.

Bilinçaltımız iyiyle kötüyü, doğruyla yanlışı ayırt edemez. İlkel bir benliktir ve sadece bilinçli bir şekildi bunun farkına varıp onu yönetmeyi başarabilirsek eğer istediğimiz hedeflerimizi yaratabiliriz. Mesela gözlerinizi kapatın ve zihninizde bir limon canlandırın. Sonra bu limonu ortadan ikiye bölün ve ağzınıza götürün. O anda gerçekten de limonun tadındaki ekşiliği yaşıyormuş gibi bedeninizde tükürük bezi salgılanmasına oluşacaktır. Peki gerçekten olmuş olabilir? Olan şey şu, gerçek olmayan bir hayalde bedenimizin bizzat tepki verdiğini deneyimlemiş oluruz. İşte bütün zihnimizde canlandırdığımız her durumu eğer istikrarlı bir şekilde olacağına inanırsak gerçekleşmemesi için hiç bir neden yoktur. Dahası da var. Hayal gücü ayrıca beynimizin sağ lobunu aktif edeceği için sezgilerimizin da daha da artmasını sağlar. Sezgilerimizin artması demek yaratıcılığımızın, iç görümüzün ve en önemlisi de iç sesimizin gittikçe belirginleşmesi ve netleşmesi anlamına gelmesidir. Dahi zihinler hem sağ beyinlerini hem de sol beyinlerini eşit olarak kullanan insanlardır. Analitik düşüncelerine bir de yaratıcılıklarını kattıkları zaman ötelerin ötesindeki olasılıkları keşfedebilme ve yönetebilme yeteneğine sahip olurlar.

Ayrıca hayal gücünün bir de şöyle bir özelliği vardır ki bunu meditasyonlarda sık sık yaparız. Gözlerimizi kapattığımız anda hayal ettiğimiz her ne ise fizik ve zaman ötesi bir alanda  yani "Kuantum Alanı" da diyebiliriz buna, her türlü yeteneğimizi keşfedebiliriz. Yani sihir yaparız, havada uçabiliriz, sonsuz sınırsız bir özelliğe sahip oluruz. Çünkü hayal gücünün hiçbir sınırı yoktur. Burada beyin frekansı da özel bir titreşim alanında olmaya başlar. Böylelikle yaptığımız her imajinasyonun tezahür etmesini de sağlayabilme yeteneğimiz gelişir.

 Gerçekten analitik yani mantıksal düşünmeyi bırakabilirsek eğer,  yaptığımız imajinasyon çalışması ile uzaktan insanların sağlık durumlarını dahi iyileştirebiliriz. Bunlarla ilgili kişisel gelişim camiasında oldukça fazla teknik ve eğitimler mevcuttur. Ama hepsinin ana hedefi hayal gücümüzle o bilinmeyen "Batıni"alanına gidebilmektir. Sonra zihnimiz daha da derinleştikçe, "Astral Seyahat" dediğimiz deneyimleri dahi yaşamaya başlarız. Çünkü her yaptığımız hayal gücü çalışması zihnimizin daha da genişlemesini  ve frekansımızın daha da yükselmesine neden olmaktadır. Böylelikle beyin Alfa ve Teta dediğimiz frekans aralıklarında daha fazla kalarak bedenimizde endorfin, seratonin gibi bir çok hormonun doğal olarak salgılanmasını da yaşamaya başlarız. Bu da yaşamımızda daha dingin, huzurlu ve bilinçli olmamıza vesile olur.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları