Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ayşegül ARASIL

Ayşegül ARASIL

Yazar

Yaşamdaki dengenin işleyişi

Kainattaki denge muazzam ölçüde kendine hayran bırakarak yaşamda vuku bulur. Gündüz çalışır gece dinleniriz, acıkırız doyarız sonra yine acıkırız. Dünyayı gezsek nihayetinde eve geldiğimizde "evim evim güzel evim" duygusuyla seviniriz, kendi evimizden daha rahatı yoktur değil mi… Yaşamın en güzel ritmi dengelemek. Fazla mı çalıştın, dinlen; fazla mı dinlendin kalk işe koyul.

Denge her konu için olmazsa olmaz hükmünde; para harcama-biriktirme, zamanı etkin kullanma, yemek yemede, sevmede, çalışmada aklımıza gelen her konuda ölçüyü tutturmak, dengeli olmak harika sonuçları beraberinde getirir.

Yaşamın en zorlayıcı kısımları da yine dengeyi korumakla alakalı olarak karşımıza çıkar. Örneğin; canımız hep internette gezmek, televizyon izlemek, aylaklık yapmak istiyor ve hiç ders çalışmak, iş yapmak istemiyor olabilir, bu çok sıklıkla yaşadığımız bir durum da olabilir. Peki böyle bir durumda bize düşen nedir? Dengeyi sağlamak ve üzerimize düşeni yapmak adına gerekeni yapmalı ve bir süreden sonra keyfimizi öteleyerek kalkıp işimizi yapmak için kendimizi motive ederek işimiz bittikten sonra tekrar istediğimiz aktiviteyi yapacağımızı ve bu sefer işleri bitirmenin verdiği gönül huzuruyla daha bir keyif alacağımıza ikna olarak günlük hayatı daha keyifli hale getirmeyi ve ataletten kurtulmayı başarabiliriz. 

Kendimize haksızlık etmeden, düşe kalka, yapa öğrene her şeyi deneyimleme yeri burası. Tabi ki her şeyi kendimiz yaşayarak öğrenecek kadar ömrümüz uzun değil. Bazı şeyleri çevremizdeki yaşamlardan, bazılarını sadece hikayelerini dinleyerek, bazılarını kitaplardan, filmlerden, dostlardan gözlemleyerek öğreniriz.

Hepimizin hikayesi farklı yönlerden de olsa birbirine benzer. Her birimiz kendimizdeki eksik olan yönü tamamlama gayreti içerisindeyiz. Fazla olanı azaltma eksik olanı arttırma gailesiyle hayatlarımızı ne yönden çekip düzelteceğimizi şaşırırken bir bakmışız yıllar geçmiş…

Ömür sürüp giderken her yaşanmışlık deneyim olarak karşılık bulur. Biz neye fazla meyil verirsek en büyük sınavımız da genellikle ondan olur. Çünkü hayat denge sever dengeli olmamızı ister. Sürekli her konuda denge kuramasak da genel itibariyle birbirine yakın oranda dengeler kurarak yaşamı çeşitlendirmek gerektiğinden bahsediyorum. Mesela işine eğildiğin, yoğun mesai harcadığın bir dönemden geçiyorsundur, bunun farkındasındır ama öyle gerekiyordur ve oradaki enerjiyi azaltamazsın bir türlü. Aniden bir hastalık gelir ve sen mecburen konu değiştirmek zorunda kalırsın. Ya da enerjisinden çaldığın hayatındaki her neyse o sorun çıkarır; gereken zamanı, ilgiyi vermiyorsun diye. Yine konu değiştirirsin ve sorunla uğraşmaya başlarsın, gündemin değişir. Ağırlık bu sefer o tarafa kayar. Hayat sen dirensen de o dengeyi kendi üslubunca kurar.

Farkındalığımız arttıkça, ilgilenmediğimiz alanların solduğunu, cansızlaştığını fark ederiz. O alanlara yaşam şansı verdiğimizde daha bir tamamlanmış hissederiz.

Elimizde olan malzemeyle en iyi eseri oluşturmaya çalışan sanatçı gibi kendi yaşam sahnemizde kendi oyunumuzu sergileriz. Yaşamak hem çok ciddi, hem de ciddiye alınmayacak kadar hafif bir mesele. Siz hangi tarafından bakmak ve ele almak isterseniz o doğrudur. Yani her ikisi de doğru. Nereden ve nasıl baktığınıza bağlı olarak kendi perspektifinize göre değişkenlik gösterir.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları