Değerli okurlarım, sizlere yeni yıl için bütün iyi temennilerimi sunuyorum. Yeni yıldan beklentimiz hastalıklar ve geçim zorluğu başta olmak üzere bütün dert ve sıkıntıların son bulması… Gel gelelim, en azından kısa vadede bu çok mümkün görünmüyor. Vaka sayıları geçtiğimiz iki hafta içinde rekor kırarak en yüksek rakamına ulaştı. Omicron denilen varyant daha çabuk bulaşmasına rağmen yakalananların eskiye göre daha hafif atlattığını da çevremizden duyuyoruz. Tabii bu durum aşılı olanlarda böyle… Rabbim "Şafi" sıfatıyla ihtiyacı olanlara şifa versin ve her birimizi bu "sinsi" hastalık karşısında korusun.
Sevgili okurlarım, "sinsi" demişken, dünyanın gündemini meşgul eden bir başka olaya ve onun arka planındaki "oyun kuruculardan" bahsetmemek olmaz… Bildiğiniz gibi, ülkemizdeki son zamlara benzer bir durum geçtiğimiz hafta Kazakistan'da da yapıldı. Başta akaryakıt olmak üzere hükümetin yeni yılda yaptığı tüm fahiş zamları protesto eden halk, Kazakistan'da sokaklara döküldü… Şehirlerin meydanlarını dolduran ve hükumeti istifaya çağıran bu halkın karşısına çok geçmeden Kazak askerleri sürüldü. Fakat sosyal medyaya yansıyan görüntülerde gördük ki Kazak askerleri acz içinde kaldı ve isyanları bastıramadığı gibi, halk tarafından rehin alınanlar oldu… Şüphesiz bir Türk Cumhuriyeti olarak Kazakistan devletinin ve halkının başına gelen böylesi acı olaylar bizi de üzmekte. Fakat daha acı olan, Kazakistan devletini yönetenlerin Rusya, Ermenistan, Tacikistan gibi yabancı ülkeleri kendi vatandaşına karşı müdahaleye çağırdı… Pahalılığı protesto eden Kazakistan halkı, kendini Rus ve Ermeni askerinin namlularının ucunda buldu… Yazıklar olsun.
Az önce "sinsilikten" bahsetmiştik… Dünyanın herhangi bir yerinde sebebi ne olursa olsun bir karışıklık çıkmayadursun, bazı para baronları can çekişen hayvanların etrafında dönmeye başlayan leşçi akbabalar gibi orada biterler. Soros adını duymuşsunuzdur. Hangi ülkede bir kalkışma ya da kargaşa varsa bu adam varını yoğunu buradaki olayları kendi çıkarlarına göre şekillendirmek için kullanıyor. Bunu da öyle gizli saklı yapmıyor! Bu bilgileri pişkince kendi sitesine de yazmış oradan da okuyabilirsiniz… Kendi kişisel servetinin yüzde 60'ından fazlasını 120 ülkedeki kuruluşlara harcadığı biliniyor. Ki bu para 32 milyar dolarları buluyor… "Open Society" toplulukları denen sivil toplum kuruluşu görünümlü yerler üzerinden dünyanın hemen her ülkesinde belirli bir etkiye sahipler… Kuruluşların adlarını da bu şekilde buradan analım ki, vatandaşımızda bu isimli kurumlara karşı farkındalık oluşsun…
Değerli okurlarım, bu adam ve vakıfları eliyle dünyada "renkli devrimler" yapıldı. Bunlara "Sorosçu devrimler" de deniyor. 2000'de Yugoslavya'da, 2003'te Gürcistan'da, 2000'de Ukrayna'da; sonra Irak'ta, Lübnan'da, Kuveyt'de… Ta ki 2010'lu yıllardaki Arap Baharına gelene kadar. Bunların her birinin içinde az ya da çok müdahil oldular ve süreci kendileri lehine çevirmeye çalıştılar. Tabii, şöyle bir şey de var, bu kan emici akbabaların üşüşmesi oradaki protestoların hiç değilse bazılarının haklı olarak çıktığı gerçeğini değiştirmez… Zaten bunlar daha ziyade kargaşa başladıktan sonra olaya müdahil olurlar ve kendilerine göre şekillendirmek isterler. Sinsi akbaba diye boşuna demedik... Mesela Arap Baharını başlatan olay, atanamadığı için seyyar satıcılık yapan bir öğretmenin polise ve hükümete protesto olarak kendini yakmasıydı… Fakat sonra bir anda düğmeye basılmış gibi "kefaya" yani "yeter!" adıyla halkı örgütleyecek internet siteleri kuruldu. Halktaki öfke, bunların istedikleri yöne manipüle edildi… Ve sonra domino taşı gibi Tunus'u Libya'sı, Mısır'ı tek tek düştü… Devrim olunca daha iyi bir yaşamı olacak diye düşünen sıradan vatandaş, darbelerin ve kuklaların elinde sefil oldu. İşte Mısır orada, Libya orada…
Hatırlarsınız bu zincir, o dönem Gezi olaylarıyla Türkiye'ye de sirayet ettirilmek istenmişti… Taksim'deki ağaçların kesilmesini protesto etmekle başlayan olay meşhur "Adalar" toplantılarıyla hükumeti devirmek üzere şekillendirilmek istendi. Bu toplantının düzenleyicisi olan kişinin de Gezi sürecinde vakfı aracılığıyla Soros'tan fon aldığı biliniyor... Söz konusu kişi 1500 küsur gündür içeride tutuluyor…
Sevgili okurlarım, gördüğünüz gibi dünyanın başına çöreklenmiş bir çeteden söz ediyoruz. Ekonomik krizin gerdiği ve bir fay hattı gibi ısıttığı ülkemiz için de elleri kulaklarında beklediklerine emin olabilirsiniz…
Kalın sağlıcakla.
