25 kuruşun sakladığı sır

Rusya'nın Ukrayna'ya saldırması, tarımın ne kadar önemli ve de stratejik bir konu olduğunu ortaya çıkardı. Türkiye'de yılda 18-20 milyon ton buğday üretiliyor. Tüketim de bu miktara yakın. Geçen yıl ithal edilen 7,5 milyon ton buğdayın %66'sı Rusya, %18'i Ukrayna'dan geldi. İthal edilen bu buğday, işlenip un ve makarna olarak ihraç ediliyor. Ancak yaşanan bu savaşta tedarik sorununa karşı geçici de tedbir alınmış durumda. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin'le yaptığı görüşmede Azak denizinde mahsur kalmış ayçiçeği ve buğday yüklü gemilerin Türkiye'ye gelmesini sağladı.

Türkiye, 10 yıl öncesine kadar, gıda açısından kendi kendisine yeten bir ülkeydi. Şimdilerde ise tarımın boşlanmasıyla birlikte mercimeği bile ithal eder duruma düştü. Böylece buğdayı ve yağı bekler duruma düştük. Size Cumhuriyeti kuranların tarıma verdikleri önemi basit bir örnekle anlatmaya çalışacağım. 

1922-23'te alüminyum-bronz 2 1⁄ 2,5 ve 10 kuruş ve nikel 25 kuruştan oluşan madeni paralar, Arap alfabesiyle yazılan son Türk madeni paralarıydı.

1934 yılında 1 lira değerindeki gümüş paralar basıldı, ertesi yıl bakır-nikel 1,5 ve 10 kuruş, gümüş 25 ve 50 kuruş ve 1 Türk lirasından oluşan yeni madeni paralar basıldı. Alüminyum-bronz 1⁄4 kuruş paralar, 1940-1942 yılları arasında bu değeri taşıyan son paralardı. Nikel-pirinç paralar 1944'te 25 kuruşta gümüşün yerini almış, 1947-1949 yılları arasında piyasaya sürülen pirinç 1, 2 1⁄2, 5, 10 ve 25 kuruşla değiştirilmişti. Gümüş 50 kuruş ve 1 lira 1948'de, bakır-nikel 1 lira 1957'de tedavüle çıkarıldı.

1958-1963 yılları arasında bronz 1, 5 ve 10 kuruş ve çelik 25 kuruş, 1 ve 2 1⁄2 lira, ardından 1971 ve 1974'te çelik 50 kuruş ve 5 lira piyasaya sürüldü. Alüminyum, 1975'te bronzun yerini aldı. Bu paralar ise 1980 yılına kadar basıldı.

1981 yılında enflasyonun hız kazanmasıyla birlikte 1, 5 ve 10 liralık alüminyum madeni paralar piyasaya sürüldü. Bunu zamanla daha yüksek kupürler izledi: 1984'te 20, 50 ve 100 lira, 1985'te 25 lira, 1988'de 500 lira, 1990'da 1.000 lira, 1991'de 2.500 lira, 1992'de 5.000 lira, 1994'te 10.000 lira, 1995'te 25.000 lira, 50.000 1997'de lira ve 1999'da 100.000 lira. 2002'de 250.000 liralık madeni parayla zirveye ulaştı.

Benim anlatmak istediğim ise Türkiye Merkez Bankası tarafından 1969 yılında basılıp piyasaya sürülen 25 kuruştu. Bu 25 kuruşun ön yüzünde İstiklal Savaşı sırasında Gelibolu'dan cepheye sırtında top mermisi taşıyan cefakâr Türk kadını figürü bulunuyordu. Arka yüzünde ise sırt sırta vermiş buğday başağı ile zeytin dalı ile ortalarında 25 kuruş yazısı bulunuyordu. Daha sonra ön yüzü Mustafa Kemal Atatürk'ün portresiyle değişse de arka yüzdeki başak ve zeytin dalı değişmeyerek 2,5 liralarda yer alacaktır. Daha önceki 25 kuruşun ön ve arka yüzünü karşılaştırdığınızda mesaj açıktı: "Tarım, en az ülke güvenliği kadar önemlidir!" Daha sonra basılan 2,5 liralarda da aynı mantık kullanılmıştır. Belli ki atalarımızın 1969 yılında verdiği bu mesajı unutmuşuz. Ancak "Bir musibet, bin nasihatten yeğdir" derler. Rus-Ukrayna Savaşı da bize bunu acı da olsa, aradan yarım asır da geçse hatırlatmış oldu.

İnşallah yöneticilerimiz, bu olanlardan ders çıkartıp, bundan sonra tarıma ve çiftçimize gerekli önemi verir, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün; "Köylü milletin efendisidir" sözünü unutmazlar. 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları