Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Fatih Ergin

Fatih Ergin

Yazar

CHP 23 Haziran'ı böyle okuyacaksa...

İYİ Parti, 23 Haziran'daki ikinci İstanbul seçimine günler kala teröristbaşı Öcalan ile Ali Kemal Özcan'ın görüştürülmesinin araştırılması ile ilgili Meclis'e bir önerge verdi. Kabul edilmemesi olağan bir durum olsa da, CHP bir sürpriz yaparak, AKP'nin ret oyu verdiği önergeye MHP ve HDP ile birlikte çekimser kaldı!

CHP ittifak ortağı diye İYİ Parti'nin getirdiği her şeyi kabul etmek zorunda değil elbet. Keza İYİ Parti açısından da bu böyle. Aksi takdirde ortadan müttefiklik kalkar, teslimiyet doğar. Tıpkı AKP-MHP hattında yaşanan durum gibi. Diğer taraftan, CHP söz konusu önergeye evet dese de, sonuç değişmeyecek ve önerge reddedilmiş olacaktı. Ama CHP çekimser yaklaşımda olmasaydı, kendine karşı bir ayıp işlememiş olacaktı. Yani mesele, CHP'nin vereceği oyun sonucu değiştirip değiştirmeyecek olması değil, çekimser yaklaşımı ile ortaya koyduğu tavırdır.

Ekrem İmamoğlu, Millet İttifakı özelinde hangi partinin adayıydı? CHP'nin değil de, DSP'nin falan mı? Peki Öcalan'ın bir siyasi aktör rolüne sokularak 23 Haziran'a kısa bir süre kala HDP'ye yaptığı tarafsızlık çağrısının ortaya çıkması için Ali Kemal Özcan ile görüştürülmesi iktidarın kime karşı bir hamlesiydi? İlk İstanbul seçimini kazanan ama iktidarın YSK'ya aldırdığı siyasi kararla mazbatası gasp edilen Ekrem İmamoğlu'na karşı değil mi? Tarafsızlık çağrısına sert tepki gösteren CHP'nin İYİ Parti önergesine destek vermesi için ne gerekiyordu peki? 23 Haziran'da Binali Yıldırım'ın kazanması mı? Nasıl olsa seçimi kazandık, Öcalan'ın mektubu da ters tepti diye düşünülüyorsa eğer, o zaman yarın başka bir seçimde de yaşanabilecek benzer gelişmelere CHP'nin tepki göstermesinin, bir takiye göstergesinden farkı olur mu? Yoksa CHP'nin de, AKP'nin MHP'yi dâhil etmek üzere olduğu çözüm ittifakında yer alma gibi bir niyeti mi var?

CHP, eğer kerameti etnisitelerinde gösterilen seçmenler sayesinde 23 Haziran'da büyük bir farkla İstanbul'u kazandığını düşünüyorsa, eyvah ki eyvah! Eğer YSK, gerçekten somut delillere dayanarak, gerçekten toplumun vicdanının kabul edeceği şekilde İstanbul seçimini iptal etmiş olsaydı, yani YSK kararının artı oy getirmesi söz konusu olmasaydı, İmamoğlu aynı farka yakın ölçüde seçimi bir şekilde kazanabilirdi. O da Cumhur İttifakı'nın 31 Mart'a göre beka söylemi ile çelişmesi ve mitili İmralı'ya atması halinde! 23 Haziran'da sandıktan çıkan tablo, YSK kararına olduğu kadar en az mitilin İmralı'ya atılmasına da gösterilen millî tepkinin eseridir. Sandıktan, milliyetçi tepki çıktı, Öcalan'dan medet umulması sandığa gömüldü. CHP bundan sonra pozisyonunu 23 Haziran'da sandıktan çıkan tabloya göre alacaksa, bilgisi olsun! Zira anlaşılan, 23 Haziran'ı okuyamadıkları ya da yanlış okuduklarıdır... Ve böyle okuyacaklarsa, kaçınılmaz olan erken genel seçimde AKP iktidarının devam etmesine büyük bir katkı sağlamış olurlar...

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları