Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Fatih Ergin

Fatih Ergin

Yazar

​​​​​​​ABD ikna edildi mi?

ABD ile Türkiye arasında 5-7 Ağustos tarihlerini arasında Ankara'da gerçekleşen görüşmelerde, Suriye'nin kuzeyinde oluşturulması planlanan güvenli bölgenin tesisinin ABD ile birlikte koordine ve yönetimi için Türkiye'de "Ortak Harekat Merkezi" kurulması mutabakatına varıldı ve bu kapsamda "Müşterek Harekât Merkezi"nde görevlendirilecek 95 kişiden oluşan ilk ABD'li askerler Şanlıurfa'ya ulaştı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise, partisinin bayramlaşma programında yaptığı konuşmada, AKP iktidarının Fırat'ın doğusu için ABD ile vardığı güvenli bölge mutabakatına ilişkin, "Amerika'yı ikna ederek tehdidi azaltmak yadırganamaz" dedi.

ABD'li askerlerin Şanlıurfa'ya konuşlanmasını Bahçeli'nin savunmasının aksine, AKP eski milletvekili ve Erdoğan'a yakınlığı ile de bilinen Metin Külünk ise bu duruma ciddi eleştirilerle karşı çıktı. Ortak Harekât Merkezi'ni, "Ortak Oyalama Merkezi" diye nitelendiren Külünk, sosyal medya hesabından, "Müşterek oyalama Merkezi Şanlıurfa'ya gelmiş hoş gelmiş; ama boşuna gelmiş. PKK'ya binlerce TIR silah yardımı ile yatırım yapan ABD'nin, Türkiye çıkarlarına yönelik bir adım atacağına mı bizi inandıracaklar? Irak'ın kuzeyinde 90'lı yıllarda yaptıklarınız hafızamızda tazeliğini koruyor!" ifadelerini kullandı.

Devlet Bahçeli daha önce de, ABD'li McKinsey şirketinin Türkiye'yi denetleyecek olmasını AKP'den önce savunmuştu. Şimdi ise, daha önce Fırat'ın doğusu için meydan okumalarda bulunduğu ve AKP'li Külünk'ün dediği gibi Suriye'de PKK/PYD'ye binlerce TIR silah yardımı yapan, terör örgütünü adeta devletleşme noktasına getiren ABD ile varılan mutabakatı savunuyor. Oysa ABD'nin güvenli bölge planına ikna edildiğine inanmak, söylemek mümkün değil. Ortada bir ikna varsa, Türkiye'yi yönetenlerin bilerek ya da bilmeyerek Fırat'ın doğusundaki terör örgütü varlığının güvenliğinin sağlanmasına iknasıdır. ABD'nin Körfez Savaşı'ında Irak'ın kuzeyini yasaklı bölge ilan eden 36. Paralel uygulaması nasıl Barzanistan'ın oluşmasına yol açtıysa, güvenli bölge de Suriye'nin kuzeyinde PKKistan'ın oluşmasını sağlamak amacı taşıyor.

Dikkat edilirse, teröristbaşı Öcalan'ın 6 Mayıs tarihinde kamuoyuna aktarılan mesajında omurgasını PKK/PYD'nin oluşturduğu "SDG'nin (Suriye Demokratik Güçleri) yerel demokrasi perspektifinde çözüme ulaştırılması amaçlanmasını ve bu bağlamda Türkiye'nin hassasiyetlerine de duyarlı olunmasından" bahsetmişti. Öcalan'ın bu yaklaşımı ile ABD'nin güvenli bölge planı tamamen uyuşuyor. Güvenli bölge planı ile Türkiye oyalanmaya devam ederken, SDG tamamen koruma altına alınıyor. Dört ayaklı sözde Kürdistan'ın ikinci ayağı bölgeye perçinleniyor.

Suriye iç savaşında yaşanan ABD - Rusya çekişmesinde kazanan tarafın, Esad'ın ayakta kalması ve rejimin Fırat'ın doğusu haricinde ülke genelinde hâkimiyeti sağlamasıyla Rusya olduğu ortada. ABD'nin ise elinde sadece Kuzey Suriye kaldı ki, burayı da PKK / PYD ile kontrol altında tutuyor. Bu durumda Fırat'ın doğusundan terör varlığının kazınması, ABD'nin Rusya karşısında bir defa daha kaybetmesi demek. Cumhur İttifakı ABD'nin böyle bir şeye üstelik mutabakatla razı olduğunu inanmamızı mı istiyor? Bir kere buna inanmamız için, ABD'nin PYD'yi müttefik olarak görmekten vazgeçmesi lazım. Ancak Türkiye ile vardıkları mutabakata rağmen PYD, ABD için Suriye de halen bir müttefik konumunda. İktidarın Suriye politikası, ABD ile PKK'yı müttefik, Türkiye'yi de PKKistan'a komşu yaptı. Şimdi ise sözde güvenli bölge ile PKKistan kalıcı hale getiriliyor. Öyle görünüyor ki işimiz, Rusya'nın güvenli bölge planında oynayacağı role kaldı…

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları