Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Harun A. Altuntaş

Harun A. Altuntaş

Yazar

Antalya tarihinde Karatekeli aşireti

Osmanlı tarihi, bir yerde aşiretlerin kavgasıyla geçmiş, bu kavgadan da Osmanoğulları hep galip gelmesini bilmiştir. Aşiret kavgalarından en önemlilerinden biri de Teke (Antalya) Sancağı'nda yaşanmıştır. Gelin bu kavgaya bir göz atalım:

Teke (Antalya) Sancağı'nda Karatekeli aşiretinin büyük bir nüfusu vardır. Karatekeli aşiretinden olanlar cumhuriyet döneminde genelde Tekeli veya Tekelioğlu soyadını almışlardır. Osmanlı Devletine ayan-kadı-vali-paşa-vezir olarak hizmet etmişler, İstiklal Savaşı'nda da büyük yararlıklar göstermiş, cumhuriyet tarihine de imzalarını atmışlardır.

Tekelioğulları olarak bilinen bu aile; Osmanlı İmparatorluğu döneminde büyük bir şan ve şöhrete, nûfûsa, nihayetsiz bir servete sahiptir.

Osmanlı Devleti, eyaletlerin (illerin) gelirini açık artırma ile satardı. Tekelioğulları da her yıl ihalede Antalya'yı üzerlerine alırlardı. Antalya o dönemde bir hayli gelişmiş, ithalat ve ihracat limanı idi. Her gün binlerce deve gelir giderdi. Tekelioğulları da kendi paylarını alır ve Mısır, Fransa'ya hububat ticareti yaparlardı. 18-19. yüzyıllarında eyaletlerin ayanları, mütesellimleri kendi başına buyruk devletin sözü geçmiyor, gerektiğinde bunları birbirine karşı kullanarak dengeyi sağlayabiliyordu.

1772 yılında Teke Sancağı Ayanı olan Tekelioğlu Hacı Osman devletin istediği askeri göndermekte gevşek davrandığını ileri sürülerek 1778 de devlet tarafından katledilir. Ebubekir babasının intikamını almak için Antalya - Elmalı'ya baskın düzenler, kadıyı, müftüyü devletin ileri gelenlerinden 30 kişiyi katlederek firar eder. Osmanlı Devleti; Antalya, Isparta (Hamid)'da düzen sağlayamaz duruma düşer. Bunun üzerine Ebubekir affedilerek Paşa'lık unvanı verir, 1784 de Teke Sancağı Mütesellimi (Vekaleten Sancak Beyi) olarak tayin eder. Bu arada Ebubekir kardeşi Hacı Mehmed Ağa'yı da Isparta'ya Mütesellim olarak atanmasını sağlar. Ebubekir 1894 yılında vefat edince devlet, bu sefer de Hacı Mehmed Ağa'yı Antalya Mütesellimi olarak görevlendirir.

Tam da bu sıralarda Yeniçeri Ocağı yerine Sekbanı Cedit Ocağı'nı kuran Kadı Abdurrahman Paşa'ya diş bileyen Yeniçeriler, isyan eder. İsyanın sona erdirilmesi şartı için ise Kadı Abdurrahman Paşa'nın kellesini isterler. Yeniçerilerin ısrarı üzerine Padişah II. Mahmut, Abdurrahman Paşa'nın katline karar verir. Bu fermanı da Teke (Antalya) Sancağı Mütesellimi Tekelioğlu Hacı Mehmet Ağa'ya gönderir. Padişah fermanı gereği Hacı Mehmet Kadı Abdurrahman Paşa'yı yakalatarak, katlettirir ve kesik başını Padişah II. Mahmut'a gönderir, böylece Yeniçeri isyanı da sona erer. Bu olay da, Karatekelilerin (Tekelioğullarının) de uzun süre yönetimine dahil oldukları Osmanlı'nın tarih sahnesinden çekilmesine neden olacaktır. Teke sancağında büyük bir etkiye sahip olan Tekelioğullarına için için öfkelenmekte, yörede Tekelioğullarına kaptırdığı otoritesini geri almak için bahane aramaktadır.

II. Mahmut, böyle yenilikçi bir paşanın kendi fermanıyla da olsa katledilmesini de bir türlü hazmedemez. Ayrıca Antalya'da kaybolan devlet otoritesini yeniden tesis etmeyi ve bu uğurda engel olarak gördüğü kişileri etkisizleştirmek amacıyla çare aramaktadır. Hacı Mehmet Ağa'nın ölümü üzerine Padişah II. Mahmut, aradığı fırsatın doğduğunu düşünür. İlk darbeyi de, gönderdiği bir fermanla gösterir. Fermanla Tekelioğullarının bütün mal ve mülküne devlet adına el konulmuştur. Teke Sancağı'nı o sırada Hacı Mehmet Ağa'nın oğlu İbrahim Bey yönetmektedir. Padişah'ın bu haksız fermanını kabul etmez. Böylece devlete başkaldırmış olur.

Ancak Tekelioğullarının yakasını talihsizlikler bırakmaz. Bu sefer de Antalya'da büyük bir kıtlık yaşanır. Kalede kıtlık nedeniyle zahire tükenir, yiyecek yokluğu çekilir. Bunun sonucunda yerli halk, açlıktan kurtulmak için kapılarını Osmanlı askerine açmak zorunda kalır. Ordu kale içine ancak bu şekilde girebilecekti. Böylece 1812-1814 yılları arasında süren Tekelioğlu isyanı son bulur. İsyanın sona ermesiyle birlikte Tekelioğullarından 51 kişi Selanik'e, Karatekeli aşiret mensupları da yurdun değişik yöresine sürgün edilir. Böylece Padişah II. Mahmut, Antalya'da kaybolan devlet otoritesini yeniden başarmış olur. Tekelioğulları da sürgünde toparlanamadıklarından Osmanlı tarihinden silinmiş olur. Ancak bu fazla sürmeyecek, İstiklal Savaşı'yla Tekelioğullarının yıldızı tekrar parlayacaktır. Onu da bir başka yazımızda anlatacağız.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları