Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sıla Topbaş

Sıla Topbaş

MUNSAP

Yargıtay'dan mobbing kriterleri!

Mobbing kavramı ilk olarak 1960'lı yıllarda Avusturyalı bilim adamı Konrad Lorenz tarafından, hayvanların düşmanlarını veya yabancıları kaçırmak için sergiledikleri davranışları tanımlamak için kullanılmış. Daha sonra İsveçli bilim insanları bu alanda kullanılan başka bir terim olan "Bullying"i bu tür davranışları tanımlamak için söylemiş.

Mobbingin bugünkü anlamda iş yaşamını kapsayacak şekilde kullanımını ise 1980'li yıllarda Almanya'dan göç eden İsveçli bilim insanı Heinz Leymann getirmiş. İlk araştırmalarını 1970 yılların sonlarında gerçekleştiren Leymann, mobbingi, iş yaşamında düzenli, tekrar eden ve kasıtlı olan, çalışanın onurunu zedeleyici bir psikolojik terör davranışı olarak tanımlamış.

Günümüzde çalışan boyutu aşılmış durumda, mobbing ile herkes karşı karşıya kalabilir durumda. Mobbing'i artık sadece iş yaşamında değil, insanın olduğu her yerde görmek mümkün. Sistematik olarak gerçekleşen ve sadece kişiden kişiye değil, topluluklar tarafından kişilere yönelik bir saldırı olarak da kullanılan mobbing, son zamanlarda örgüt psikolojisi üzerinde çalışanların sıkça başvurdukları bir kavram durumunda. "Yıldırma", "sindirme, "yok sayma", "psiko-terör uygulama" gibi anlamlara gelen mobbing kavramı, örgütsel çatışmanın, verimsizliğin ve motivasyonsuzluğun kaynağı konumunda.

Bu nedenlerden dolayı kamuda ya da özel sektörde çalışanlar, son yıllarda artan şekilde mobbing iddiasıyla dava açıyor. İddialarını kanıtlayan delil sunamayanlar, yargıdan eli boş dönüyor. Bir hukuk bürosunda sekreter olarak çalışan kadının, iş sözleşmesinin işverence haksız şekilde feshedildiğini ileri sürerek açtığı tazminat davasında, davacıya manevi tazminat ödenmesine hükmeden yerel mahkemenin kararını bozan Yargıtay, tüm çalışanları ilgilendiren şok bir karara imza attı. İş yerinde psikolojik tacize maruz kaldığını iddia eden kadına verilen manevi tazminat kararını, iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle bozan Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, mobbingin hangi şartlarda oluşacağı irdeleyip kriterleri de tek tek sıraladı.

9. Hukuk Dairesi, Alman Federal İş Mahkemesi'nin mobbingi, "İşçilerin birbirine sistematik olarak düşmanlık beslemesi, kasten güçlük çıkarması, eziyet etmesi veya bu eylemlerin işçinin başta işveren olmak üzere amirleri tarafından gerçekleştirilmesi" olarak tanımladığına vurgu yaptığı kararında mobbing suçlamasının kabul edilebilmesi için aranan kriterleri ise özetle şöyle sıralıyor:

"İşçinin anlattığı mobbing teşkil eden olayların tutarlık teşkil etmesi ve kuvvetli bir emarenin bulunması gerekir. Kişilik hakları ve sağlığın ağır saldırıya uğraması mobbingin varlığının tartışmasız kabulünü doğurur. Kendisine iş yerinde mobbing uygulandığını ileri sürülmesi halinde ispat yükü mobbing iddiasını ileri süren davacıdadır. Uygulanan mobbing işçinin özgüvenini ve özsaygısını kaybettirmeli. Sistematik olarak tekrarlanan mobbinge karşı işçinin silahı olmamalı, olsa bile kullanmamalı."

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları