Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
A.Öner PEHLİVANOĞLU

A.Öner PEHLİVANOĞLU

BAKIŞ

Dreyfus Olayı

Değerli okuyucularım,

TC devleti iki askeri ve iki siyasi zaferle kurulmuştur. Askeri zaferin ilki Sakarya Meydan Savaşı, ikincisi Başkomutanlık Meydan Savaşıdır. Siyasi zaferlerin ilki Mudanya Mütarekesi ikincisi ise 24 temmuz 1923'te imzalanan Lozan Barış Antlaşmasıdır. 98 yıl önce bu gün imzalanan Lozan Barış Antlaşması ile yeni Türk devleti uluslararası alanda varlığını kabul  ettirmiştir. Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan her Türk, ulusun birliği ve ülkenin bütünlüğü ile lozan'da tanınan türk devletini, sonsuza dek koruma ve kollama görevi ile karşı karşıyadır. Askeri ve siyasi zaferlerin kazanılmasında yaşamları pahasına mücadele eden başta ulu önder gazi Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü olmak üzere şehit ve gazilerimizi minnet ve şükran duyguları ile anıyoruz."

Adalet için bir savaşın öyküsü

Emil Zola

"Yakın zaman önce basında yer alan ve toplum vicdanını sarsan haberlerden, görevde bulundukları dönemde, Yasal görevlerini ifa eden bir kısım TSK mensuplarının, gerçek dışı bilgi ve belgelere dayanarak yargılandıkları ve cezalandırıldıklarını öğrenmiş bulunuyoruz. Dava hakkındaki iddialar 1894'te Fransa'da yaşanan Dreyfus olayını hatırlatmaktadır. Emil Zola'nın yazıları ile önderliğini yaptığı basın mücadelesi sonunda, Adil yargılama gerçekleşmiş, Dreyfus'un masum olduğu ortaya çıkmıştır. Türk basınında da Emil Zola'lar ve Adaletin savunucusu yargıçların olduğuna inanıyoruz.";

Kütüphanemden Emil Zola'nın Dreyfus Olayı, "Adalet için bir savaşın öyküsü" adlı kitabını alarak tekrar okudum. Satır aralarındaki notlarımdan kitabı 2002'de okuduğumu görüyorum.

Gerçek dışı belgelere dayanarak, savunma hakkı tanınmadan Yüzbaşı Alfred Dreyfus, suçlu bulunur, ıssız bir adaya sürgün edilir. Olayın tertiplendiği istihbarat dairesi basşkanlığından sağlığı nedeniyle ayrılan İstihbarat Başkanı yerine atanan, Albay Picquard, İstihbarat Dairesi içindeki usulsüzlükleri tespit eder, Dreyfus davasının gerçek dışı begelere dayandığını saptar, davanın tekrar görülmesi için mücadeleye başlar.

Komuta kademesi ve yargı teşkilatı Picquard'ın karşısındadır. Olay basına intikal eder. Emil Zola, hakkındaki bütün baskı ve cezalandırılmalara rağmen adaletin ve gerçeğin savunucusudur. Emil Zola, gazetede yayınlayamadığı, ancak broşür olarak yayınladığı makalesinde, Dreyfus davası ile ilgili olarak, Fransa'da, adil olmayan ve hukuk dışı davranışları nedeniyle, Yargıyı, Hükümeti ve Fransız Cumhurbaşkanlığı'na "J'accuse-suçluyorum" ifadelerini kullanır. "Suçluyorum." der.

Nedir Dreyfus olayı?

1894 yılında, Fransız Askeri İstihbarat örgütü, Alman Büyükelçiliğinde çalışan Fransız gizli istihbarat ajanının aktardığı belgeler arasında, Fransız Ordusunda görevli bir kişi tarafından bazı gizli askeri bilgi ve belgelerin Alman Büyükelçiliği Askeri Ataşesi'ne gönderildiğini haber veren imzasız bir mektup ve ekindeki çizelgeleri ele geçirir. Yapılan araştırmada, yazının benzerliği esas alınarak, Fransız İstihbarat dairesinde görevli stajyer Yüzbaşı Alfred Dreyfus tarafından yazıldığı iddia edilir.Yapılan soruşturmada "maddi kanıtın sağlam olmadığı" tespit edilmesine rağmen Dreyfus tutuklanır.

İstihbarat Başkanlığı tarafından hazırlanan gizli dosya, "Savunma avukatı ve sanığın"  haberi olmadan  askeri yargıçlara ulaştırılır. Yargıçlar savunma hakkını çiğneyen bu uygulamanın yasalara aykırılığını görmezden gelir ve yedi yargıcın oy birliği ile Dreyfus suçlu bulunur. Dreyfus'un; ordudan çıkarılmasına, rütbesinin geri alınmasına ve ömür boyu sürgün ve hapis cezasına çarptırılmasına karar verilir. Davanın temyizi red edilir. Dreyfus'un rütbeleri sökülür ve Şeytan adasına sürgüne gönderilir. Cumhurbaşkanı istifa eder.

Fransız İstihbarat teşkilatının başında bulunan Albay rahatsızlığı nedeniyle ayrılır yerine Albay Picquard görevlendirilir. Albay Picquard, Alman Büyükelçiliğinde çalışan Fransız Ajanı'nın verdiği evraklar arasında "Alman Büyükelçiliği Askeri Ataşeliğinden, Fransız İstihbarat örgütünde görevli Binbaşı Valsin- Esterhazy'e gönderilmiş "telgraf diye anılan" mektubu ele geçirir.

Albay Picquard Bnb. Esterhazy'i izletir ve onun hakkında son derece olumsuz bilgiler edinir. Esterhazy'nin el yazısının, Dreyfus'a ait olduğu iddia edilen ve Dreyfus'un cezalandırılmasına neden olan "çizelgedeki" yazı ile aynı olduğunu tespit eder. Dreyfus dosyasını inceler, Dreyfus'un hüküm giymesine yol açan "çizelgedeki" yazıya korkunç şekilde benzediğini dikkate alarak, Esterhazy'nin suçlu olduğu kanısına varan Albay Picquard, Genelkurmay Başkanı ve İkinci Başkanı, Dreyfus'un  suçsuzluğuna ve davanın yeniden görülmesi gerektiğine ikna etmeye çalışır. Sonuç alamaz.

Konu basına intikal eder, Albay Picquard, İstihbarat Başkanlığı görevinden alınır, Tunus'a tayin olur. Dreyfus'un yazdığı iddia edilen mektup ve çizelgenin basına sızarak gazetelerde yayınlanması üzerine, Esterhazy'nin yazisını çok iyi tanıyan Banka müdürü bu durumu Dreyfus'un kardeşine bildirir. Mathieu Dreyfus, Alfred Dreyfus'un yargılanmasına esas alınan çizelgenin Esterhazy tarafından yazıldığını kamuya açıklar. Ortaya çıkan bu bilgiler ışığında Emil Zola, Dreyfus'un suçsuz olduğuna inanır. Zola, Dreyfus'un suçsuzluğunu savunan üç ayrı yazı Le Figaro'da yayınlanır.

Emil Zola, "önce, gençliğe, sonra Fransa'ya ve daha sonra, L'Aurore gazetesinde, Cumhurbaşkanı'na hitaben  "J'Accuse, Suçluyorum.." başlıklı kamuya açık üç mektup yayınlar.

Emil Zola "Tutanak" adlı yazısında basına seslenir; "Aşağılık basının azgınlığını gördük...Yalan, lekeleme, iftira, doğal olgular haline getirilmiştir. Tüm bu olgular çağımızın yüz karası olarak kalacaktır. Basında bir tek ses çıkıp da hakarete uğrayan adaleti savunmamıştır ama din savaşlarına dönmek, dinsel zulümleri  yeniden başlatmak, soyların birbirini yok etsin için "düşmanlığı" çağrısında bulunmuşur.

Emil Zola, "Gençliğe Mektup" adlı broşürde; "..Öfke ve heyecanlarınız adına gösteriler yapan, tedirgin vicdanlarınızın haykırışlarını duyurmak gereğini hisseden gençler, nereye gidiyorsunuz? Nüfuzunu kötüye kullananları mı  protesto edeceksiniz? Ruhlarınızda yanan gerçek ve adalet ateşini küçümseyen mi oldu? Toplumsal bir haksızlığı mı düzelteceksiniz? Bu denli yanlış tartan bozuk teraziyi mi kınayacaksınız? Kimi dar kafalı yobazları mı kınayacaksınız? Gençler, "bir büyük ulusun içinde suçsuz bir insan işkence altında inlerse, o ulusun kendisi hüküm giymiş demektir. Buna inanınız." çağrısında bulunur.

"Ey gençlik, seni bekleyen büyük ödevi düşün, sen geleceğin mimarısın, önümüzdeki yüzyılın temellerini atacaksın. Biz yaşlılar.. daha önce dünyaya gelenler, bir çok uyuşmazlıklar, karanlıklar bırakıyoruz sana... Sen zorba bir yönetim altında dünyaya gelmedin. Her sabah göğsünde bir efendinin çizmesiyle uyanmanın ne demek olduğunu bilemezsin. Diktatörün kılıcından, kötü yargıcın uydurma kararlarından kurtulmak için dövüşmedin. Atalarına teşekkür et, yalana alkış tutma. Gençlik, her zaman adil ol. Gençlik Gençlik, İnsancıl ol, yüce gönüllü ol, Suçsuz bir insanın tüyler ürpertici bir ceza çektiğini söylüyorsak, yanılsak bile bizden yana olmalısın. Nereye gidiyorsunuz gençler? Yirmi yaşın yiğitliğini ve umudunu kısır çekişmelerin ortasında harcayarak, sokaklarda gösteriler yaparak nereye gidiyorsunuz? Biz, insanlığa, gerçeğe, adalete gidiyoruz!"

Emil Zola,"Fransa'ya" adlı broşürde; Gizli bir soruşturmadan sonra, yargılamanın da gizli yapılması hiçbir şeyi çözümlemez, susmak suç ortağı haline gelmek olacağına göre konuşmak gerekir. Bu olayın yazılmasına engel olmak çılgınlıktır. Bu olay yazılacak ve en ufak sorumluluğun hesabı sorulacaktır. Fransa bu senin şerefin için böyle olacaktır."

"Suçluyoum" adlı broşürde, "adli hatanın düzenleyicilerini suçluyorum, adli hatayı üç yıldan beri savunanları suçluyorum, Genelkurmay Başkanı'nı, çağımızın en büyük haksızlığına suç ortağı olduğu için suçluyorum. Dreyfus'un suçsuzluğu konusunda elinde bulunan kesin kanıtları saklamakla, saygınlığı tehlikeye düşen Genelkurmay'ı insanlığa karşı ağır suç işlemekle suçluyorum. Konu ile ilgisi olup adil davranmayan her kişiyi suçluyorum. Bir sanığa gizli kalan belgeye dayanarak hüküm giydirdiği için Savaş Konseyini suçluyorum.

Esterhazy, hakkında açılan davada beraat eder. Albay Picquard sahtecilikten tutuklanır. Altmış gün bir kale de hapsedilir.Açığa alınır.

Zola, basın yoluyla mücadelesine devam eder, tutuklanır, cezalandırılır. Ancak gerçek yürür.

Zola mücadelesinde ilk başarıya ulaşır.

Dreyfus davasının yeniden ele alınmasına karar verilir. Sonuç, Dreyfus masumdur, rütbesi iade edilir, "Legion D'honner" nişanı verilir.

Olayın tertipçisi Esterhazy hazırladığı sahte evrak nedeniyle suçlu bulunur.

Albay Picquard masumdur.

Emil Zola'nın zorlu mücadelesi sonunda, Adalet gerçekleşir. Fransız yargısı aklanmış olur.

Esenlik dileklerimle.

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları