Dünya edebiyatının büyük ustalarından Eduardo Galeano "Gölgede ve Güneşte Futbol" adlı kitabının "Yazarın İtirafı" bölümünde; Tüm Uruguaylılar gibi ben de futbolcu olmak istedim. Doğrusu çok da güzel oynuyordum, hatta harikaydım bile denebilir; ama yalnızca geceleri rüyamda. Gündüzleri, ülkemin sahalarındaki çarpık bacaklı oyunculardan en kötüsü bendim. Taraftar olarak da pek iyi sayılmazdım. Juan Alberto Schiaffino ve Julio Cesâr Abbadie, Peñarol'de oynuyorlardı, yani rakip takımda. Gerçek bir Nacional taraftarı olarak, ben onlara duyduğum nefreti artırmak için elimden geleni yapıyordum. Oysa "Pepe" Schiaffino ustaca paslarıyla sahayı adeta kuşbakışı görür gibi kurardı oyunu. Pardo Abbadie topu yan çizgi boyunca rüzgâr gibi sürer, ne topa ne de rakibe dokunmadan sıyrılırdı aralarından. Onlara hayran olmaktan başka çarem yoktu; içimden onları alkışlamak bile gelirdi. Yıllar geçti ve kimliğimi kabullenmek zorunda kaldım: Ben basit bir 'iyi futbol dilencisiyim'. Elimde şapkam, dünyanın dört bir yanını geziyor ve stadyumlarda yalvarıyorum:
Tanrı rızası için, güzel bir maç lütfen. Güzel bir oyun gördüğüm zaman da bunu sağlayanın hangi takım ya da hangi ülke olduğuna bakmaksızın bu mucize için şükranlarımı sunuyorum." der.
Futbol hep bir temaşa sanatı olarak algılamış, iyi oyun bekleme hayalini hep saklı tutmuş bir futbolsever olarak, bizlerde ustaya katılıp sezonu "Tanrı rızası için, güzel bir maç lütfen" dileğiyle açtık. Ama olmadı zaten 2016-2017 sezonundan itibaren dibe vuran bir futbol gerçeğimizi yaşıyoruz. 27.12.2021 tarihindeki İttifak Holding-Beşiktaş karşılaşmasıyla ligin ilk bölümü bitti ve perde kapandı.
Sezonun ilk yarısında tam 14 teknik adam görevden alındı. Kasımpaşa 3 teknik adam değişikliği ile 2021 yılına damga vurdu. Fenerbahçe ise daha önce birlikte çalıştığı ve tazminat ödeyerek görevden aldığı teknik adam Vitor Pereira ile bir kez daha nikah tazeledi ama tazminat vermelere doyamadığı için, yollarını yine tazminat ödeyerek ayırdı. Bu işten tek kârlı için doğal olarak Vitor Pereira oldu.
Vitor Pereira'nın sanırım Türkiye ve Fenerbahçe'ye büyük bir teşekkür borcu var.
Beşiktaş'a gelince, geçen sezonu çifte kupa ile taçlandırmış, cebinde Süper Kupa kazanma ihtimalini tutan ve iyi bir kadroya sahip olan Beşiktaş'ta sezon başından bu yana Sergen Yalçın ile istenilen duygusal bağ kurulamadı. Birde Şampiyonlar Ligi hüsranı eklenince, Sergen Yalçın futboldan koptu gitti. Bu kopuş onun Beşiktaş ile sonunu getirdi ardından yerine gelen öz kaynak hocalarından Önder Karaveli ile ilk yarı tamamlandı. İkinci yarı için yeni bir teknik adam gelir mi? Yoksa şimdilik sezonu böyle kapatalım ama bir yandan da daha sağlıklı bir yapılanma ile gelecek sezona hazırlanalım mı? Derler bilinmez. Beşiktaş yönetimi adına yapılması gereken ve geç kalınmış tek hamle MHK ve hakemler konusudur. Ne demek istediğimizi son Konyaspor maçına bakarak anlayabilirsiniz.
Galatasaray'da her şey madalyonun iki yüzü gibi yaşandı. Avrupa'da başka, Süper Lig'de başka bir Galatasaray gördük. Avrupa aslanı Galatasaray maalesef ligde istediği performansı sergileyemedi bunda hakem etkileri, TFF ile düşülen fikir ayrılıklarının etkisi bolca görüldü.
En sorunsuz takım şüphesiz Trabzonspor. Abdullah Avcı nihayet istediği o rahat ortamı buldu ve işlerde istediği gittiği için ilk yarıyı mutlu kapatan teknik adam oldu. Trabzonspor ara transfer döneminde eksik ve takviye gerektiren bölgelere transferleri yaparsa, çok uzun zamandır beklediği şampiyonluğu kucaklayıp, sabaha kadar horon tepebilir.
Ligimizin bir başka şampiyon apoletli takımı Başakşehir'de ise durumlar Emre Belözoğlu ile yoluna girmiş gibi görünüyor.
Futbol adına çokça keyif vermesede, onsuz yapamayacağımız futbol zamanlarıyla ilk yarıyı bir şekilde bitirdik şimdi bi'mola zamanı, bakalım perde tekrar açıldığında ne göreceğiz?
Eğer olumlu şeyler görmek istiyorsak büyük eksikleri olan takımların 3N ile geleceğe bakmalarını tavsiye ederim;
Ne yapmaya çalıştık?
Ne yaptık?
Neden Yapamadık?
Esen Kalın.
