Düzenli balık tüketimi bağışıklık sistemini korur

Av yasağının sona ermesinin ardından geçtiğimiz ay başlayan balık sezonuyla mevsimin taze balıkları tezgahlarda yerini almaya başladı. Uzmanlar pandemi döneminde bol bol balık tüketilmesini öneriyor. Protein içeriği yüksek A, D, K ve B grubu (B1, B2, B3, B6, B12) vitaminlerinden zengin; omega-3, iyot, selenyum, fosfor, çinko ve magnezyumun da iyi birer kaynağı. Yapılan bilimsel çalışmalar, içerdiği çok sayıda vitamin ve mineraller sayesinde düzenli balık tüketiminin; hafıza, göz ve kemik sağlığımızı güçlendirdiğini; koroner kalp hastalıkları riskini ve total kolesterolü düşürdüğünü; kolon, meme, rektum kanserlerine karşı koruyucu olduğunu; içeriğindeki omega-3 ve omega-6 yağ asitlerinin beyin ile sinir sistemini güçlendirerek bağışıklık sistemini koruduğunu gösteriyor.

Son derece besleyici bir gıda olan balıkta bilinçli avcılık kadar bilinçli tüketim de önemli. Altınbaş Üniversitesi Gastronomi Bölümü Öğr. Gör. Su Ürünleri Yüksek Mühendisi Gökhan Taşpınar, yeni başlayan balık sezonunda mevsimine göre tüketilecek en taze ve lezzetli balıklar hakkında bilgi vererek bilinçli balık tüketimi konusunda uyarılarda bulundu.   

Şimdi sözü işin uzmanına bırakıyorum:

Şimdi lüfer, levrek, palamut ve uskumru zamanı: Bütün balıkların kendine has bir yaşam döngüsü var ve her balık her mevsim yenmez. Kasım aylarının başına geldiğimiz bu zamanlarda balıklar artmış, yağlanmış ve göç etmeye başlamış olurlar. Şu anda tüketilmesi en güzel balıklar; Deniz Levreği, Lüfer, Kofana, Palamut, Torik, Uskumru, Barbun, Tekir, Minekop, İskorpit, Lipsöz, Akya, Karagöz ve Trança'dır. Önümüzdeki aydan itibaren de havaların soğumasıyla birlikte Hamsi de en lezzetli halini alacaktır. Yılbaşından sonra şubat mart gibi Kalkan ve İzmarit, yazın da Sardalye mevsimi başlayacaktır.

Taze balık nasıl anlaşılır?: Haftada en az iki-üç porsiyon tüketilmesi gereken balığa, üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde pek rağbet gösterilmiyor. Bunun başlıca sebepleri arasında insanların aklında balığın çabuk bozulabilir yapıda olması sebebiyle zehirlenme korkusu ve evde koku yapması durumu var. Ancak balığın taze olup olmadığını anlamanın kolay bir yöntemi var. Balık alırken; gözleri parlak ve dışa bombeli olmalı, derisi parlak ve parmağınızı bastırdığınız zaman içeri göçük olmamalı, kokusu deniz gibi olmalı ağır kokmamalı, solungaçları kanlı ve kırmızı olmalı, pullu balıkların derisine ters yönde parmağınızı sürttüğünüzde pullar rahat çıkmamalı, balığı kafasından tuttuğunuzda vücudu dik durmalı çok eğilmemeli, en önemlisi de güvenilir balıkçıdan alınmalı, balık kadar balıkçınıza da güvenmelisiniz. Su ürünlerinde tağşiş çok kolay yapılabilir.

Pişirmede en besleyici yöntem buğulama: Balığın pişirilmesinde buğulama yöntemi hem lezzet hem de besin değeri açısından en sağlıklı tüketim şeklidir. Eğer yağda pişiriliyorsa da yan ocakta cezvede vanilya kaynatılırsa koku en aza indirgenir. Balıkları mevsiminde alıp kafası ve iç organlarından temizleyip uygun bir şekilde dondurma ve çözdürme işlemi yapılırsa uzun süre tazeliğini muhafaza eder ve besin değeri de büyük oranda korunur.

Balık satın alırken avlanma boylarına da dikkat etmek gerek. Yavru balıklara isim vermek onları tüketebileceğimiz anlamına gelmemelidir. Eğer denizlerdeki balık popülasyonunu korumak istiyor ve onlara saygı duyuyorsak en az bir kere üremelerine izin vermeliyiz. Örneğin defne yaprağı, çinekop, vonoz, çingene palamudu, kıraça uluslararası anlamda kullanılan balık isimleri değildir, bunlar yavru balıklardır, tüketilmemelidir.

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları