Değerli okuyucularım haftada bir gün yazdığım için gündeme adeta yetişemiyorum. Yani gündem neredeyse saatlik değişiyor. Bunun da elbette nedeni var. Bu da bambaşka bir yazının konusudur.
Bugünkü yazımda yazı başlığımdan da anlaşılacağı gibi Boğaziçi Üniversitesi’ne seçimsiz Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile atanan AKP'li rektör tartışmalarını analiz edeceğim.
***
Seçimsiz ve Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanan daha önce AKP'den milletvekili adayı olan Prof. Dr. Melih Bulu büyük tepki çekti dersek hata etmemiş oluruz.
Aslında parti devletinde şahıs devletine giden süreçte partili rektör abartı da olmaz.
Tüm bu tartışmalar devam ederken AKP'nin maaşlı trolleri sosyal medyadan geçtiğimiz günlerde polisimizin yanındayız diye heşteg açarak bastılar yaygarayı.
Neymiş protesto eden öğrenciler tırnak içinde "katil polis" dediler. Şimdi diyecekler ki bazı okuyucularım sen de tırnak içine alıyorsun bir de tırnak içinde yazıyorsun. Yaf arkadaş ne yapalım savcılar bunu yazmazsak yazılarımıza mercekle baktıkları için tırnağı görmezden gelebilirler.
Neyse yazımıza dönelim. Yani AKP'li rektörü unutturma, yine karşıyı terörist ilan etme, ötekileştirme, bunların hep yaptığı taktik.
Ha bu arada AKP'nin ekmeğine yağ süren bu saçma sapan sloganı atanlar muhalif değil aslında istemeden de olsa Saray'a çalışıyorlardır, havuza haber topluyorlar diyebiliriz. Yani muhalif olup da havuz medyasına muhabir olmak bu olsa gerek.
Ne demek efendi "katil polis"!..
Senin sol literatürdeki proletarya sınıfından değil mi polis!.. Emeğini satarak yaşadığı için elbette bu sınıftandır. Polis de bu halkın gariban çocuklarıdır.
AKP'nin tüm baskılarına yasa dışı emirlerine karşı polis inanın dün çok sert müdahalede bulunmadı. Zaten bekçilik teşkilatı da Türk polisinin yasa dışı emirlere direndiği için AKP tarafından kuruldu dersek doğru demiş oluruz.
Topyekûn bir teşkilatı "katil polis" diye yaftalamanın sizlere terörist diyen dille en ufak bir farkı yoktur.
Bir polis yasa dışı olarak siyasi cinayet işlemiş olabilir. O polisi savcı-hâkim sorgular cezasını verir. O polis için tüm polis teşkilatına iftira atamazsınız.
***
Gelelim polise sözde sahip çıkan trollere.
Sosyal medyadan yazdıklarımı paylaşayım bu konuda net sözlerim var:
"#PolisiminYanındayım Daha düne kadar polis başörtüleri dövüyor polis Müslümanlara zulüm ediyor ve rüşvetçi trafik polisleri diyen siyasal İslamcı AKP'liler bugün polis sevici olmuşlar. Çünkü onlar için oy demek ihaledir beleşe işe girmektir. Bir trolün "U" dönüş hikâyesidir bu...
#PolisiminYanındayım demekle polisin yanında olunmuyor işte. Polislerin özlük haklarını verin 3600 ek gösterge. Kaç tane polis çok çalışmaktan intihar etti biliyor musunuz? Saray trolleri sizin bildiğiniz tek konu Türk Milleti'nin polis sevgisi üzerinden oy avcılığıdır.
#PolisiminYanındayım Ve İmamoğlu'nun bir tweeti tüm trol çetesinin oyunu bozar..."
***
Devletin polisi, devletin askeri sözleri her ne hikmetse AKP oya sıkıştığında ve bu tip toplumsal olaylarda Türk Milleti'nin asker ve polis sevgisi istismar edilmek istendiğinde akıllarına geliyor.
Ben defalarca yazdım uzman çavuşun feryadı diye. Uzman çavuşların özlük hakları berbat. Tayin ve kadro sorunları ve içteki hiyerarşi çok kötü diye. Eee uzman çavuş kardeşlerimiz bu devletin askeri değil mi pardon?
Yukarıda sosyal medyada yazdım devletin polisi, 3600 ek göstergede fazla mesailerde köle gibi çalıştırılmakta hatırlanmıyor oy avcılığında hatırlanıyor. Pes doğrusu.
Türk polisi de bu tip oyunları yutmuyor.
İmamoğlu sevinci yaşayan Gayrettepe şubenin nasıl dağıtıldığını iyi bilir Türk polisi.
Bekçilik sisteminin nasıl Türk polisinin başına bela edildiğini de iyi bilir Türk polisi.
Türk polisinin boş hamasetlere karnı tok efendiler. İstanbul seçimlerinde Türk polisi size tokadını attı ve ilk seçimlerde de 3600 ek gösterge tokadını atacaktır.
