"Yaşamın derin bir denge olduğunu hatırla, çok derin bir denge" demiş OSHO.

Aslında evrenin sırrı da dengede saklı değil mi? Bunu tam idrak ettiğimiz andan itibaren bilişe geçmiş oluruz. Çünkü herşey zıddıyla vardır. Gece gündüz olduğu için vardır. Gündüz de gece. Soğuk sıcak olduğu için, sıcak da soğuk için. Uzun olmasaydı eğer kısanın kısa olduğunu anlayamazdık. Siyah, beyaz olduğu için var. YİN&YANG  dengesi gibi. Sanırım "zıt kutuplar birbirini çeker" denilmesinin nedeni de bu olabilir. Kendimizi fark etmenin en iyi yolu herşeyi zıddıyla anlayabilmektir çünkü.

Şu sıralar ilişkiler ile ilgili bir ay boyunca sürecek olan bir seminer veriyorum. Eğitime katılan canların büyük çoğunluğu kendilerinin gücünü fark etmeye başladılar bile. Çünkü aslında ilişkilerle ilgili yaşadıkları sıkıntılı durumların artık "Sorun" değil olarak bir fırsat olduğunu anladılar.

Halbuki demiştik ya "olumsuz olanın içinde de ilahi güç var" diye. Çünkü yaradanın ilahi frekansında yargı yoktur. Yargısız alanda iyi-kötü, doğru-yanlış kavramları da anlamını yitirir. Herşey olduğu gibidir. Bu da kabulde olmanın bir yoludur. İşte o zaman olumsuzluğun içinde kendi dirençlerimizden de özgürleşmeye ve gerçek bilincimizin de farkına varmaya başlarız. 

Bu da dengeli olma halini beraberinde getirir. Gelecekte bir yerde mutluluğu aramaktan vazgeçer, içinde bulunduğumuz şimdinin kutsallığını yaşamanın tadını çıkartırız. Gerçek sihrimiz de buradan ortaya çıkmaya başlar. Kendimiz dahil tüm ilişkilerimiz boyut değiştirerek yüksek frekansın içinde yol almaya başlarız.

Bunun ödülü gerçekten çok büyük. Tüm egosal enerjilerden sıyrılmış bir şekilde yanan küllerimizden yeniden doğmuş olmanın eşsiz hissi. Sadece bütün bunların bir bitiş değil yeni yolculukların başlangıcı olduğunu fark etmenin heyecanı. O nedenle varış noktasına ulaşmaya çabalamak yerine yolculuğun tadını çıkartmanın dengeli halini yaşamaya davet ediyorum sizleri. Hepinize iyi yolculuklar.