Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sıla Topbaş

Sıla Topbaş

MUNSAP

'Ve diyelim ki bu mazlum bir milletin ahıdır da...'

Sevgili okuyucularım bugün Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Cumhuriyeti ilan edişinin 96. yılı. Hepimize kutlu olsun. Bu vesileyle size 29 Ekim'le ilgili bir anekdot aktarmak istiyorum...

***

Tarih 28 Ekim 1923... Mustafa Kemal Paşa bazı arkadaşlarını akşam yemeği için Çankaya Köşkü'ne çağırmıştır. Bu yemekte bulunanlar arasında; İsmet Paşa (İnönü), Fethi Bey (Okyar), Kazım Paşa (Özalp), Kemalettin Sami Paşa, Halit Paşa, Rize Milletvekili Fuat Bey (Bulca), Afyon Karahisar Milletvekili Ruşen Eşref Bey (Ünaydın) vardır. Toplantının sonunda Mustafa Kemal Paşa'nın o her zamanki, kendinden emin sesi duyuldu: "Arkadaşlar, yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz..." Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, günümüzden 96 yıl önce Çankaya Köşkü'nde arkadaşlarına böyle söylüyordu.

Peki cumhuriyetin ilanı için seçtiği tarih neden 28 Ekim veya herhangi bir tarih değil de 29 Ekim? Cumhuriyetin 29 Ekim'de ilan edilmesinin bir sebebi olmalıydı. Çünkü Mustafa Kemal Atatürk, hiçbir şeyi bir sebebe dayandırmadan yapmazdı. Elbette bunun da geçerli bir nedeni vardı. Evet o geçerli neden, 30 Ekim 1918 Mondros teslimiyet antlaşmasının imza edildiği tarihti. Mustafa Kemal Paşa, 29 Ekim günü Cumhuriyet'in ilanı ile o tarihe de bir ders vermiş olmaktaydı.

Cumhuriyetin 29 Ekim'de ilan edilmesinin sırrını gazeteci Taylan Sorgun şöyle anlatmakta:

"Fahrettin Altay Paşa'nın belgeselini hazırladığım zamanlarda, Altay Paşa ile aylarca süren çalışmam sırasında kafamdaki soruyu Altay Paşa'ya açmaya karar vermiştim. Sordum. Altay Paşa Atatürk'ün en yakınında bulunan isimlerindendi. Çankaya'da 10 günlük bir misafirliği de olmuştu. Altay Paşa o soru üzerine bir süre yüzüme baktı. "Meseleleri iyi kavramışsın" dedi. Sonra da şunları söylemişti: "...Tabii İstanbul'da bazı hadiseler oluyordu. Ama Atatürk Cumhuriyet'in ilanını 29 Ekim gününe getirmek için büyük bir acelecilik içindeydi. Benim dikkatimi çekmişti. Aradan bir zaman geçmişti. Senin bana sorduğunu Atatürk'e sordum. Bana verdiği cevap şuydu: O anlaşma (Mondros Mütarekesi) bana gönderildiğinde sen benim yanımdaydın. O günlerde çektiğim azabı sen bilirsin. İşte onun içindir de... Ve diyelim ki bu mazlum bir milletin ahıdır da..."

İlk toplantısını 23 Nisan 1920'de yapan TBMM'nin kabul ettiği 1921 Anayasası'nın "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" denilen birinci maddesi, açıkça belirtilmese de "cumhuriyet" rejiminin habercisiydi. Ancak "cumhuriyeti" kabul etmek, 16 Nisan 1923'te görevini tamamlayan Birinci Meclise değil, 11 Ağustos 1923'te toplanan İkinci Meclise nasip olacaktı. İkinci Meclis, Başkanlığa Mustafa Kemal Paşa'yı, ikinci başkanlığa Ali Fuat (Cebesoy) Paşa'yı seçti; Başbakanlığa Ali Fethi (Okyar) getirildi. Ancak, Atatürk'ün "Nutuk"ta da işaret ettiği gibi, Mecliste oluşan muhalif grup, Bakanlar Kurulunun işlerini yürütmesine engel çıkarıyordu. Bu ortamda 13 Ekim 1923'te Ankara'nın başkent olması kabul edildi.

Eleştirilerin yoğunlaşması üzerine Mustafa Kemal başkanlığında 25 Ekim'de toplanan Bakanlar Kurulu, istifa etmeyi ve yeni hükümette hiçbir görev almamayı benimsedi. Bakanların istifaları 27 Ekim'de Mecliste okundu. Ancak Meclis, yeni bakanlar kurulu için oluşturulan listeler üzerinde anlaşma sağlayamadı. Uzun süredir "cumhuriyet" düşüncesini içinde barındıran Mustafa Kemal, bu siyasi bunalım üzerine, zamanın geldiğine karar verdi.

Yakın çalışma arkadaşlarını, 28 Ekim akşamı Çankaya'da yemeğe çağıran Mustafa Kemal, onlara aydınlık geleceğin müjdesini verdi: "Yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz."

Mustafa Kemal ve yemekten sonra kalmasını istediği İsmet (İnönü) Paşa, cumhuriyetin ilanına ilişkin anayasa değişikliği üzerinde çalıştılar. Halk Fırkası, 29 Ekim'de yaptığı toplantıda, Mustafa Kemal'i hükümet bunalımını çözmekle görevlendirdi. Mustafa Kemal de cumhuriyetin ilanına yönelik anayasa değişikliği önergesini açıkladı.

Halk Fırkası Meclis Grubunda ve sonra TBMM Genel Kurulunda, anayasanın 1'inci, 2'nci, 10'uncu, 11'inci ve 12'nci maddelerinin değiştirilmesinin kabul edilmesiyle "Cumhuriyet" resmen ilan edildi. "Yaşasan Cumhuriyet!" nidaları, TBMM Genel Kurulunun duvarlarında yankılandı.

Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Cumhuriyet fikrinin Mustafa Kemal tarafından ilk defa kuvvetle ortaya atılmasında Fransız İnkılâbı'nın etkisi olduğunu söylemekte, Münir Hayri Egeli, daha 1906'da Atatürk'ün en beğendiği devlet şekli olarak Cumhuriyeti dile getirdiğini yazarken, Mazhar Müfit Kansu, Mustafa Kemal'in henüz Erzurum Kongresi açılmadan, zamanı gelince hükümetin şeklinin Cumhuriyet olacağını kendisine söylediğini "Erzurum'dan Ölümüne Kadar Atatürk'le Beraber" eserinde anlatmaktadır.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları