Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mehlika Figen Yazar

Mehlika Figen Yazar

Sonsuz Bilinç

Florürün zararlı etkilerinin ne kadar farkındasınız?

Bir çoğumuz florürün ne olduğunu az çok biliyoruz.

Özellikle bebeklik hatta gebelikte dahi bebeğin kemik gelişimi için doktorların florür takviyesi verdiğini ve sürekli olarak hayatımızın içinde olduğu gerçeğinin farkındayız.

Peki gerçekten de florür bu kadar masum mu?

Yoksa doğru bildiğimiz yanlışlardan biri de florürün bu kadar masum oluşu mu? Bu konunun uzmanı değilim ancak bu kısmın bilincimizi ne kadar etkilediği konusunda sizlere farkındalık oluşturacak bilgiler paylaşabilirim.

İlk kez florürün etkisini anlamak için İkinci Dünya Savaşı''nda Amerikalı askerlerin yemeklerine florür katılarak itaatkar ve emirlere uyan bir askerî ordu yaratmak amaçlanmış. Sonuçları ortaya çıkınca bu sefer de tüm dünyada bu uygulama yapılmış ve sulara, diş macunlarına florür katılmaya başlanarak bütün dünyayı yönetmek ve itaatkar toplumlar yaratmak çabasına girilmiş.

Şimdi "bu itaatkar toplumu oluşturacak etkiyi bu flörür nasıl sağlıyor?" Buna bir bakalım.

Epifiz bezini bilmeyen yoktur sanırım. İlerleyen yazılarımda daha açıklayıcı olarak epifiz bezinin ne işe yaradığını anlatacağım.  Ancak şimdi bilmeyenler için kısaca anlatayım.

Çam kozalağı şeklinde "Horus''un gözü" olarak da bilinen bu minicik organ aslında ruhsal alanımıza açılan bir pencere. Üçüncü göz olarak da tanımlanan epifiz bezi, bizim 5 duyu organımızın ötesindeki algılarımızı açan, bilinçli ve öngörülü olmamızı sağlayan çok önemli bir organ.

Tarih boyunca sır olarak saklanmış ve hatta bu organın ne işe yaradığını tam olarak anlamaya çalışan bilim insanları, hâlâ bu esrarengiz organın yararlarını araştırmakla meşgul.

Ancak biz gelelim flörürle olan ilişkisine. Epifiz bezi gece uyurken salgıladığı melatonin hormonundan tutun da rüya görmemizi sağlayan öte aleme kadar etkisi olan bir çok işlevi mevcut. İşte bu hormonlar dışında asıl yaptığı DMT denilen bir madde üretmesi.

Ne işe yarıyor bu DMT?

Ruhsal sezgilerimizin açılmasının ötesinde bizlerin sezgisel, duru görüsü açık yani duyum ötesi algılamanızı sağlayan çok önemli bir madde. DMT, doğal olarak sadece doğum anında ve ölüm anında salgılanıyor. Ancak dua, zikir, meditasyon gibi kendi içinize yöneldiğinizde de epifiz bezi tekrar DMT üretmeye başlıyor. Bazı bitkisel çaylar da Ayashucha, kenevir, üzerlik çayı gibi bitkiler de DMT üretimini sağlayabiliyor. Duru görüşü açık olan bir insanı hipnoz edemez beynini yıkayamazsınız. Olaya sadece mantıksal değil, çok boyutlu bakacağı için yani sadece ağacı değil de ormanın bütününü göreceği için o kişiyi uyutamazsınız. Bilinçli ve uyanmış bir toplumu da kendi çıkarlarınız doğrultusunda yönetemezsiniz. Çünkü her şeyin farkında ve bilinçli olma halini hayatı boyunca devam ettirir.

İşte flörür tüm bunları yok ediyor. Yani epifiz bezimizi kireçlendiriyor. Böylelikle insanlar farkındalığı olmayan bilinç düzeyi düşük toplumun bir parçası olmaya başlıyor. Beyin yıkamalar daha çok amacına ulaşıyor.

O nedenle sizlere tavsiyem, sularınıza ve diş macunlarınıza ve hatta yediğiniz içtiğiniz her şeyin içeriğinde flörür olup olmadığını kontrol etmeniz. Ayrıca her gün en az 10 dakika bile olsa meditasyon, zikir, dua v.b. faaliyetlerde bulunun. O zaman epifiz beziniz aktif olmaya başlayacak ve sonuçları gördükçe inanamayacaksınız.

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları