"Zülfü Livaneli Kültür Merkezi" açılış töreni

"Zülfü Livaneli Kültür Merkezi" açılış töreni
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: Tarihte belki hiç tanık olmadığımız olayları şimdi günümüzde yaşamaya başladık.

"ZÜLFÜ LİVANELİ KÜLTÜR MERKEZİ" AÇILDI

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eski milletvekili Aysel Tuğluk'un annesinin cenazesinde yaşanan olaylara ilişkin, "Tarihte belki hiç tanık olmadığımız olayları şimdi günümüzde yaşamaya başladık. 80 yaşındaki bir kadının gömülmesine, defnedilmesine karşı çıkıyorsanız, 'mezarı burada olmasın' diyorsanız bunu içimize sindirmemiz mümkün değildir. Sorun şunu veya bunu kırmamak değil, Türkiye bu atmosfere nasıl geldi, sorun budur. Kim taşıdı Türkiye'yi buraya? Siyasetteki bu gerginlik toplumu nereye kadar götürecek?" dedi.

Kılıçdaroğlu, Çankaya Belediyesi tarafından yaptırılan Zülfü Livaneli Kültür Merkezi'nin açılışında, bir ülkenin güçlü olmasının yolunun sanata ve sanatçıya verilen değerden geçtiğini belirtti.

Çoğu sanatçının tarih içerisinde baskı gördüğünü, eserlerinin yasaklandığını, hapse atıldıklarını anımsatan Kılıçdaroğlu, "Yasaklayanları hiç kimse hatırlamaz ama yasaklanan o eserler insanlığa mal olmuştur. Zülfü Livaneli, hayatının pek çok döneminde büyük baskılar gördü. Ben Zülfü Livaneli'yi 70-80'li yıllarda yasaklanan bir kasetinde söylediği türkülerde tanımıştım. Yasaktı söylediği türküler, elden ele gizli dolaşırdı ve biz onları dinlerdik. On parmağında on marifeti olan bir sanatçıdır. Böyle bir eser, onun için açılıyor." ifadelerini kullandı.

Livaneli'nin herkesin ortak onuru bir isim olduğunu aktaran ve Çankaya Belediyesi'ne açılan merkezden dolayı teşekkür eden Kemal Kılıçdaroğlu, dünyanın pek çok ülkesinde dönem dönem baskıcı rejimlerin sanatçıların önüne engeller koyulduğunu ama sanatçıların bunları aşmasını bildiğini kaydetti.

- "Bu topraklarda hep birlikte huzur içinde yaşamak isteriz"

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Türkiye topraklarının mayasında barış olduğunu vurgulayarak, "Karacaoğlan, Dadaloğlu, Mevlana, Hacı Bektaş-ı Veli, Erzurumlu Emrah bu toprakların insanıdır ve bu topraklarda hep birlikte huzur içinde yaşamak isteriz." dedi.

Kılıçdaroğlu, eski milletvekili Aysel Tuğluk'un annesinin cenazesinde yaşananlara da değinerek şu görüşlerini paylaştı:

"Tarihte belki hiç tanık olmadığımız olayları şimdi günümüzde yaşamaya başladık. 80 yaşındaki bir kadının gömülmesine, defnedilmesine karşı çıkıyorsanız, 'mezarı burada olmasın' diyorsanız bunu içimize sindirmemiz mümkün değildir. Sorun şunu veya bunu kırmamak değil, Türkiye bu atmosfere nasıl geldi, sorun budur. Kim taşıdı Türkiye'yi buraya? Siyasetteki bu gerginlik toplumu nereye kadar götürecek? Siyasetin görevi toplumu ayrıştırmak, kutuplaştırmak değildir. Siyasetin görevi, Türkiye'yi uygar dünyanın bir parçası haline getirmektir."

- "Nasıl oldu da Türkiye bu hale geliyor?"

Siyasetin görevinin sanatın önünü açmak, bütün insanları kucaklamak, "Dünyada barış, yurtta barış" demek olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Nasıl oldu da Türkiye bu hale geliyor? Nasıl oldu da Türkiye'yi bu hale getirenlerle birlikte bir ülkenin İçişleri Bakanı oturup beraber fotoğraf çeker? Mezara saldıranlarla oturup, fotoğraf çekeceksiniz. Üstelik nerede, karakolda çekeceksiniz fotoğrafı. Bu ne demektir? 'İstediğiniz kadar, istediğiniz kişinin mezarına saldırabilirsiniz. Sizin tek güvenceniz benim' demektir, bu fotoğraf. O fotoğrafı çektiren kişinin siyasette, inançta, ahlakta, hayatta yeri yoktur."

Kemal Kılıçdaroğlu, oturup beraber sorunları çözme çağrısında bulunarak, "Bizim çözümlerimizi beğenmeyebilirsiniz ama siz çözüm üretirsiniz. Getirirsiniz, hep beraber oturur konuşuruz. Sorunları çözeriz. Sorunları bir tarafa bıraktık yeni sorunları yaratıyoruz. Allah aşkına bu ülkede, Karadeniz ayakta, fındık üreticisinin sorunundan söz eden var mı iktidar kanadından?" diye konuştu.

Üzüm üreticilerinin sorunları olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Tarladan buğdayı biçecek, alın terinin karşılığını alacak. Bir bakıyorsunuz bir kararname çıkmış, gümrük vergisi sıfır, tahıl ithal edemiyor. Hangi ülkede, hangi çağda yaşıyoruz? Böyle bir akıl tutulmasının olduğu ortamda yaşıyoruz." dedi.

"Hiç kimse unutmasın, 15 Temmuz Darbe Girişimi'ni kınıyoruz ama 15 Temmuz Darbe Girişimi'ni fırsata çevirip, 20 Temmuz'da sivil darbe yapanları da kınıyoruz." diyen Kılıçdaroğlu, baskıyla, korkuyla Türkiye'nin aydınlığa çıkarılamayacağını bildirdi.

- "Ben sana ne yaptım?"

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün katıldığı canlı yayına yönelik, "Türkiye'nin hiçbir sorununa parmak basılmadı. Türkiye'nin hiçbir sorunu kendisine sorulmadı. Ana konu ne, Kemal Kılıçdaroğlu. Hastalık yine nüksetti. Ana konu benim. Ya arkadaş ben sana ne yaptım?" ifadesini kullandı.

Siyasetçilerin verdiği sözün arkasında durması gerektiğini aktaran Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a daha önce de gündeme getirdiği beraber yayına çıkma teklifini yineledi.

Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Sana çok açık medeni bir çağrı yaptım. Şurada, burada benimle ilgili konuşmana gerek yok. Çıkarsın, medeni iki insan gibi oturur, konuşuruz, tartışırız. Vallahi ben adam yemem, adama hakaret etmem. Vallahi billahi ben medeni bir insan gibi tartışırım. Niye korkuyorsun benden? Medeni cesaretinin olması lazım.

Çıkıyorsun, konuşuyorsun, niye benim karşıma çıkmaktan korkuyorsun? Çıkma arkadaş, o zaman konuşmayacaksın. Konuşacaksan gelip yüzüme söyleyeceksin, beni mahcup edeceksin, haklıysan ama ben adım gibi eminim, cesaret edip karşıma çıkamayacak. Çıkmıyor da zaten."

- "Dört yıl içerisinde terörü bitiremezsem siyaseti bırakırım"

Kılıçdaroğlu, gerginlik istemediklerini hangi görüşten olursa olsun 80 milyonu kucakladıklarını belirterek, şunları kaydetti:

"Dört yıl içerisinde terörü bitiremezsem siyaseti bırakırım' dedim. Bu kadar açık, net. 'Sen kimsin, terörü 4 yılda bitereceksin.' diyor. Söyledim, 'Ben senin televizyonda karşıma çıkmaktan korktuğun kişiyim' dedim. Onun için 'gel karşıma çık' diyorum. Dört yıl içerisinde bitirmezsem, gideceğim. 15 yılda bitirmedin. Üstelik iktidara geldiğin gün, PKK, FETÖ, IŞİD terör örgütü yoktu. Üçünü de bu milletin başına sen bela ettin. Ben de bu milletin başına bela olan bu terörü, bu milletten arındıracağım, kurtaracağım."

Kılıçdaroğlu, konuşmasının sonunda günümüzün birlikte hareket etme, önyargılardan kurtulma, bütün sanatçılara destek olma zamanı olduğuna işaret ederek, verdikleri mücadelenin aydınlığa ve adalete susamış milyonların mücadelesi olduğunu aktardı.

- Papandreu'nun konuşmaları

Yunanistan eski Başbakanı ve Sosyalist Enternasyonal (SE) Başkanı Yorgo Papandreu da konuşmasında, sanatçı Livaneli'nin Türkiye ile Yunanistan arasındaki kardeşliği tesis etmek üzere yaptığı çalışmalardan övgüyle söz etti.

Konuşmasında iş birliğini inşa etmenin önemine vurgu yapan Papandreu, "Biz Yunanistan'da da yaşandığı üzere dayanışma içerisinde çalışmalar yapmazsak finansal krizlerle başa çıkamayız veya birlikte çalışmazsak küresel ısınmaya dur diyemeyiz. Sınır ötesinde iş birliği yapmazsak mültecilere yardımcı olamayız." değerlendirmesinde bulundu.

Papandreu, şöyle devam etti:

"İşte bu sebeplerden dolayı ben Avrupa ve Türkiye arasındaki iş birliği kapılarının açık tutulması gerektiğini düşünüyorum. Türk halkının bir Avrupa geleceği içinde bu kapılar açık tutulmalıdır. Bazı insanlar Türkiye'de bugün olan bitenler konusunda farklı düşünebiliyor hatta fazlasıyla birçok husus hakkında Türkiye'ye eleştirel yaklaşabiliyorlar. Ancak öte yandan Türkiye'ye kapıların kapatılması bu tür bir eleştirel durumu da değiştirmeyecektir. Daha ziyade cezalandırılan Türk halkı olacaktır. İşte bu nedenle bir kez daha söylemek isterim ki bu insanlar, duvarlar örülürse ve Türkiye dışlanırsa sorunların çözüleceğini düşünüyorlar ve yanılıyorlar."

Bazı kişilerin "Avrupa, Türkiye'yi dini sebeplerle de istemiyor." dediğini belirten Papandreu, "Diyaloğun devam etmesi, Avrupa ve Türkiye arasındaki kapıların açık tutulması gerekir. Ben de Avrupalı bir Türkiye'nin daimi bir savunucusu olmaya bu sebeplerden dolayı devam edeceğim." diye konuştu.

Zülfü Livaneli de Ankara'nın kendisi için önemine değinerek, ismi verilerek açılan merkezden duyduğu mutluluğu ifade etti.

Livaneli, Türkiye'de sanatçılara gereken değerin verilmediği eleştirisinde bulundu.

Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen de Çankaya'da yeni bir anlayışa imza attıklarını aktardı. Taşdelen, sanatçıları yaşarken onurlandırmanın daha doğru olacağı inancıyla Zülfü Livaneli Kültür Merkezi'ni inşa ettiklerini belirterek, "Böylesi bir eseri Çankaya’ya kazandırmaktan ve buna Zülfü Livaneli adını vermekten büyük onur duyuyorum." dedi.

Konuşmaların sonunda Kılıçdaroğlu, Papandreu, Livaneli ve diğer katılımcılar merkezin açılış kurdelasını kesti.

Açılışta Alman Piyanist Henning Schmidt de Livaneli’nin bazı eserlerini seslendirdi.

- Levent Gök'ün açıklamaları

Öte yandan, CHP Grup Başkanvekili Levent Gök de açılış töreni öncesi basın mensuplarına yaptığı açıklamada, eski milletvekili Tuğluk'un annesinin defnedilmesi ve sonrasında yaşanan olaylara ilişkin eleştirilerde bulundu.

Gök, "Hiçbir şekilde kabul edilemeyecek bu olayın ardından olaya karışan sanıklardan bir tanesinin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yla karakolda fotoğraf çektirmesi bu olay kadar vahimdir. Süleyman Soylu'nun bütün kamuoyunun önünde bu olayı aydınlatması gerekir. Ne işiniz var sizin karakolda, olayın sanıklarından biriyle fotoğraf çektirmek. Bir yandan 'üzerinize gidiyoruz' diyeceksiniz, bir yandan olayın sanıklarıyla fotoğraf çektireceksiniz. Bu kabul edilemez bir tavırdır. Aynı sanıkla karakolda beraber görüntü vererek ondan sonra sanki olayı kınıyormuş gibi açıklamalar yapmak tam bir ikiyüzlülüktür. Süleyman Soylu, bu konuda kamuoyununun vicdanını rahatlatacak bir açıklama yapamıyorsa derhal istifasını talep ediyoruz." değerlendirmesini yaptı.

Açılış törenine İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore, CHP yöneticileri, milletvekilleri ve çok sayıda davetli katıldı.

 

 

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.