Değerli okurlarım bu haftaki köşe yazımda Doğu Anadolu'da görev yapan değerli doktorlarımızın nasıl  özveriyle çalıştıklarından bahsedeceğim.

Muş'ta yaşayan ağabeyim Mehmet Cevat Şimşek, malum salgın sürecinin başından beri kurallara riayet ederek çok dikkat etmesine rağmen maalesef öğretmen kızının Kovid-19 testinin pozitif çıkması  sebebiyle kendisi de kovid olmuştur. Ağabeyim Medical Park Hastanesi'nin Pendik Şubesi'nde Göğüs Hastalıkları Uzmanı olarak görev yapan Prof. Dr. Sami Öztürk ile telekonferans yoluyla kovid hastalığı ile alakalı olarak muayene ve tedavi sürecine başlamıştır. Bu süreç çok verimli geçmiş, Sami Hoca'mızın başarılı yönlendirmeleri faydalı olmuştur.

Ancak ağabeyim yüksek tansiyon ve şeker sorunu nedeniyle Uzm. Dr. Ahmet Karakarçayıldız Bey'e muayene olmuştu. Ahmet Hoca'mızın istediği ayrıntılı birçok tahlil ve tetkikler neticesinde acil bir şekilde yatış yapması gerektiği, böbrek değerlerinde ciddi tehlikeler bulunduğu, bunun yüksek tansiyonu tetiklediği, tam zamanında müdahale edilmesi gerektiği hatta belki diyalize alınma ihtimalinin de yüksek olduğu bilgilerini vermiştir. Hal böyle olunca biz de aile bireyleri olarak ağabeyimizin İstanbul'a gelmesi burada tedavi olmasını istedik. Ancak Ahmet Karakarçayıldız Hoca'mız böyle bir şeyin zaman kaybı olacağı, hastamızın  durumunun ciddi olduğu, acil ilk müdahaleler yapıldıktan  sonra nereye istenirse durum ve şartlara göre sevk yapılabileceğini söylemiştir. Özellikle de Ahmet Hoca'mız; devletimizin buradaki hastanelere doktor tayin ettiği, yeterli imkan ve olanakların fazlasıyla burada da olduğu, içimizin rahat olması yönündeki telkinleriyle ağabeyimin kalbi mutmain olmuş ve Uzm. Dr. Ahmet Bey ile tedavi sürecine Dahiliye Servisi'nde yatış yaparak başlamıştır.

Kronik böbrek yetmezliği tanısı ile yatarak tedavisi devam eden hastamızın durumu için zaman zaman içimizin daha da rahat etmesi için bazı uzmanlar ile istişarelerde bulunduk ailesi olarak. Özellikle İstanbul Bezmi Alem Vakıf Üniversitesi Hastanesi'nde Nefroloji alanında görev yapmakta olan Prof. Dr. Meltem Gürsu ve yine yukarıda ifade ettiğim Sami Öztürk hocalarımızın her ikisi de Muş'ta ağabeyimin tedavi sürecini yöneten Ahmet Karakarçayıldız Bey'in çok doğru ve yerinde müdahaleler ve tedaviler uyguladığı, kesinlikle İstanbul'a getirilmesine gerek olmadığı, hiçbir şekilde bu süreçte hastanın yerinden oynatılmaması gerektiğini, İstanbul'a da getirilse benzer tedavinin uygulanacağını belirtmişlerdir. Kendisine bu doğru teşhisinden dolayı teşekkür ederiz.

Bu yaşadığımız sürecin bizlerin sağlıkla ilgili hassasiyetlerinin artmasına vesile olması bir yana bir de bize daha önce yaşadığımız benzer bir hadiseyi hatırlatmıştır bu vesileyle o hekimlerimizi de anmak istiyorum. Ağabeyim daha önce bayılma şikayetleri ile Muş Devlet Hastanesi'nde nöroloji alanında görev yapmakta olan Uzm. Dr. Elifnur Kıvrak Hoca'mıza muayene olmuştu. Kendisi gerekli tüm tahlil ve tetkikleri uygulamış ve yüksek dikkati sayesinde ağabeyimde şah damarı tıkanıklığını tespit etmiş, tanısını belirtmiş Muş'ta gerekli müdahalenin yapılamayacağını bu yüzden tam teşekküllü bir üniversite hastanesine sevk edilmesini tavsiye etmişti. Bu hayati yönlendirmeden dolayı Elifnur Kıvrak Hoca'mızı da bu vesileyle tekrar anarak çok teşekkür etmek istiyorum.

Değerli okurlarım atalarımız bize söyleyecek bir söz bırakmamış.

Hani bir atasözümüz var ya; "Yarım doktor insanı candan eder yarım hoca imandan eder."

Rabbim bizi iyilerle karşılaştırsın.

Şimdiden hepinizin mübarek Ramazan Bayramı'nızı kutluyorum.

Kalın sağlıcakla.....