Futbol iklimi

"Oyuncular, ayaklarıyla, tribünlerde ve ekranları başında yürekleri kabarmış, binlerce ya da milyonlarca meraklıya hitap eden bir gösteride rol alırlar. Bu oyunun yazarı kimdir? Teknik direktör mü? Yapıt çoktan aşmıştır yazarını. Oyunun gelişimi oyuncuların moraline ve yeteneklerine bağlıdır. Belirleyici olan şanstır ve rüzgâr gibi ne yöne eseceği belli olmaz. Bu yüzden oyunun sonu hem seyirciler hem de oyuncular açısından tam bir bilmecedir. Bunun istisnaları rüşvet ve öbür talihsizliklerdir.

Yüce futbol tiyatrosunun içinde kaç tiyatro vardır sizce? Ya da, yeşil dikdörtgenin içine kaç sahne sığar? Öbür oyuncuların yalnızca ayaklarıyla oynadıklarını düşünmek saflık olur.

Karşısındakini dehşete düşürmekte birebir olan bazı usta aktörler de vardır: Böyleleri önce, karıncayı bile incitmeyen bir melek yüzü takınır; sonra iter, küfreder, tükürür, rakibinin gözüne toprak atar, çenesine oturaklı bir dirsek vurur, bir dirsek de kaburgalarına indirir, formasından ya da saçından çeker, ayaktayken ayağına, yerdeyken eline basar ve bunları hakemin arkası dönükken, yan hakem de bulutları seyrederken yapar.

Bu aktörlerin bazılarının avantaj sağlamada üzerlerine yoktur. Ahmak gibi durup bön bön bakarak iş çevirir bunlar. Taç atışını, serbest vuruşu ya da faul atışını hakemin gösterdiği noktanın fersah fersah ötesinden kullanırlar. Baraj kurmaları gerektiğinde de yavaş yavaş ayaklarını kaydırmaya başlarlar; bu arada her nasılsa bir uçan halı onları alıp topa vuracak oyuncunun üzerine atıverir.

Vakit geçirme konusunda da uzmanlaşmış aktörler vardır. Bir anda çarmıha gerilmiş bir kurban suratı takınır ve acı içinde yuvarlanmaya başlar. Başını ya da dizini tutarak uzanır çimenlere. Dakikalar geçer, masör kaplumbağa hızıyla gelir saha kenarından. Masör ter içindedir, pomat kokar ve ille de boynunda bir havlu vardır. Bir elinde su matarası, öbüründe ise her derde deva ilacını taşır. Saatler, hatta yıllar geçer ve hakem ölü gibi yatan oyuncunun sahadan çıkarılmasını ister. İşte o anda bir diriliş mucizesi yaşanır; ölü bir anda fırlar ve ayağa kalkar."

İşte bu cümlelerle anlatıyor futbol usta Eduardo Galeano "Gölgede ve Güneşte Futbol" eserinde…

Süper Ligi''mizin dördüncü haftasını geride bıraktığımızda liderlik koltuğu; Medipol Başakşehir, Adana Demirspor, Fenerbahçe ile ilk üç hafta el değiştirdikten sonra dördüncü haftada Beşiktaş''ın liderliğine geçti.

Uzun lig sürecinde liderlik isimleri değişkenlik gösterecektir.

Bu değişikliğin altında yatan isim ise "Teknik Direktör" olacaktır. Bu teknik direktörler kimi zaman uzun uzun dizilmiş "methiyeler" ile göklere çıkarılırken, kimi zamanda yine o methiyeler dizenler tarafından yerin dibine batırılacaktır.

Bu onların değişilmez kaderidir…

Konyaspor deplasmanında yenilen Fenerbahçe ve teknik direktörü Jorge Jesus ve Alanya karşısındaki alınan beraberlik ardından altındaki sehpaya tekme vurulmaya hazır Valerien İsmael isimleri bunların en iyi örnekleridir.

Fenerbahçe üçüncü hafta Süper Lig liderliğini aldığı Adana Demirspor maçından ve Avrupa zaferlerinden sonra göklere çıkarılırken hatta Türkiye''nin Bayern Münih''i ilan edilirken, bu ligin tartışılmaz "şampiyon" adayı idi ve Jorge Jesus da "yılın teknik direktörü"…

Şimdi Valerien İsmael "Kral" Jorge Jesus ise "Kral''ın çıplak" hâli…

Ortada bir ayarsızlık "VAR" doğrusu…

Özellikle futbol medyasının, akıl almayan "reyting çakallığı" doğrultusundaki yaptıkları bu ayarsızlığı maalesef ki! Taraftara indirgemiş durumdadır.

Biraz da olaya şöyle iki adım geriden adım atarak bakmak gerekiyor gibi, en azından daha doğruları görmüş oluruz.

Mesela Fenerbahçe liderliği elde ettiği Adana Demirspor maçında sahada işini yapmaya çalışan bir hakem ve daha da mükemmeli işini yapmaya çalışırken hata yapan hakemi olumlu yönlendiren bir "VAR" gerçeği…

O gerçeklik önce Alanyaspor ve sonrasında Fatih Karagümrük (Caner''in penaltı pozisyonu) maçlarında Beşiktaş lehine görülmesi gerekirken görülmeyince, ülke futboluna katkı yapabilmek adına bu doğruları tartışmasız gerekirken bizler "reyting" uğruna "teknik direktörleri" adeta "futbol tanrılarına" "kurban" olarak sunduk…

Futboldaki sezon sonu başarı adına birçok şeyi söylemek adına çok ama çok erken vakitlerde, erken öten horoz konumuna düşmemek lazım ama şöyle bir baktığımızda Trabzonspor ve Galatasaray''ın çok da hazır olmadıkları aşikârdır.

Bir diğer gerçek de Fenerbahçe ve Beşiktaş''ın lig sürecinde başarının en büyük iki adayı olduğudur.

Buna "hakem düdüğüyle" biri veya birileri artık her ne ise izin verir mi? Bilmiyoruz…

En azından gördüğümüz izin verilmeyecek ve o düdük mutlaka "çomak" görevini yapacaktır…

Gaziantep FK, İstanbulspor, Konyaspor''un imza attığı dördüncü haftayı geride bırakıp şöyle

Süper Lig''in 5. Haftası programına baktığımızda;

02.09.2022 21:00 HANGİKREDİ ÜMRANİYESPOR-TRABZONSPOR A.Ş.

03.09.2022 19:15 DEMİR GRUP SİVASSPOR-VAVACARS FATİH KARAGÜMRÜK

03.09.2022 19:15 MEDİPOL BAŞAKŞEHİR FK-CORENDON ALANYASPOR

03.09.2022 21:45 FENERBAHÇE A.Ş.-YUKATEL KAYSERİSPOR

03.09.2022 21:45 BITEXEN GİRESUNSPOR-ARABAM.COM KONYASPOR

04.09.2022 19:15 ATAKAŞ HATAYSPOR-ADANA DEMİRSPOR A.Ş.

04.09.2022 21:45 FRAPORT TAV ANTALYASPOR-KASIMPAŞA A.Ş.