Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Harun A. Altuntaş

Harun A. Altuntaş

Yazar

Embiya Çavuş'un bitmeyen çilesi

Geçtiğimiz hafta sonu Bulgaristan Türklerine uygulanan asimilasyona karşı direnişin önde gelen isimleri arasında yer alan İzmir''de vefat eden ressam ve porselen sanatçısı Embiya Çavuş''un cenazesi, Menderes ilçesinde toprağa verildi. İzmir Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği (BAL-GÖÇ) kurucu üyelerinden olan 96 yaşındaki Embiya Çavuş için Gaziosmanpaşa Camisi''nde tören düzenlendi.

Embiya Çavuş, 1926 yılında Bulgaristan''ın Şumnu ili Mahmuzlu kasabasında doğdu. 1933 yılında ilköğrenimine başlayan Çavuş, 1937''de Kemallar şehrinde bir yıl olmak üzere rüştiye (ortaokul), 1938-1941 yılları arası Şumnu ilinde medrese eğitimini tamamladı. Okul hayatı devam ederken resme merak sarmıştı ve amatör çalışmalarda bulunmuştu. 1944 yılında Ermeni asıllı okul müdürünün hışmına uğrayarak ilelebet Bulgaristan eğitim sisteminden mahrum bırakıldı.

1945 yılında komünist rejimin başa gelmesiyle eğitim sistemine geri alındı. 1945 yılında nüvvab (lise) okuluna başladığında, Türk okulları kapatılmıştı. Bunun üzerine beş arkadaşıyla birlikte sonradan Türkiye tarafından tescil edilecek olan "Bulgaristan Türklerinin Varlığını Benliğini Koruma Teşkilatı"nı kurdu.

1946 yılında 45 günlüğüne çalışma kampına gönderildi. 1947 yılında Gümülcine dönüşünde askerî istihbarat (RO) alanında yaralanmış olarak bulunup, Varna''ya gönderildi. Varna''da işkencelerle geçen bir yılın ardından, 1948 yılında teşkilat kurmaktan, casusluktan ve Tito ile Georgi Dimitrov''a suikast girişiminde bulunmaktan ölüm cezasına çarptırıldı. 1949-1956 yılları arasında "ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası" ile Belene''de kaldı. Embiya Çavuş Bulgar devleti tarafından Türkler''e yönelik uygulanan uygulamaları protesto ettiği için 16 yıl esir kampında yaşamak zorunda kaldı.

Batı dünyasının baskıları sonucu komünizmin birçok ağır hapishanesi kapatılırken, kendisini önce Plevne''ye sonra Sofya''ya naklettiler. 1963 yılında şartlı salıvermeden yararlanarak serbest bırakıldı.

1965 yılında Yenipazar''daki porselen fabrikasında porselen uzmanı olarak işe başladı. Porselenden tablolar, vazolar yapmaya başladı. Çalışmalarını büyük bir titizlikle yapıyor ve sanatında doruğa tırmanıyordu. Eserleri Almanya, İngiltere, Finlandiya ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB)''nde sergilendi. 1974 yılında Polonya''ya, 1976 ve 1977 yıllarında da yine SSCB''ye davet edilerek porselen konusunda istişarelerde bulundu.

1979 yılında arzu ettiği anavatanı Türkiye''ye yarı mübadele sonucu geldi. Dışişleri Bakanlığı''ndaki kısa bir çalışma evresinden sonra İzmir''e yerleşti. 1985 yılında İzmir Balkan Göçmenleri Kültür Dayanışma Derneği (BAL-GÖÇ)''nin kurucu üyesi olarak dernek faaliyetlerine başladı. 1999 yılına dek BAL-GÖÇ''te Başkan Yardımcılığı görevinde bulundu. 1999 yılında Celal Öcal ile birlikte Türk Dünyası İnsan Hakları Derneği''ni kurdu. Fahri Başkan seçildi.

Ayrıca, ABD Balkan Ülkeleri İnsan Hakları Konseyi üyeliği, Amerikan İnsan Hakları Derneği üyesi, New York Bulgaristan Türkleri Derneği üyeliği, Amerikan-Türk İslam Kültür Derneği üyeliği görevlerinde bulundu.

Yirmi bir yıl içinde aralarında ABD (New York, Washington Elçilikleri, BM Teşkilatı ve Kanada''da Elçiliğinde, yüz altı resim sergisi açılışında bulundu. Tunaser Yayınları tarafından Türkçe ve İngilizce olarak piyasaya sürülen Yaşadıklarımız Bir Daha Yaşanmasın (Let What We Live Not To Be Repeated) kitabının yazarı ve resmedenidir. Evli ve bir kız çocuk babasıdır.

Nisan 2006''da Çukurova Üniversitesinde Bulgaristan Türkleri''nin yaşadığı acı gerçekleri yorumlayan İnsanlığa Çağrı adlı resim sergisini açtı. Sergi sol görüşlü 15-20 kişilik bir öğrenci grubu tarafından taş ve sopalarla basıldı. Saldıran grup ile sergiyi gezen öğrenciler arasında kavga çıktı. Sergiyi gezen 6 öğrenci yaralandı ve bazı resimler parçalandı. Çavuş saldıranların, 15-20 kişilik öğrenci grubunun, gelerek kendisine; "Biz PKK''lıyız, komünistiz. Bu sergi bize hakarettir. Sergiyi kapat, yoksa seni de yakarız resimlerini de yakarız" diye tehditler savurduklarını söyledi.

Bulgaristan''da gördüğü muamelenin benzerini anavatanında görmek Çavuş''u bir hayli üzdü. Dünyanın her yerinde sergi açtığını ve böyle bir tepkiyle hiçbir yerde karşılaşmadığı ifade etti. Ressam Embiya Çavuş serginin, insanın insanlığa yaptığı işkenceyi anlattığını, kimseyi hedef almadığını söyledi. Çavuş; "Üniversiteyi, üniversite yönetimini kınıyorum. Güvenlik önleminiz yoktu da neden bu sergiyi açtırdınız?" sözleriyle kınadı.

Çok sayıda porselen eseri ve tablosunun yanı sıra "Yaşadıklarımız Bir Daha Yaşanmasın" adlı bir kitabı bulunan rahmetle andığımız Embiya Çavuş, son 5 yıldır alzaymır tedavisi görüyordu.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları