Toplumda bel ağrısından şikayetçi olanlara sıkça rastlarız. Bilindiği gibi bel ağrısı, ağrıma, acıma,  batma şeklinde oluyor. Yeri bazı durumlarda noktasal olarak belirlenebilirken bazı durumlarda dağınık ve yeri tam tespit edilemez şekildedir. Uzmanlara göre, ağrı, kemik, kıkırdak, kas, eklem kapsülü, bağ veya damar kaynaklı olabiliyor. Stresin de bel ağrılarında önemli bir yer tuttuğu belirtiliyor. İnsanların yüzde 80'inin yaşamları boyunca en az bir kez bel ağrısı geçirdiği ifade ediliyor. Bel ağrıları iki hafta içinde tamamen geçebiliyor. Uzmanlar, üç aydan uzun süren bel ağrıları olduğuna dikkat çekiyor. Var olan doku irritasyonu, ortamdaki sinir uçlarını uyararak ağrı yapıyor.  Vücudun verdiği tepki ile gelişen yangı (inflamasyon) ve şişlik de ağrıya katkıda bulunabiliyor. Genel olarak bölgeye olan kan akımı ve oksijenlenme de azalmış oluyor.  Bu durum ağrıyı oluşturan bölgedeki zararlı atıkların da atılmasını zorlaştırmaktadır. Uygun tedaviyi belirlemek için olası ağrı kaynakları titizlikle araştırılmalıdır. Genellikle, günlük aktivitelerden kaçınmak, yatarak vakit geçirmek gerektiğine inanılıyor. Özellikle akut ağrılarda 'tolere edilebildiği ölçüde' aktif kalmak önerilmektedir. Aktivitenin devamı, kan akımını hızlandırır, inflamasyonu ve kas gerginliğini azaltır.

Yürüme gibi basit kardio çalışmaları sonrasında genelde kişiler kendilerini daha iyi hissettiklerini ifade ederler. Tıp uzmanları, bu konuda şöyle diyor: "Ağırlık kaldırma, yarışmalı ve kontakt sporlar gibi aktivitelerden kaçınılmalıdır. Soğuk veya sıcak uygulama değişik durumlarda faydalı olacaktır. Sıcak uygulama kasların gevşemesini de artırabilir. Fakat bu uygulamaların uzun dönemli iyileşmeye olan katkıları tam olarak gösterilememiştir."