Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Movit

Hüseyin Movit

DİKKAT ETSENİZ İYİ OLUR

Doğru yazalım doğru konuşalım

Paraaminobenzoik, parabellum, paradigma, paradigmatik, paradoks, paradoksal, parafazi, parafimozis, parafiz, parafreni, paragenez, paragenezi, paraglossum, paragnat, paragnozi, paragraf, parakinezi, parakrin, parakrin hücreler, parakuzi, paralali, paraleksi, paralektotip, paralel, paralelokinezi, paralize, paralojizm, paramagnetik, parametre, parametrik, parametriyum, paramorf, paramorfizme, parapineal organ, paraplâzma, parapet, parapot, parapoz, parapsit kafatası, paramüzi, paranoya, paranoyak, parasempatik, parasempatik sinir sistemi, parasentrik inversiyon, parasfenoyit, parasimbiyum, paraspor, parasporangiyum, paraşüt, paratimi, paratip, paratiroit, paratop, paratoner, parazit, parazoa. Nasırıye, mezhepsel üzerine.

 

Paradigma

 

Bu ara üzerinde durduğum sorunlardan biri, batı dillerinden Türkçeye geçen bir ön ek ile kurulmuş kelimelerin dilimizde giderek sıkça kullanılmasıdır. Bu hususa dikkatleri çekmek için Türk Dili dergisinin Mart 2003 tarihli sayısında anti-ön ekini taşıyan ve bugüne kadar Türkçeye geçmiş 60 civarında kelime bulunduğunu yazmış bu yapıdaki bazı kelimeler üzerinde durmuştum. Bu sayıda da ele aldığım paradigma kelimesi dolayısıyla para- ön ekiyle kurulmuş ve bu ön ekle Türkçeye geçmiş 60 civarında kelimeyi sergilemeye ve birini incelemeye çalışacağım. Bunların Türkçe ekler almış veya bir Türkçe kelime ile birlikte yeni bir söz oluşturmuş paraşütçü, paraşütçülük, paralel kenar, paralel düzlem, parazitler gibi biçimleri bu sayıya dâhil değildir. Yukarıda sıraladığım para- ön ekiyle kurulmuş kelimeler bir Fransızca veya İngilizce sözlükten alınmamıştır. Bunlar günlük dilde geçen, Türkçe sözlüklerde, biyoloji, matematik, psikoloji gibi alanlarda kullanılan ve bu dalların sözlüklerinde bulunan kelimelerdir. Unutmamak gerekir ki, Türkçeye geçen yalnızca ön eklerle kurulmuş kelimeler değildir. Son ekleri içeren revizyon, revizyonizm, standart, standardizasyon, stabilize, stabilizatör, medya, medyatik, form, formalist gibi binlerce kelime bu örneklerde görüldüğü gibi birer son ekle birlikte Türkçeye geçmiştir. Son eklerin Türkçe bir ekle karşılanması bir ölçüde kolaydır. Çünkü Türkçenin ekleri de son eklerdir. Asıl sorun ön eklerin Türkçede karşılanmasındadır.

Bizler bütün bu son ve ön ekleri eğitim programlarımıza almadık, cumhuriyet tarihi boyunca bunları ders kitaplarında işlemedik; bunların ne anlama geldiği, Türkçe karşılıklarının ne olabileceği üzerinde durmadık; "Nasıl olsa bunlar yabancı sözlerdir, bir gün dilden çıkacak ve yerine Türkçeleri girecek" diye avunup durduk. Bugün Türkçede ön ve son eklerle kurulu birkaç bin kelime bulunmakta ve bunların çoğu bilim dallarında, cumhuriyet tarihi boyunca herhangi bir Türkçe karşılık gösterilmeden kullanılmaktadır. Prefiks'e ön ek, sufiks'e son ek karşılığını bularak sorunu çözdüğümüzü zannettik. Bu ihmalkârlığın sebeplerini burada ele almak, bu makalenin sınırlarını aşar. "Bilim nerede üretilmişse, o ülkenin terimlerini almak zorundayız" deyip işin içinden çıkamayız. Yabancı dille eğitimin söz konusu kelimelerin sayısını artırdığı gözden kaçmıştır. Bu olumsuz gidişte asıl sorumlu, bilim adamları ve basınımızdır. Bilim adamlarımız bu olumsuz duruma seyirci kalmışlardır. Bugün gelinen noktayı çözümlemek ve bu gidişe çare aramak, altından kalkılmayacak derecede ağır bir yük hâline gelmiştir. Üzülerek belirtmek gerekir ki, ön ve son eklerle kurulu kelimelere Türkçe bugün teslim olmuştur. Dilciler, bilim dallarının öğretim üyeleri, uzmanlar bir araya gelip bu soruna eğilmezlerse, Lâtince ve Yunancanın birer ders olarak liselerde okutulmasının gündeme geleceği uzak değildir. Her gün bir yenisini duyduğumuz bu tür kelimelerin gerçek anlamları ve kullanıldıkları yerler gereği gibi bilinmediğinden önüne gelen, sırf batılı görünmek için söz konusu kelimeleri istediği anlamda kullanabilmektedir.

Adım adım izlediğim bu gidişte Türkçeye akın eden batı kökenli kelimelere yetişmek mümkün olmuyor. Bunları öğrenmeye, Türkçe karşılıklarının ne olabileceğini düşünmeye çalışırken genç kuşakların, öğrencilerin bu durum karşısında bir çıkmazda olduklarını görüyorum. Türk millî eğitimi bu gerçeği görmeli ve bu hususla ilgili programlar geliştirmeli, bu kargaşadan kurtulmanın yollarını mutlaka bulmalıdır.

Böyle bir tespit yapıp sorunu bir yönüyle dile getirdikten sonra para- ön ekiyle kurulmuş ve bu arada gazetelerde, televizyonlarda sıkça rastladığımız paradigma kelimesine gelelim. Paradigma kelimesinin gazetelerdeki kullanımı ve sözlüklerdeki tanımları gözden geçirildiğinde kargaşanın boyutu hakkında bir fikir edinmek mümkün olmaktadır. Aslında bu durum öteki batı kökenli pek çok kelimede görülmektedir. Bir gün birisi, benzeri bir söz ortaya atıyor, ertesi gün o söz başka ağızlarda değişik anlamlarda kullanılmaya, yayılmaya başlıyor. Devam edecek (Prof. Dr. Hamza Zülfikar, turkofon.org)

 

 

BUNLAR DA KISA KISA

 

* Hıncal Uluç, Sabah, 07.03.2021: "12 Nisan 1996 yılında yayınlanan bir yazım.."

- Gün, ay ve yıl belirtildikten sonra "yılında" değil, "tarihinde" denilir.

- Dilimizde "yayınlamak" diye bir kelime yok. "Neşretmek" anlamındaki "yayımlamak" kelimesini kullanmak varken!

* İpek Çalışlar, Latife Hanım, Doğan kitap, s. 46: "Belediyeyi bağımsız bir kurum gibi yönetmeyi sürdüren Başkan Muammer bey görevden alındı ve Vilayet İdare Meclisi'nce yargılanması kararlaştırıldı."

Yargılayacak olan Vilayet İdare Meclisi olmadığına göre cümlenin "... ve Vilayet İdare Meclisi'nce de yargılanması için gerekli izin verildi." şeklinde olması gerekir!

*  Ersoy Dede, Star, 28.01.2021: "Hayvan hakları yasası yine hakkettiği biçimde tartışılmayacak..."

Hüseyin Movit

@pandispanyagaze

 

17 Mar 2019

NEYMİŞ?

Ersoy Dede, TRT Radyo 1, 17.03.2019/8.58: "Müslümanlar bunu hakketti"

İstediğin kadar uyar, nafile. Dede'yi 14 Mart'ta uyarmıştık amma.

Hak etmek ile hakketmek arasındaki farkı, dünkü çaylak muhabirler biliyor da! 

 

* Mevlüt Tezel, Sabah, 25.02.2021: "Öyle bir beklenti oluştu ki, Mart ayında..."

Ay adlarının özel isim olmadığını dün yazdık. Mevlüt Tezel'e laf anlatmak, hecin devesiyle dans etmekten zor.

Ne diyelim, "Sokma akıl dokuz adım" diyelim mi?

 

*  Doğan Hızlan, Hürriyet, 06.01.2002: "Dostoyevski'nin Beyaz Geceler'inden ne kaldı aklımda? Ayın başka türlü parladığı, aşkların ve terk edilmişliklerin başka türlü yaşandığı, kar altında"

"Dostoyevski'nin 'Beyaz Geceleri'nin hiçbir yerinde kar ve kıştan bahsedilmezken; sizin aklınıza nereden, "kar altında" demek geldi Sn. Hızlan? 

* Rıdvan Dilmen, Milliyet, 20.12.2009: "Ama Galatasaray'ın birkaç maçtır yaptığı anlamsız ofsayt taktiklerindeki şaşkın hali sanırım Gençlerbirliğili oyuncuları da şaşırtmış olacak ki...

"Birliği", "gücü" , "pazarı" ve "meydanı" ile biten birleşik kelimelere "-lı" ve "-lu" yapım eki ulandığında, "ü", "ı" ve "i" eki düşer. "Gençlerbirliğili" değil, "Gençlerbirlikli"; "Ankaragücülü" değil, "Ankaragüçlü"; "Adapazarılı" değil, "Adapazarlı" ; "Çeşmemeydanılı" değil, "Çeşmemeydanlı"; "Okmeydanılı" değil, "Okmeydanlı" şeklinde yazılır ve söylenir...

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları