Ümit Yaşar Oğuzcan "Alışkanlık" şiirinin dizelerine;

'Gitgide alışıyorum sana...

Hiçbir alışkanlık bu kadar güzel olamaz...

Ellerin ellerimden uzaksa nasıl güçsüzüm bilemezsin' diyerek başlar...

Beşiktaş, futbolun içindeki yapılmaması gerekenleri inatla yaparak, kendi adına ligin biteceği sınırlarda dolaşıp dururken Galatasaray maçındaki ani bir "U" dönüşüyle sınırdan ve sınırın getirdiği sinir buhranından uzaklaşıp, şimdilik kendini şampiyonluk adaylarının listesine yazdırdı.

Hafta içi Avrupa Kupası'nda sadece kendine moral sağlayacak değil aynı zamanda ülke puanı açısından da çok önemli bir galibiyet alan, kazanma alışkanlığını devamlılık haline getiren Beşiktaş, Kayserispor karşısına tribünden saha içine kadar "fark" olur düşüncesiyle ve bu düşünceyi yüksek sesle rakibine deklare ederek çıktı.

Bu söylemi gerçekleştiren Beşiktaş, edindiği alışkanlığı sürdürebilir hale getirdikten sonra yeni yönetimin gelmesiyle birlikte özellikle camia içindeki özlenen, beklenen iç barışı sağlamak adına atılan adımların yansıması bu sefer geldiği günden itibaren tribünlerle arasında sıkıntı yaşayan Abdullah Avcı'nın yüzünü güldüren, belki de çok şaşırtan bir hâl alarak "hoşgörü" çerçevesinde gelecek adına bir adım öteye taşındı.

Beşiktaş kendi içindeki bu barışı devam ettirdiği müddetçe istenilen birlik ve beraberlik kendiliğinden gelecektir. Bu birlik ve beraberlik ise geçmişte çokça Beşiktaş'a başarı getiren örnekleri hatırlatan hatıralara nazire yaparcasına sezon sonuna doğru bir kere daha tekrarlanacaktır.

Oynanan maça tekrar göz atarak gelecek adına ise şunları rahatça yazabilir, söyleyebiliriz; Kayseri maçında Abdullah Avcı'nın inatla vazgeçtiği sistemin faydalarını görmüş, bu anlayışla Atiba ve Elneny ikilisinin takıma sağladığı motor gücünün farkındalığında önlerinde daha serbest dolaşım hakkı elde eden Adem Ljajić ile ona kanatlardan asistlerle katkı sağlayan N'Koudou ve Caner'in varlıkları Burak ve Diabi artışıyla Beşiktaş çok farklı bir yöne doğru koşar adım gidebilir.

Bu gerçeklerin dışında bu maçta başka gerçekleri de yapılan oyuncu değişikliklerinde gördük.

Oğuzhan biraz daha moral takviyesi ve tribün desteğiyle (daha sahaya adımını atmadan tepki göstermek yakışık almadı) istediğimiz Oğuzhan'a kavuşabiliriz.

Lens yüksek maaşı olmasa en çabuk şekilde elden çıkarılmalı.

Güven neden bu hale geldi? Üzerine eğilmeli.

Dorukhan, sakatlık sonrası çabuk toparlanma süreciyle Beşiktaş'ın motor gücüne ekstra katkı yapacaktır.

Bu ismini yazdığım ve yazamadığım tüm futbolcuların hatta tüm kadronun ve gerekirse teknik heyetinde önemli süreçlerin son dönüşlerinde psikolojik desteğe ihtiyaç duyacağı anlar için alanında uzman bir ekibe ihtiyacı var.

Endüstriyel futbol gerçeğinde her şeyin ekonomiye bağlandığı futbolun içindeki tüm araç ve gereçlerin fiziken ve ruhen her mücadeleye her an hazır olması için bu destek en önemli yapılması gereken iştir.

Beşiktaş kazanma alışkanlığını kolay kolay kaybetmedikçe sezon sonuna kadar yarışın içinde olur. Şimdi sezonun ilk yarısı bitene kadar İstanbul il sınırları içinde olacak olan Beşiktaş'ın belki de sezon adına en önemli maçı Fenerbahçe maçıdır.

Fenerbahçe maçı sadece teknik heyet ve futbolcular için değil aynı zamanda yönetiminde her anlamda hazırlanması gereken maçtır.

Beşiktaş'ı başarıya götürecek her maçta çelme takmak adına sahada olması olasılığı yüksek hakem gerçeğine, MHK gerçeğine, TFF gerçeğine karşı hazırlıklı olmalı, tedbirlerini almalıdır.

Sezonun ilk yarısını kapattıktan sonra ara transfer döneminde ekonomi gerçeğimize uygun hazırlanmış, planlanmış stratejiyle takım içindeki önemli noktalara transfer yapılmalıdır. (Öncelikli forvet hattı gibi.