Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
A.Öner PEHLİVANOĞLU

A.Öner PEHLİVANOĞLU

BAKIŞ

Eğitim Birliği Yasası

Değerli okuyucular merhaba.

"30 yıl önce Dağlık Karabağ'daki Hocalı kenti Ermeni güçleri tarafından kuşatılmış, 613 Azerbaycan Türkü Ermeniler tarafından katledilmişti. 25/26 Şubat 1992 gecesi yaşanan Hocalı Soykırımının yıldönümünde hayatını kaybedenlere Ulu Tanrı'dan rahmet, tüm Azeri kardeşlerimize başsağlığı diliyorum."

İnsan topluluklarını ulus yapan eğitimdir. Eğitim ulusun inşasında vazgeçilmez harçtır. 3 Mart haftasında Eğitim Birliği yasasının kabul edilişinin 98'nci yıldönümünü kutlayacağız. Gelin birlikte devrim yasalarının kabul edildiği 3 Mart 1924 tarihine gidelim;

"19. asra gelindiğinde, Osmanlı Devleti'nde ulusal ve azınlıklara ait olan farklı eğitim kurumlarının faaliyette olduğunu görüyoruz. Bu dönemde; Türk toplumuna ait eğitim kurumlarının en önemlileri Enderun, medreseler ve sıbyan mektepleridir. 1908'de kapatılan Enderun, yüksek dereceli devlet personeli yetiştiren Osmanlı'nın en önemli eğitim kurumuydu. Devlete nitelikli kadro ve ulema yetiştiren kurumlar medreselerdi. Şer'iye ve Evkaf Vekaletine bağlı medreselerde eğitim din temelliydi, tamamen din adamları tarafından verilmekteydi. Halkın çocuklarının eğitim aldığı eğitim kurumları sıbyan mektepleriydi. Osmanlı Devleti'nin kuruluş ve yükselme dönemlerinde hızla gelişen medreseler  ulemanın nitelik bakımından yetersiz olması yanında medreselerin siyasete karışması ile 19. Asırdan itibaren  eğitimdeki ağırlıklarını kaybetmişlerdi."

"Azınlık okullarına gelince; 1856 İslahat Fermanı ile Azınlıklara din, dil, kültür alanlarında olduğu gibi eğitim alanında da tam bir serbestlik tanınmıştı. Azınlıklar, kendilerine tanınan bu serbesti içinde kendi eğitim kuramlarını açmıştı. Osmanlı sınırları içinde en çok okulu olan azınlıkların başında Rumlar geliyordu. İstanbul'daki Fener Rum Papaz Mektebi ve Heybeliada Papaz Mektebi, Fener Rum Patrikhanesi'nin himayesi altındaydı. Ermeniler ABD'li misyonerlerin desteği ile başta İstanbul olmak üzere Anadolu'nun pek çok şehrinde okullar açtılar. Yahudiler, XIX. yüzyıla kadar eğitimlerini havralarda yapıyorlardı. Yahudiler, 1854 yılında İstanbul'da Musevi Asri Mektebini kurdu. Allians İsraelit (Alyans İsrailit). Yahudilerin yaşadığı yerlerde çok sayıda okul açmıştı. Yabancı devletler Osmanlı İmparatorluğu toprakları içinde toplam 34 okul açmıştı; Fransa 9, ABD 11, İtalya14.

Azınlıkların açtığı bu okullar denetlenmediği için bölücü ve ayrılıkçı faaliyetlerde bulunmaktaydı. Eğitim Birliği (Tevhidi Tedrisat) yasası, milli olmaktan uzak, çok merkezli eğitimi, tek merkeze, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlayacaktı."

"Değerli arkadaşlarım; iki askerî zafer; Sakarya ve Başkomutanlık Muharebesi, iki siyasi zafer Mudanya Mütarekesi ve Lozan Barış Antlaşmasının kabulü ile kurtuluş sağlanmıştır. Kurtuluşu, Kuruluş adımları takip edecektir. İlk adımda;

1 Kasım 1922   Saltanat kaldırılır.

13 Ekim 1923   Ankara Başkent olarak kabul edilir.

29 Ekim 1923   Cumhuriyet ilan edilir.

3 Mart 1924'de TBMM'de devrim niteliğinde; üç önemli yasa kabul edilir.

Şeriye ve Evkaf (429 sayılı yasa) vekaleti kaldırılır.

Halifelik lağvedilir (431 sayılı yasa) ve Eğitim Birliği Yasası kabul edilir (430 sayılı yasa)

Eğitim Birliği Yasası, Türk toplumunda yaşamsal bir değişimi, aydınlanmayı sağlayan, kültür hamlesidir. Eğitimin birleşmesi ile özellikle 19. Yüzyıldan beri eğitim sorumluluğu üstlenmiş, Şeriye ve Evkaf Vekaleti medrese ve mektepleri ile azınlıklar tarafından kurulmuş vakıflarca  yönetilen azınlık okulları ve son olarak misyonerler tarafından açılmış amaçları ulusal olmanın ötesinde farklı hedeflere yönelmiş eğitim kurumları Milli Eğitim Bakanlığı'na devredilmiştir. Evkaf ve Şeriye Vekaleti kaldırılarak bu bakanlık yönetiminde olan medreseler kapatılmış, diğer eğitim kurumları Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlanmıştır.

Eğitim Birliği yasası ile eğitim birliği sağlanarak milli kültürün yaratılmasında önemli adım atılmıştır. Öğretim ve eğitime milli bir karakter kazandıran, Eğitim Birliği yasası, ulusun inşasında önemli kültürel devrimin adı olmuştur.

Önce, ulus kavramını tanımlamak gerek, M. Kemal Atatürk; "Ulus, aynı toprak üzerinde yaşayan kültür ve ülkü birliği ile birbirine bağlı yurttaşların oluşturduğu sosyal ve siyasi bir topluluktur." ifadesi ile tanımlamıştır. Bir ulus nasıl inşa edilir, insan toplulukları nasıl ulus olurlar?" M. Kemal Atatürk'ün deyişiyle; "Ulusun mimarları öğretmenlerdir." Ulus olmanın temel ögesi kültür ve ülkü birliği eğitim ile oluşur. Ulus ve ülkü birliğini besleyen önemli bir kaynak tarihtir, bu yaklaşımla  eğitim, ulusal tarih bilinci yaratacak şekilde yürütülmelidir, "ulusal tarih bilincine sahip uluslar sonsuza dek yaşarlar, çünkü, tarih okumak yarınları okumaktır, tarih incelerken ne kadar geriye gidersek o kadar ileriyi uzağı görürüz." İçinde bulunduğumuz dönemde, Anayasa'nın 42 nci maddesine rağmen  bir takım güç odaklarının Eğitim Birliği yasasını delerek kendi düşünce ve beklentilerini gerçekleştirecek eğitim kurumları açma gayreti içinde olduğu gözlenmektedir. Bu eğilimler karşısında,"Ulus olarak varlığımızı, birliğimizi ve bütünlüğümüzü  korumak, çağdaş ve aydınlık bir Türkiye yaratmak için M. Kemal Atatürk'ün gençliğe çağrısında ifade ettiği gibi, başta Türk gençliği olmak üzere tüm Türk ulusu  Cumhuriyet devrimlerinin koruyucusu ve kollayıcısı olmak zorundadır."

Sağlık ve esenlik dileklerimle.

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları