Bugün en güzel Türkçeyi ondan öğrendik diye baş tacı yaptığımız bir çok isimden yüzyıllar öncesinde duru ve akıcı Türkçe ile konuşan, her kelimesinde gönülleri aydınlatan (o sözler ki! bugün bile gönlümüzü aydınlatmaya devam ediyor) bir isim var o da 'Yunus Emre'dir.
Yunus'un lisanı, saf Anadolu Türkçesidir. Yunus, bize en büyük miras o temiz Türkçeyi bırakmıştır.
"Göçtü kervan kaldık dağlar başında" derken, dünya içinde insanın bir başına, kendi içiyle bir olma halini acıyla ele alır mesela...
Futbolumuzun dünü tıpkı o Anadolu Türkçesi gibidir, saf ve temiz ama biz futbolun Yunus'larını bi'kalemde silip attığımız ve sadece anma günlerinde geçiştirdiğimiz için bugünü yaşar ve kanıksar olduk.
Her şey bugün "herkesin kendine göre, bir Yunus icad etmesi" halidir kısacası.
Futbolumuzun zaman içinde, Avrupa futbolu "Endüstriyelleşme" adı altında gelişip ilerlerken zihniyet karanlığında hep geriledi. Bugün milyon eurolar adı altında Avrupa Lig sıralamasında bilmem kaçıncı sıraya konulurken, ahlaki çöküşün içinde göstermelik yaptırımların ışığında malum durumdadır.
İşbilmez yönetimlerin sırtını dayadığı "Devlet Baba" sayesinde top koşturması, çimlerinin üstünde zıplaması için uğruna transfer çıkmasına girilen futbolcuların arz-ı endam ettiği statların zemin problemleri, sezon itibariyle kaldığı yerden devam ederken, yaşanan sakatlıkların sebep listesinde üst sıradadır.
Futbol, milyonları peşinde koşturan bacasız sanayi gerçeğidir. Bu gerçeği devam ettirmek için, futbol içindeki yarışı daha adil sürdürebilmek için, kulüplerimizin futbol varlıklarını zenginleştirmek için, birçok şeyi geride bırakıp, zihinsel karanlığı dağıtmak, futbol aydınlığına kavuşmak için, yapılacak ilk işin adı tıpkı "Yunus" gibi tüm gönülleri kaplıyacak, eşit adaleti sağlayacak futbolun "Yunus'u" olacak bir TFF başkanı ve onunla aynı saf ve temiz futbol dilini konuşan ekip eşliğinde yarınlara ilk adımı atmaktır.
Futbolumuzun ihtiyacı herkese seslenen bir "Yunus" bulmaktan geçmektedir.
İşi, gücü sadece futbol olan gayesi futbolu geliştirmek olan bir "Yunus"
Futbolu atanmışlıklardan kurtarıp, kulüplerin özgür iradesine bıraktığımızda her kulübün tarihine imza atmış, bugünkü zihniyette sadece anma günlerine sıkıştırılmış futbol efsaneleri, gelecek adına futbolun yolunu aydınlatmak için özgür iradesine kavuşmuş kulüplerin yol rehberi olacaktır.
İşte o zaman bu yolu açanlar, futbol ve gelecek adına önemli bir işin altına imza atacaktır.
Sizler bu yolu açın, arkası gelecektir
Kulüpler kendi adına yolu aydınlatacak içlerindeki "Yunus'u" bulacaklardır.
Yeter ki! Siz isteyin.
Futbol adına önüne gelenin felsefe yaptığı zamanlarda herkesin kendine göre filozoflaştığını görüyoruz.
Gary Cox'un felsefeyi avamlaştırdığı söylenen kitabı "Nasıl Filozof Olunur?" kitabının arka kapağında şöyle yazar; "Aklımda merak, şüphe ve saygı uyandıran iki şey vardır: Üzerimde parlayan gök ve içimdeki ahlak yasası."
Futbolun parlayan gökyüzü ve geçmişin temiz temellerini atan futbolun ahlak yasası yolunuzu aydınlatacaktır.
Siz isteyin sadece isteyin yeter!
