Futbolla ilgili yazılarını 16 yaşında iken yazmaya başlar, 22 yaşında iken dünya üzerindeki büyük bir futbolsever çoğunluğunun ilgisini çeken 'Futbol Asla Sadece Futbol Değildir' kitabını çıkaran Simon Kuper, Ferhat Demirkıyık'ın kendisiyle gerçekleştirdiği röportajında, şahsına yöneltilen;
"Türkiye hakkında bir futbol kitabı yazacak olsan adını ne koyardın? Hangi konular hakkında yazardın" sorusuna cevaben; "Türkiye'de bildiğim tek şehir İstanbul ve "Futbolun Yarattığı Şehir" gibi bir şey yazmak isterdim. Konstantinopolis/İstanbul'un dünyanın en eski şehirlerinden biri olduğunu biliyorum. Ancak 1950'lerde oldukça küçüktü; neredeyse sadece yaklaşık 1 milyon nüfusu vardı. Sonra Türkiye'nin dört bir yanından milyonlarca insan gelmeye başladı ve bu uçsuz bucaksız yeni şehirde bir şeyler bulmaları gerekiyordu. Birçoğu bunu futbol kulüplerine bağlayarak yaptı. Kimlikleri Galatasaray, Fenerbahçe veya Beşiktaş taraftarlığına büründü. Köy hayatlarını kaybetmişlerdi ve bu büyük rekabetli yerde futbol fandomu aracılığıyla başa çıktılar" der…
İşte bu futbolun yarattığı şehir İstanbul, geçen haftasonu sis altında kalarak ayrı bir güzelliğe bürünürken diğer taraftan ise yaşamın alt üst olmasıyla tezatlar içinde idi.
"Beşiktaş ve Trabzonspor arasındaki oynanan önemli karşılaşma acaba sis dolayısıyla iptal edilir mi?" diye düşünürken saatler 16.00 gösterdiğinde Üsküdar ve Kız Kulesi güzel yüzünü Beşiktaş İskelesi'ndekilere gösterince her şey netleşti.
Lizbon dönüşünde hiç dinlenmeden Trabzonspor maçına çıkan Beşiktaş, Lizbon sahnesindeki hüsran dolu oyunu unutturmak adına olabildiğince doğru bir kadro ile sahaya çıkıp mücadele etti, ama maçı rakibine 2-1 sonuçla mağlup olarak bitirdi. Futbolun doğasında var olan üç sonuçtan birisi ve her birinden çıkaracağın sonuçlar ile yola devam etmek lazım. Beşiktaş adına yazılacak hataları yazıyoruz ama asıl çözüm gerektirecek konu Beşiktaş'ın "İllegal Hasımları" üzerinde durmaktan geçiyor.
Kim bu hasımlar; TFF ve tetikçisi MHK mı?
Vida, Ghezzal ve N'Koudou'nun pozisyonlarına "Penaltı" dememek, bu pozisyonlara VAR'dan bir dönüş yapmamak açık ve net bu illegal çetenin, düdüklerinden sıktıkları kurşunlardır ve maalesef bu kurşunlar sadece Trabzonspor maçında sıkılmamıştır. Buna göz yuman TFF, bu işlere karşı durmak, itiraz etmek yerine "Eldeki Malzeme" sözüyle "Teslimiyet" içindeki yönetim suçludur.
Sadece bunda kalmayarak, rakip takım taraftarını maça almayan, maçı seyretmek için bi'şekilde yol bulup, tribünde yerini alan ama ardından çıkan olayların içindeki suç oranında payı olanları malzeme olarak medya ve futbolseverin önüne atan TFF freni boşalmış araba gibi hızla duvara çarpmak üzere gitmektedir.
"Futbolun Yarattığı Şehir" maalesef "Futbolun Yarattığı İllegal Çetelere" yenik düşmüştür.
Maalesef ki! siyasi otoritenin atadığı değil, futbolun seçtiği yönetimler gelene kadar taşan "foseptik çukurunun" kokusu kentin üzerine sinmeye devam edecektir.
