Aile içi iletişim

Sevgili okuyucularım tahmin ediyorum ki sizler de bıktınız. Ama ne yapalım koronavirüs tehlikesi henüz geçmedi. Devletin aldığı tedbirler, sokağa çıkma kısıtlaması, iş yerlerinin bir süre daha kapalı kalması, eğitimin online yapılması şeklinde sürüyor. Bizlerin de hep söylediğimiz gibi, üç kuralı sıkı sıkıya uygulamamız gerekiyor. Neydi bunlar; maske, mesafe ve hijyen. Bir de benim için en önemli tedbirlerden biri sokakta sigara içmemek.

Biliyorsunuz pandemiden her kesim etkilendi. Özellikle küçük esnaf dediğimiz kesim en çok etkilenenler. Bir de çoğu kimsenin göz ardı ettiği aile ilişkileri.

Çocuklarımızın okula gitmemesi, anne babaların home ofis dediğimiz evden çalışmaları ve günlerini kapalı ortamda geçirmeleri karmaşaya neden olmakta.

İlişkilerde kavga, yanlış anlaşılma ve gerginliklerin arttığı bugünleri sakin ve huzurlu geçirebilmek için Evlilik ve İlişki Danışmanı Sevgi Keleş bizlere çözüm önerilerini sundu. Hadi Sevgi Keleş’e kulak verelim:

“ 2020 yılı tüm dünyaya yeni bir bakış açısı getirdi. Ülkemizde de alınan tedbirler kapsamında evde kalma süreci ile beraber aile içi ilişkiler, çalışma hayatı, gündelik yaşam oldukça etkilendi. Bu durumu yeni deneyimler ve hayat tecrübeleri olarak değerlendirmekte fayda var. 2021 yılında sürecin giderek yeni normale dönmesini umarak, ev içi ilişkilerin iyileştirilebileceği umuyorum.

Ev içi dinamikler değişti: Evden çalışmaya geçildiği, tüm bireylerin evde olduğu ilk günlerde insanlar konunun olumlu taraflarına odaklandılar. Hobilere zaman ayrıldı, çocuklarla evde yeni etkinlikler yapıldı, evler yeniden düzenlendi. Sürecin uzaması ise kişilerde bıkkınlık ve aile bireylerine karşı tahammülsüzlük oluşturdu. İnsan zihni yapı olarak olumlu şeylere kolay alışırken, olumsuz şeylere alışması zaman alır. Sürekli kapalı ortamda kalan aile bireyleri kendilerini yalnızlaşmış, anlaşılmayan, sorumlulukları tek başına üstlenen gibi hissedebilir.

Sürecin sebebi eşiniz veya çocuklarınız değil: Yaşamın her alanında olduğu gibi burada da empati kurmak aile içi ilişkilere anlayış getirecektir. Yeni bir bakış açısı geliştirerek evdeki tüm yaş grubundan kişilerin de aynı şekilde bunaldığı ve eski hayatını özlediği düşünülmeli. Evdeki iletişimi dengelemeye çalışarak aileler çatışmalardan kendilerini koruyabilir.

Kendinizi ifade ederken net olun: Ev içi iletişimde kişiler birbirlerinden isteklerini, taleplerini ifade ederken net ve anlaşılır olmalı. Karşımızdaki kişinin bizi kendiliğinden anlamasını, isteklerimizi tahmin etmesini beklemek her zaman mümkün olamayabiliyor.

İlk adımı siz atın: En güvenli yer olan evler ve aile ortamlarında süreçle mücadelede zorlanan diğer aile bireylerinden beklemeden güzel gelişmeler oluşturmak, jest yapmak, anlayış göstermek, yardımsever olmak konusunda ilk atım atılmalı. İyi niyetlerle atılan adımlar ev ortamını yumuşatacaktır.

Kendinize zaman ayırmaya çalışın: Kişiler kısa da olsa dinlenip rahatlayabilecekleri, kişisel bakımlarını yapabilecekleri kendilerine has zamanlar oluşturmaya çalışmalı. Bakımlı ve güzel görünmek için dışarı çıkmak beklenmemeli. Güne motivasyonu yüksek başlamak için dış görünüşe ve kişisel bakıma dikkat edilmeli. Bu durum sabrı ve diğer aile fertlerine olan anlayışı da beraberinde artıracaktır.

Birlikte iş planı yapın: İyi bir iş bölümü yapabilmek ve herkesin kendisine ayırabileceği bir zaman kalması için özellikle eşler kendi aralarında iş bölümü planı yapmalı. Yaş gruplarına uygun şekilde düşünülmüş işlere çocukları da dahil etmek ailede bütünlük oluşturmaya yardımcı olur. Gün ve hafta süresi için yapılacak işlerin, kimin hangi işi yapabileceğinin, ebeveynlerin toplantı saatlerinin önceden konuşulması stres oluşturan belirsizlikleri azaltacaktır. Bu durum kişilerin kendilerine zaman kalması için fırsat oluşturacaktır.

Çocukların ihtiyacı yetişkinlerden farklı: Yetişkinlere gürültü, dağınıklık, karmaşa gibi gelen birçok davranış çocukların rahatlama ve enerjilerini atma şekli. Çoğu oyun çağında olan çocuklar da en az yetişkinler kadar sürecin olumsuzluğunu yaşıyorlar. Onlara sürecin geçici olduğu anlatılmalı ve imkanlar elverdiğince çocukluklarını yaşamaları teşvik edilmeli. Rahatça oyun oynayan ve ebeveynlerince anlaşılan çocuklar iş birliğine daha yatkın olacaklardır.

Aile içi değerler unutulmamalı: Aile içi değerler arasında sevgi, hoşgörü, anlayış, özür dilemek, teşekkür etmek gibi olumlu tutumlar yaşatılmalı. Aile bireyleri birbirlerine kızgın dahi olsalar, olumsuzlukları bir kenara bırakarak; içinden birlikte geçilen bu zorlu süreçte birbirlerine yardımcı olmalı, destek olmalı ve sevgilerini ifade etmeliler. Tarihte ve dünyanın birçok yerinde insanların olumsuz konularla baş etmesi gereken durumlar yaşandı. İçinden geçtiğimiz bu dönemin de geçici olduğunun bilinciyle önce aile sağlığı sonra da aile içi iletişimin korunması için çalışılmalı.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları