Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ayşegül ARASIL

Ayşegül ARASIL

Yazar

Z Kuşağı

Z Kuşağı, 2000 ve sonrası doğanlara verilen genel bir adlandırma. Kendine has tarzları olan, kendinden önceki nesille arasında ciddi farklar bulunan bir kuşak. Genel olarak sevgi, saygı, ilişkiler, bağlar, görüşler gibi birçok şeyde bizden çok farklılar.

Benim de Z Kuşağı bir oğlum olması hasebiyle, çok yakından tanık olduğum ve çoğu durumda afalladığım tepkileri var.

Örnek verecek olursam, biz öğretmenlerimizden çok çekinirdik, çoğu zaman bir şey söyleyemez, anlamasak da soramaz, haklı da olsak cevap veremezdik. Şimdi gençler, çocuklar o kadar rahat konuşuyorlar ki; ağzım açık izliyorum. Bu rahatlığın da bir sınırı olmalı bence, eskiden olduğu gibi korkutarak, sindirerek bir nesil yetiştirmek ne kadar yanlışsa şimdi olduğu gibi bu kadar rahat olunması da bana doğru gelmiyor. Her şeyde olduğu gibi bunda da bir sınır olmalı. Nerede söyleyip nerede susacağını bilmeli.

Şöyle bir durum var ki; bize göre saygılı ya da saygısız olan bir durum onlara öyle gelmiyor. Sanırım temazsızlık buradan kaynaklanıyor. Z Kuşağı bireye göre aklındakini söylemek saygısızlık olarak görülmüyor. Saygısızlık olarak görse yapmayacak belki ama öyle görmüyor. Ona bunun saygısızlık olduğunu anlatmak zor. Orada çatışmalar başlıyor. Tabii bunlar göreceli kavramlar. Aynı kuşaktan olup, hatta aynı aileden olup da aynı olaya farklı bakış açıları ya da tepkiler geliştirdiğimiz de sıklıkla olmuyor değil.

Herkes bir olayı kendince yorumluyor en nihayetinde.

Aşık Veysel üstadın da dediği gibi;

" Koyun kurt ile gezerdi fikir başka başka olmasaydı" sözü bu gibi konulara tam uyuyor. Tüm sorunların temelinde fikir ayrılıkları yatıyor. O onu dedi, bu bunu yaptı, o öyle söyledi, bu şöyle baktı gibi uzayıp gider. Olayın özü ben sen gibi olamam, sen ben gibi olamazsın ancak hepimiz bir bütünün parçasıyız ve en genelinde yok aslında birbirimizden farkımız. Hayatta her şey zıttıyla beraber var olur. Burada bahsetmek istediğim hem aynı hem farklı oluşumuzdur. Koskoca bir kumaş düşünün ki her dokunduğunuz yer farklı bir tarafıdır ama aynı kumaşa aittir.

Bizler bunun bilincine varıp, bu derin bakış açısıyla zenginleşebilirsek tüm yaratımlara saygı duymaya başlar ve güzel insan olma yolunda adım atmış oluruz. Temel ihtiyaçlarımızı giderdikten sonra daha üst düzey ihtiyaçların belirdiği noktada işte bu duygu ve düşünceler çok işe yarar. İnsan hep arayıştadır çünkü, kendini arar, Yaradanı arar, anlamını arar, bulmak, hissetmek ister hep daha fazlasını arar. Ondandır ki ne kadarını bulup, anlamlandırıp, tamamlayabilirsek, tamamlanabiliriz ve manasızlık duygusundan sıyrılabiliriz.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları