Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Harun A. Altuntaş

Harun A. Altuntaş

Yazar

Dillere düşen şu Bor-Niğde arası

"Geçti Bor''un pazarı, sür eşeği Niğde''ye!" sözünü hemen hemen duymayanımız yoktur. Hani şu; "bir fırsat kaçınca, hiç olmazsa bundan sonraki fırsatı değerlendirmek gerekir" mânasında kullanılan bir deyimdir.. Bor, Niğde''ye on üç kilometre uzaklıkta bulunan büyük bir ilçedir. Son zamanlarda neredeyse şehir merkeziyle birleşecek duruma gelmiştir. Eskiden beri, pazarı ile meşhurdur. Bu pazar çok kalabalık olur, herkes, her türlü malını satar ve her aradığını bulabilir. Onun için sadece Niğde''den değil, komşu illerden de Bor pazarına ilgi büyüktür.

Pazar, Bor ahalisini o kadar etkilemiş ki; haftanın günleri, bir zamanlar farklı kullanılır olmuş. Gelin Borluların farklı kullandığı günlere bir göz gezdirelim:

Salı: bazar (bor halk pazarının kurulduğu gün),

Çarşamba: bazarertesi (eşeğin sürüldüğü gün),

Perşembe: perşembe (Niğde halk pazarının kurulduğu gün),

Cuma: Cuma,

Cumartesi: cuma ertesi,

Pazar: şarbazarı (pazarların pazarı manasında bir anlama geliyor).

Pazartesi: diri.

Geleneksel olarak Bor pazarının kurulacağı günden bir gün önce, yani bildiğimiz pazartesi günü pazar esnafı, tüccarlar ve de ürettiği mahsulü satmak isteyen köylüler Bor''a gelir ve ertesi gün için hazırlıklara başlarlarmış. Sizin anlayacağınız; pazartesi akşamı tezgahlar kurulur, ertesi günkü pazarın bereketi niyetine akşam siftahlarını yaparlarmış.

Şimdi gelelim "Geçti Bor''un pazarı, sür eşeği Niğde''ye!" sözünün nasıl çıktığına:

Günlerden bir gün, uzak diyarlardan eşeğine malını yüklemiş çerçinin biri, Bor pazarında mallarını satmak için yola koyulmuş. Az gitmiş, uz gitmiş; dere, tepe aştıktan sonra, sıcak havanın da tesiriyle hem eşeği, hem de kendi yorulmuş. Bir dere kenarında mola vermiş. Derenin serin suyundan kana kana içmiş. Çıkınını açmış, karnını doyurmuş. Eşeğin ipini de bolca tutup, salmış çayıra. Kendi de "Biraz dinleneyim" diyerek bir ağacın altına uzanmış...

Bir güzel uyku çekmiş... Uyandığında ertesi günkü pazara hazırlık yapmak için eşeğini yükleyip koşturmuş Bor''a. Vardığında eşeğin sırtındaki malı dökmüş ortaya, ama gün, o gün değil!... Çerçi de bunun farkında değil. Zira, gün pazartesi değil!.. Dere kenarında bir gün fazladan uyuduğundan gün "bazarertesi"dir. Hâl böyleyken, olan biteni uzaktan izlemekte olan kasaba eşrafı, yanaşıp çerçiyle sohbete girişmişler.

"Selamün aleyküm hacı, hayırlar olsun. Ne yapıyorsun?" demişler. Çerçi de, "Aleyküm selam yarenler, gördüğünüz gibi, pazara hazırlanıyorum" demiş.

Alaycı tavırların ve sırıtışların ardından durumu "Geçti Bor''un pazarı. O dündü, bugün bazarertesi" diye anlatmışlar. O vakitten sonra çerçi efendi, eşek sırtında teptiği onca yola mı yansın, yoksa mallarının haraç mezat elinde kalacağına mı yansın, donmuş kalmış. Çerçinin durumuna üzülen birkaç kişi; "Bor''un pazarı geçti, neyse ki yarın da Niğde''nin pazarı. Fazla uzak da değil. Sür eşeğini Niğde''ye" demişler.

Böylece o gün bugündür, "Geçti Bor''un pazarı, sür eşeği Niğde''ye!" sözü dillerde pelesenk olmuş. "Geçti Bor''un pazarı, sür eşeği Niğde''ye!" sözcüklerini felsefeci, şair ve yazar Namdar Rahmi Karatay da bir şiirine konu yapmış, ardında da bir mizahi şiir kitabına başlık yapmış. Sizlere en kısa zamanda Namdar Rahmi Karatay''ı ve kalemiyle ölümsüzleştirdiği "Geçti Bor''un pazarı, sür eşeği Niğde''ye!" şiirini aktaracağım.

 

 

 

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları