Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Şahin ŞİMŞEK

Şahin ŞİMŞEK

MERCEK

Emniyet Teşkilatımız

Merhaba değerli okurlarım. Bugün köşemize devletimizin teminatı emniyet teşkilatımızı, polislerimizi taşıyacağız. Adı üstünde, ülkemizin güvenliği ve emniyeti Genelkurmayımız ile beraber onların omuzlarında. Onlar bu devletin omurgasıdır. Allah hiçbir ferdini başımızdan eksik etmesin. Ayaklarına taş değdirmesin. Fakat polislerimiz için hayat o kadar da kolay değil. Mesleklerinin getirdiği binbir zorluk yetmezmiş gibi büyük bir toplum baskısıyla karşı karşıyalar. Bu biraz da sürekli göz önünde olmalarından kaynaklanıyor. Düşünsenize adam öldü polis, hırsız girdi polis, çantamı kaybettim polis… İhtiyacın ne olduğuna bakılmaksızın vatandaşın her türlü derdiyle ilgilenmek onların işi. Bu hem yıpratıcı hem de sabrın en büyüğünü isteyen bir meslek. Gecesi yok gündüzü yok. Bu koşullar altında çalışmak insanın psikolojisinin de sabrının da en sağlamını istiyor.

Sevgili okurlarım

Maalesef polis intiharları son günlerde gündemimizde daha çok yer almaya başladı. En son 27 Kasım günü aynı gün içinde 4 polisimiz intihar etti. Bununla birlikte 2021 yılı içinde intihar eden polislerimizin sayısı maalesef 100'ü aşmış oldu. Bu konu geçtiğimiz hafta mecliste de yankı buldu. Şüphesiz bu hepimizin içini acıtıyor. Bu millet ve devlet için canı pahasına görev yapan bu kardeşlerimiz neden ve hangi sebeplerle canlarına kıyma yoluna gidiyor? Bu derhal araştırılıp tespit edilmelidir. İlgili makamlarımız gerekli inceleme ve araştırmayı başlatmışlardır da, biz de buradan elimizden geldiğince ses vermiş olalım. Dediğimiz gibi polislerimiz üzerindeki baskı çok büyük. Her fırsatta bazı art niyetli çevrelerce saldırılıyor. Bir şey olsun da polislerin üzerine gidelim diye bekleyen bir tayfa hep oldu. Onları bir yana koyalım, sade vatandaşımız da bazen polislerimizin insan olduğunu unutabiliyor. Bu sözünü ettiğimiz art niyetli çevrelerle aynı pozisyona düşebiliyor. Her birimizden biraz daha anlayış ve sükunetten kimseye zarar gelmez. Aynı ülkenin vatandaşlarıyız ve her şeyi kolaylaştırmak varken niye zorlaştıralım? Peygamber Efendimizin bir buyruğu şöyle: "Zorlaştırmayınız, kolaylaştırınız."

Giydiği üniformaya yakışmayan, nasıl polis olmuş bu diye düşündüğümüz kişiler de yok mu, var. Her birimizin karşısına zaman zaman çıkıyor. Böyle tipler doktorundan öğretmenine hayatın her alanında olduğu gibi maalesef o şerefli üniforma altında da bulunuyor. Vatandaşın önyargısını da bunlar oluşturuyor zaten. Maalesef özellikle Gezi olaylarından sonra bu milletle polisi arasında bir gerilim yaratıldı. Gezi'nin başardıklarından biri de buydu. Bu milletle polisini taşla, sapanla karşı karşıya getirdiler. Sanki polis vatandaşın karşısındaymış gibi bir algı oluşturuldu. Halbuki polis de en az o barikatların arkasındakiler kadar bu vatanın evladıydı. Maalesef Gezi, polislerimiz için de kırılma noktası oldu. Orada hiçbir zaman görmek istemeyeceğimiz görüntüler gördük, olaylar yaşadık. Bu FETÖ'nün de ilk aleni operasyonlarından biriydi elbette. Gezi olaylarıyla aynı yıl 17-25 Aralık darbe girişiminden başlayarak bunların çoğu temizlendi. Gezi Parkı olaylarında ortalığı karıştıran maskeli eylemciler olduğu kadar polis üniforması altındaki FETÖ'cü hainler olduğu da sonradan ortaya çıktı. Dede Korkut'ta bir söz geçer: Kahpe içerde olduktan sonra kapı kilit tutmaz diye. Bu ülkede işte böyle hem sokaklar karıştırıldı hem de millet polisine düşman edilmeye çalışıldı.

Kıymetli okurlarım

Bütün bunları hatırlayalım ki bağlantıları kurabilelim. Polislerimiz canlarını ortaya koyarak görevlerini yapan bu vatanın evlatlarıdır. Her şeyden önce insandır. Kimsenin onları karalamaya ya da baskı kurmaya çalışmaması lazım. Çünkü bunun zararı yine size bize, sonucunda da ulusumuza olacaktır.

Kalın sağlıcakla.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları