Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
A.Öner PEHLİVANOĞLU

A.Öner PEHLİVANOĞLU

BAKIŞ

1. Dünya Harbi ve Çanakkale Zaferi

Değerli okuyucularım,

 

Ukrayna-Rusya savaşı, Türk Boğazları'nın önemini bir kez daha orta koydu. Montreux olmasaydı, Karadeniz bir savaş gölü olacak ve Türkiye istemeyerek kendini savaş içinde bulacaktı. Türkiye tarafsız politikası ve Montreux sözleşmesi ile bölgede barışın koruyucusu olmuştur.

Türk Boğazları, tarih boyu uluslararası ilişkilerin odak noktası olmuştur, Truva savaşlarından Soğuk Savaş dönemine kadar uzanan dönemlerde Türk Boğazları uluslararası çatışmaların merkezinde yer almıştır. Bu gün dahi yaşamakta olduğumuz Ukrayna-Rus savaşında Türk Boğazları çatışmanın tırmanmasını engelleyen önemli bir faktör olarak ortaya çıkmaktadır. Türk Boğazlarının değerini anlamak bakımından yakın tarihe bakmanın yararlı olduğunu değerlendiriyorum. Bu amaçla sizlere 19.yy siyasi ve askeri olaylarını hatırlatmaya çalışacağım.

Avrupa'da, 1760'larda başlayan Sanayi Devrimi, enerji ve hammadde ihtiyacı yanında üretilen mal için pazar bulma hedefiyle sömürgeciliğin yaygınlaşmasına neden olur. Özetle, Sanayi Devrimi bir yanda hammadde ve enerji kaynaklarını kontrol ve sahip olmayı diğer yanda pazar mücadelesini doğurmuştur.

19. yy.a kadar genellikle İngiltere, Fransa, Hollanda ve İspanya'nın sürdürdüğü sömürgecilik yarışına asrın sonlarına doğru iki yeni devlet İtalya (1870) ve Almanya  (1871) katılır. Bunun doğal sonucu olarak devletlerarası gruplaşmalar oluşur. 1882'de Avusturya-Macaristan, Almanya ve İtalya'dan oluşan "üçlü ittifak" kurulur. Üçlü ittifaka karşı, 1894 Fransız-Rus, 1904 İngiliz-Fransız ve son olarak da 1907'de de İngiliz-Rus Antlaşması'yla "üçlü itilaf" oluşur.

Avrupa 1'nci Dünya Harbi'ne, karşılıklı olarak kurulan üçlü ittifaklar  ile bölünmüş halde girer. Bölünmüş Avrupa karşısında Osmanlı İmpararorluğu müttefik arayışı içindedir; Osmanlı İmparatorluğu, İngiltere ve Almanya'ya yaklaşır. Almanya bu savaşta, Osmanlı İmparatorluğu'nu kendi nüfuz alan içinde tutmayı tercih eder.

I. Dünya Savaşı'nın başladığı 1914 yılında Osmanlı Devleti'nin başında padişah olarak V. Mehmed Reşad bulunmaktadır, İktidar, 1913 Bab-ı Ali Baskınından beri İttihat ve Terakki Partisinin elindedir. Enver, Talat ve Cemal Paşa üçlüsü, ittihatçıların beynini ve ruhunu sembolleştirmekteydi. Genç, dinamik ve pervasız idiler. İktidara zor kullanmak suretiyle gelmişlerdi ve her çareye başvurarak yönetimi ellerinde bulundurmaya kararlı idiler. Ve bu üçlü, büyük sempati duydukları Almanya yanında Osmanlı Devleti'ni meclis ve hatta kabine üyelerinin çoğununun haberi dahi olmadan savaşa soktular.

Olaylar şöyle gelişti;1883 yılından beri Almanya ile Askeri eğitim ve İşbirliği içinde olan Osmanlı İmparatorluğu, Rusya'nın Almanya'ya harp ilan ettiği 1 Ağustos 1914'den bir gün sonra 2 Ağustos 1914'te Alman-Osmanlı ittifak antlaşması'nı imzalar. Anlaşmayı,  Osmanlı İmparatorluğu adına Sait Halim Paşa, Almanya adına Alman Büyükelçisi Baron von Wangenheim imzalamıştır. İttihat ve Terakki yönetimi aynı gün ülke çapında seferberlik  ve sıkıyönetim ilan eder.

Antlaşmaya göre "Rusya, Almanya'ya karşı saldırırsa Osmanlı da savaşa girecek, Osmanlı Devleti'ne herhangi bir saldırı olursa da Almanya Osmanlı'ya yardım edecekti."

Rusya Antlaşmanın imzalanışından bir gün önce Almanya'ya harp ilan etmişti. Almanya'nın Rusya'ya savaş açmasının ertesi günü, 2 Ağustos 1914'te, İstanbul'da Osmanlı Devleti ile Almanya arasında gizli bir ittifak antlaşması imzalanmıştı. Aynı gün Türkler umumi seferberlik ilân ettiler. Osmanlı hükümeti aslında tarafsız kalmak niyetindeydi. Ancak 10 Ağustos 1914'te Akdeniz'de İngiliz donanmasının takibinden kaçan Goeben ve Breslau adlı Alman kruvazörleri Çanakkale Boğazı'na girerek Osmanlı Devleti'ne sığındılar. Devletin tarafsızlığı Alman gemilerinin Türk sularını terketmesini gerektiriyordu. Kruvazörler Türk hükümetince satın alınmak yoluyla meseleye çözüm getirildi. Ancak Yavuz ve Midilli adı verilen kruvazörler de dahil olduğu halde Osmanlı donanmasının Alman Amirali Souchon kumandasında 27 Ekim'de Karadeniz'e açılıp Rus gemilerini batırması, Sivastopol ve Novorosisk limanlarını topa tutması, Rusya'nın 2 Kasım 1914'te Osmanlı Devleti'ne savaş ilân etmesine sebep oldu. Böylece Türkler bir oldu bitti sonucunda Almanya ve Avusturya-Macaristan'ın müttefiki olarak savaşa katıldılar. Osmanlı Orduları Genel Kurmay ikinci Başkanı Alman Albay  Friedrich Bronsart von Schellendorff 'ın Enver Paşa ile birlikte Türk kuvvvetleri için tasarladığı harekât planı, Osmanlı ordularının müttefiki Almanya'nın Avrupa cephelerinde yükünü hafifletmek maksadıyla Karadeniz kıyılarında veya Kafkasya'da Rusya'ya, Süveyş Kanalı'nda İngiltere'ye taarruz ederek İtilaf devlerinin Avrupa cephesinde kuvvet siklet merkezi kurmalarını önleyecek şekilde bu cephelerde kuvvet kullanılması hedefine dayanıyordu.

Bronsart planına rağmen Osmanlı hükûmeti savaşa girmekte kararsızdı. Alman yanlısı Osmanlı Harbiye Nazırı Enver Paşa, imparatorluğu savaşa sokmak için Alman büyükelçisi ile birlikte çalışmaya başlar. Hükûmet içinde geniş çaplı destek sağlama girişimleri başarısız olunca Enver Paşa, çatışmanın başlatılması gerektiğine karar verir. Osmanlı Bahriye Nazırı Cemal Paşa  ile Alman Amiral Wilhelm Souchon'un da desteğiyle Enver Paşa, Osmanlı filosunun Karadeniz'e açılması emrini verir. Filo, Rus gemilerini ateş açmaya kışkırtacak, ardından hükûmet de Ruslar'ı çatışmayı açmak ile suçlayacaktı. Souchon komutasında Karadenize çıkan Yavuz ve Midilli ile çatışmayı başlatmak üzere 29 Ekim'de Rus limanlarına baskınlar düzenledi. Baskında, 2 askerî gemi ile birkaç ticarî gemi batırılırken Rus tarafından 38 kişi öldü.

Rusya 1 Kasım'da Osmanlı İmparatorluğu'na savaş ilan etti, 2 Kasım 1915'te Kafkasya 'da sınırı geçerek Osmanlı topraklarına girdi. Hemen ardından 2 Kasım'da Rusya, Osmanlı İmparatorluğu'na savaş ilan etti. İngiltere 3 Kasım'da Çanakkale Boğazını bombaladı, 5 Kasım'da Osmanlı Devleti'ne savaş ilan etti,bu gelişmeler  karşısında Halife, Padişah 14 Kasım'da Cihad-ı Ekber ilanıyla karşılık verdi. Böylece, dünya Harbine giren Osmanlı devleti bir çok cephede savaşmak zorunda kaldı.

Bu cepheler;

Kafkasya Cephesi (1914-1918), Sarıkamış harekatı, Rusya'ya karşı.,

Kanal harekatı, Suriye-Filistin Cephesi  (1914-1918), Büyük Britanya, Araplara karşı.

Irak Cephesi  (1914-1918), Büyük Britanya'ya karşı.

Hicaz-Yemen Cephesi  Büyük Britanya'ya ve Araplara karşı.

Çanakkale Cephesi (1915), Büyük Britanya ve Fransa'ya karşı.

 

Çanakkale Cephesi

Çanakkale cephesindeki harekat iki safha olarak yaşandı;

I. safha; 3 Kasım 1914-18 Mart 1915, Deniz harekatı,

II. safha; 25 Nisan 1915- 8/9 Ocak 1916, Kara Harekatı.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları