Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mehmet Eyüp Yardımcı

Mehmet Eyüp Yardımcı

Yazar

Batan "Güneş"

Bir "Sanat Güneşimiz" vardı, aynı zamanda kendileri "Paşa" idi, bugünlerde kaybettiğimiz Türkçe dilimizi en iyi kullanan sanatçılarımızdandı aynı zamanda tasarımcı yönü ön plandaydı ve sahne kıyafetlerini kendi çizerdi.

"Avuçlarımda Hâlâ" (Kürdilihicazkâr - Beste ve Güfte Yusuf Nalkesen)

"Bir Yangının Külünü (Aşiyan Yollarında)", (Hicaz - Beste Muzaffer İlkar - Güfte Şemsi Belli)

"İnleyen Nağmeler Ruhumu Sardı", (Nihavend - Beste ve Güfte Zeynettin Maraş)

"Gülünce Gözlerinin İçi Gülüyor" (Hicaz-Söz Ülke Aker - Müzik İrfan Özbakır) gibi Türk Sanat Müziği'nin çok önemli eserleriyle gönüllerimizi feth etmiş, kulağımızın pasını öyle kabasından değil kökünden temizleyip şenlendirmiş ve sonuna kadarda "Sanat Güneşi" ünvanını hak etmiştir ama ne zamanki güzel ülkemin insan kalitesi seviyesindeki düşüklük müzik dinleme ve eğlenme adabına yansıyınca güneşimiz "İşte benim Zeki Müren" diyerek kendi yalnızlığına kapanıp orada yaşamış artık hatıralarda kalmıştır.

Ülkemizin ikinci güneşi, sporun ve futbolumuzun üzerine lanse edilen Şenol Güneş'tir.

Konuşmalarında, ne anlatmak istediğini anlamadığımız için çokça "Filozof" lakabını 'Güneş'in yanına iliştirip, Milli Takım ile kazandığı Dünya Kupası Üçüncülüğünün ardından sonra belli bir çevrenin taktığı "Karizmasının" eksikliğinde yurt dışında kendi rüzgarında yol alırken, yolu SEUL'den tekrar yurda ve memleketine döndü.

Trabzonspor, Bursaspor ve Beşiktaş ile yaşadığı başarılar takdir edilirken ardından Beşiktaş'ı çalıştırırken, Milli takım teknik direktörlüğü teklifi ile belki de teknik adamlık kariyerinin sonuna geldi. Özellikle EURO 2020 öncesindeki icraatları (Süper Lig'in erken bitirilmesi) ve EURO 2020 esnasında lejyon ağırlık oyuncularla, çağ dışı kalmış oyun sistemi ile hem kendi hem de futbolumuzu çökertirken, kendi yanlışlarından ders alıp tekrar toparlanması gerekiyorken, belki de emeklilik dönemini Amerika'da geçirmek isteğinden, dünya futbol literatüründe olmayan "Yeşil kart" tanımlamasını Riva Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri'ndeki resmi açılışta MHK Semineri'nde yaptığı konuşmada "keşke yeşil kart dediğimiz, oyuncuları 3-5 dakika kenara almak ve cezalandırmak doğru olabilir" sözleriyle damga vurdu…

Şimdi sezon açılmadan sen MHK Semineri'nde böyle konuşursan, seni dinleyen hakemler hangi mantıkla maç yönetecekler?

Teknik adamlık kariyerinde yaşadığın çöküş döneminde, yanına iliştirilen Emre Belözoğlu'nu kabul ettiğin an zaten geçmişte çalınmış haklarına ihanet ederek kendi ayağına kurşun sıktın ve senden sonraki dönem için Emre Belözoğlu'nun yolundaki kapıyı ardına kadar açtın.

TFF ve kulüpler artık kendini geliştirmekten uzak kalan teknik adamlara kibarca "elveda" demelidir çünkü her geçen vakit "Türk Futbolunun" kayıp sürecidir. Bu kayıp haneye hem puan hem de maddi kayıp olarak yazılmaktadır.

TFF'ye ve Tahmik Kurulu'na gelince. Türkiye Futbol Federasyonu Uyuşmazlık Çözüm Kurulu bildiğiniz gibi Oğulcan Çağlayan'a Çaykur Rizespor ile sözleşmesini usulsüz bir şekilde feshettiği gerekçesiyle 6 maç ceza ve 1.2 milyon avru para cezası vermişti. Galatasaray Kulubü TFF yönetim kuruluna başvurmuş, olumsuz yanıt alınca Tahkim Kurulu'na davayı taşımış 25 Haziran tarihinde gerçekleştirilen toplantının ardından transfer yasağı kalkan Galatasaray, iptal ve tedbir talebi için İstanbul 46. Bölge Adliye Mahkemesi'ne başvurmuştu.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 439. Maddesine göre (madde içeriği aynen şöyledir);

(1) Hakem kararına karşı yalnızca iptal davası açılabilir. İptal davası, tahkim yeri bölge adliye mahkemesinde açılır; öncelikle ve ivedilikle görülür.

(2) a) Tahkim sözleşmesinin taraflarından birinin ehliyetsiz ya da tahkim sözleşmesinin geçersiz olduğu,

b) Hakem veya hakem kurulunun seçiminde, sözleşmede belirlenen veya bu kısımda öngörülen usule uyulmadığı,

c) Kararın, tahkim süresi içinde verilmediği,

ç) Hakem veya hakem kurulunun, hukuka aykırı olarak yetkili veya yetkisiz olduğuna karar verdiği,

d) Hakem veya hakem kurulunun, tahkim sözleşmesi dışında kalan bir konuda karar verdiği veya talebin tamamı hakkında karar vermediği ya da yetkisini aştığı,

e) Tahkim yargılamasının, usul açısından sözleşmede veya bu yönde bir sözleşme bulunmaması hâlinde, bu kısımda yer alan hükümlere uygun olarak yürütülmediği ve bu durumun kararın esasına etkili olduğu,

f) Tarafların eşitliği ilkesi ve hukuki dinlenilme hakkına riayet edilmediği,

g) Hakem veya hakem kurulu kararına konu uyuşmazlığın Türk hukukuna göre tahkime elverişli olmadığı,

ğ) Kararın kamu düzenine aykırı olduğu, tespit edilirse, hakem kararları iptal edilebilir.

(3) Hakem veya hakem kurulunun, tahkim sözleşmesi dışında kalan bir konuda karar verdiği iddiasıyla açılan iptal davasında, tahkim sözleşmesi kapsamında olan konuların, tahkim sözleşmesi kapsamında olmayan konulardan ayrılması mümkün olduğu takdirde, hakem kararının sadece tahkim sözleşmesi kapsamında olmayan konuları içeren bölümü iptal edilebilir.

(4) İptal davası, bir ay içinde açılabilir. Bu süre, hakem kararının veya tavzih, düzeltme ya da tamamlama kararının taraflara bildirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Hakem kararına karşı iptal davası açılması kararın icrasını durdurmaz. Ancak taraflardan birinin talebi üzerine hükmolunan para veya eşyanın değerini karşılayacak bir teminat gösterilmek şartı ile kararın icrası durdurulabilir.

(5) İptal talebi, davaya bakan bölge adliye mahkemesi aksine karar vermedikçe, dosya üzerinden incelenerek karara bağlanır.

(6) İptal davası hakkında verilen kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabilir. Temyiz incelemesi, bu maddede yer alan iptal sebepleriyle sınırlı olarak, öncelikle ve ivedilikle karara bağlanır. Temyiz, kararın icrasını durdurmaz.

(7) İptal davasının kabulü hâlinde, kabul kararı temyiz edilmezse veya ikinci fıkranın (b), (c), (ç), (d), (e) ve (f) bentlerindeki hâllerin varlığı sebebiyle kabulü hâlinde, taraflar aksini kararlaştırmamışlarsa hakemleri ve tahkim süresini yeniden belirleyebilirler. Taraflar isterlerse eski hakemleri tayin edebilirler.

Ülke futbolunu yönetemeyen TFF ve kurumları skandal üstüne skandala imza atmaya devam ediyor. Nasıl olsa kimsenin umurunda değil, nasıl olsa hesap soran yok.

Hesap soran yok, hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 28 Ocak 2020 tarihli pilot kararında aldığı;

"AİHM, Ömer Kerim Ali Rıza ile Serkan Akal'ın taleplerini ana hatlarıyla kabul ederek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. Maddesinin 1. Fıkrasında yer alan adil yargılanma hakkının Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Tahkim Kurulunun bağımsızlığı ve tarafsızlığı açısından ihlal edildiğine karar vermiştir. AİHM bilhassa TFF'nin yürütme organı olan Yönetim Kurulunun büyük oranda futbol kulübü yöneticilerinden oluştuğunu ve Tahkim Kurulunun teşkilatlanması ile işleyişinde çok güçlü bir etkisi olduğunu tespit etmiştir. TFF mevzuatı da Tahkim Kurulu üyelerini dış baskılardan koruyacak uygun güvenceleri sağlamaktan yoksundur." Sonuca rağmen.

Genç futbolcunun geleceğini karartmak, sezon başlamadan durduk yere ötekileştirmek…

Hükümsüzlüğün hükmüdür yurdumun futbolu üzerinde esen rüzgarın adı…

Ve şimdi zamanıdır hep birlikte Ferdi Tayfur'dan "Batan Güneş" şarkısını söylemenin…

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları