Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mehmet Eyüp Yardımcı

Mehmet Eyüp Yardımcı

Yazar

Hadi hayırlı tıraşlar

Futbol denilen oyunun en artistik ve görkemli zamanı muhtemelen 1950-1975 yılları arasında yaşanmış çünkü futbolun gelmiş geçmiş en kıvrak ayaklarını seçtiğimizde bu zaman diliminin futbolcularının değişmez armada gibi her daim seçilmesi boşuna bir gerçekliğin altına imza atılmadığının kanıtıdır.

Bu yüzdendir ki! Zevkten zorunluluğa doğru uzanan bir öykünün adıdır şimdilerde futbol denilen oyun. Futbol artık kâr getirmeyen her öğesini "işe yaramaz" olarak adlandıran, sınıflandıran bir gerçeklik.

Arada çıkan ender müstesna ayaklar hariç, onlar olmasa gazetelerin futbol sayfalarından en güzel kese kağıdı yapılırdı.

Futbolumuza değmiş olan "Katar Eli" 21 Kasım itibariyle hemen hemen 1 aylık süre boyunca Dünya futbolunu beyaz camdan evlerimize getirecek ve bu bir "Arap" ve "Müslüman" dünyasında düzenlenen ilk, Orta Doğu''da düzenlenen ilk, 2002 Güney Kore ve Japonya ev sahipliği   ardından Asya''da düzenlenen ikinci Dünya Kupası organizasyonu olacak.

Bu turnuvanın logosu ise Dünya Kupası''ndan yola çıkarak yapılmış.

37 takım arasında doğal olarak Türkiye yok artık, diğer kupalarda olduğu gibi gönlümüzdeki diğer bir takımı destekleyeceğiz ve bu destek olası "Arjantin-Brezilya-Almanya" arasında gidip gelecek.

Biz tadı damağımızda kalacak bir turnuva hayalini "Kasımda Aşk Başkadır" diyerek  21''ine bırakıp Süper Lig''e döndüğümüzde bizleri önemli bir derbi maçının beklediğini görüyoruz.

Galatasaray ve Beşiktaş 354''üncü randevu için; "Ali Sami Yen Spor Kompleksi Nef Stadyumu"''nda buluşacaklar.

353 karşılaşmanın ardından Beşiktaş 115, Galatasaray 124 kez galip gelirken 114 karşılaşma berabere bitmiş.

Beşiktaş 453 gol atarken Galatasaray 495 gol ile karşılık vermiş.

Hakkı Yeten (BJK) 29,

Şeref Görkey (BJK) 26,

Gündüz Kılıç (GS) 21,

Feyyaz Uçar (BJK)18,

Metin Oktay (GS) 15,

Kemal Gülçelik (BJK) 14,

Şükrü Gülesin (BJK) 13,

Hakan Şükür (GS) 13,

Recep Adanır (BJK) 10 ile derbi maçlarda en çok gol atan futbolcular olmuş.

354''üncü randevuya gelindiğinde Şenol Güneş ve Okan Buruk''a gidip sorsalar bu maçı oynamak ister misiniz? Diye her iki teknik direktörün de cevabı kesinlikle "hayır!" olurdu.

Şenol Güneş, Ümraniyespor maçı ile mesaiye başladı ama doğal olarak takımı ve oyuncularını tam olarak tanımıyor, onlara "öğretmen" unvanı ile henüz dokunamadı yani biraz zamana ihtiyacı var. Kolay değil kendinin oluşturmadığı bir takımın teknik direktörlüğünü yapmak ama şurası kesin bir şey Şenol Güneş "iyi bir gözlemci" ve artı Valerien İsmael görev başında iken bile kesin bir gün bu takımın yeniden teknik direktörü olacağım düşüncesiyle Beşiktaş''ı adım adım izlemiş çünkü göreve geldiğinden itibaren yaptığı değişiklikler, oyun içinde oyuncu tercihleri bunun bir ispatı.

Dünya Kupası arasına Beşiktaş, derbiyi galibiyet, ardından kendi evinde oynayacağı Antalyaspor karşılaşmasını da galibiyet ile kapatırsa ara dönemde Şenol Güneş''in dokunuşları takım üzerinde belirgin bir şekilde olacaktır.

Galatasaray''da ise durumlar derbi öncesi bir dönem Beşiktaş''ın yaşadığı ile doğru orantılı. Valerien İsmael gibi çokça eleştirilen, yerine daima gelmesi istenilen, beklenen teknik direktör isimleri zikredilen çokça da Fatih Terim ismi gölgesinde bir Galatasaray teknik direktörlük süreci yaşayan Okan Buruk gerçeği var. Okan Buruk kendi evinde oynayacağı derbi maçını kaybettiği anda adına düzenlenecek "Güle güle" organizasyonları hızlanacaktır.

Bu hızlanma sadece kendisiyle doğru orantılı olmayacaktır aynı zamanda süreç mutlak mevcut yönetimi de etkileyecektir.

Futbolun bu ülkedeki gerçek yüzü ortaya çıkacaktır.

Türkiye''de futbol aşkı, sevdası sabun köpüğü yani yaşandı ve bitti arasında.

Bu gerçekliğe neden olan ise sevme ve eleştirmede bir seviyemiz, orantımız yok.

Severken bir anda göklere çıkarıp, övgüler dizip, adına şarkılar yazıyor ve söylüyoruz ama yaşanan en küçük aksaklıkta veya kötü bir sonuçta ise tüm "gemileri yakıp!" eleştiride sınırları aşarak karşımızdakini yerden yere vuruyoruz.

Bu tavır sadece karşımızdakini etkilemiyor, futbola bakışımızı, yönetiş şeklimizi, planlamamızı her şeyi etkiliyor yani maalesef her seferinde "bir arpa boyu yol alamıyoruz!"

Bir arpa yol ilerleyemediğimiz konulardan birisi de sahadaki adaleti sağlama olayı yani hep tarafsız olmasını beklediğimiz hakem gerçekleri…

Derbi maçın hakemi Halil Umut Meler oldu ve bu hakemin yönetiminde Beşiktaş hep sıkıntılar yaşadı. Bugüne kadar Meler yönetiminde Galatasaray 12 galibiyet, 4 beraberlik ve 2 mağlubiyet aldı. Beşiktaş ise Meler yönetiminde 7 galibiyet, 6 beraberlik ve 7 mağlubiyet elde etti.

Derbi öncesi Abdülkerim Bardakçı''nın ceza indirimi üstüne bir de şimdi bu hakem olayı ile oynanmamış maçın "tüyü" dikilmiştir.

Geçenlerde yaşadıkları ile ilgili açıklama yapan Sergen Yalçın, "reklam yapmayı sevmiyorum" dedi aslında o programa çıkıp reklam yaparak.

Bu söz 90''lı yıllardaki bir reklamı hatırlattı hani şu MFÖ''nün "Ali Desidero" şarkısıyla adeta bir bütün olan reklamı.

Karakterin reklama "Reklam aslında bize ters iş" diyerek başladığı, reklamını yaptığı ürünün fiyatından, üretim aşamasına hatta üreten insanlara kadar araştırma yaptığını anlatarak devam eder ve herkesi haklı olarak bu ürünü kullanmaya davet eder ve "Hadi hayırlı tıraşlar!" diyerek tamamlar.

Türkiye''de futbol oynatmayız tehdidi ile öne çıkan, salvolar yapan Galatasaray Kulüp yönetimi, olası bir Beşiktaş yenilgisi ardından başına gelebilecekleri tahmin ettiği için maç öncesinden PFDK, MHK içinde etkinliğini göstermeye başladı.

Türkiye''de futbol iflah olmaz bir hastalığın pençesindedir ve kimse de kurtulsun diye çaba göstermemektedir.

Tüm bu yaşananlardan sonra, son sözüm; "Hadi hayırlı tıraşlar!"

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları