Türkmen köyleri özgürlüğüne kavuştu
Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Emin Bozoğlan, "Fırat Kalkanı sathında bulunan Azez-Cerablus hattındaki Türkmen köylerimiz harekatla birer birer özgürlüğüne kavuşmuştur. Şu an El Bab'da DEAŞ'a karşı devam eden mücadele geleceğe yönelik tutunacak dalımızdır." dedi.
Orta Asya ve Ortadoğu Araştırma ve Uygulama Merkezi (GORAM) tarafından Gazi Üniversitesi'nde "Fırat Kalkanı Operasyonu: Halep ve Suriye Türkmenleri" konulu panel düzenlendi.
Emin Bozoğlan, panelde yaptığı konuşmada, en yoğun Türkmen nüfusunu barındıran Halep şehrinin son gelişmelerle tüm vicdanları kanatan bir zulme sahne olduğunu belirterek, "Aylardır dünya tarihinin en korkunç abluka ve bombardımanıyla karşı karşıya olan Halep'te bugün insanlık tükenmiş, sözler bitmiştir. Halep'teki Türkmen mahallelerimiz tamamen rejim ve PYD/YPG teröristlerinin eline geçmiştir." diye konuştu.
Bozoğlan, "Fırat Kalkanı sathında bulunan Azez-Cerablus hattındaki Türkmen köylerimiz harekatla birer birer özgürlüğüne kavuşmuştur. Şu an El Bab'da, DEAŞ'a karşı devam eden mücadele, geleceğe yönelik tutunacak dalımızdır." ifadelerini kullanarak, Halep'in kuzeyindeki olumsuz tabloya karşılık, Türkiye ve Türk ordusunun ortaya koyduğu irade ve Fırat Kalkanı Harekatı'yla umutlarının yeniden yeşerdiğini belirtti.
Bozoğlan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Halep güvenli ise Türkiye'nin güney sınırı güvenli demektir. Bayırbucak güvenli ise Hatay güvenli demektir. Batı, 100 yıl önce Sykes-Picot planını hayata geçirmişti. Bugün de benzer planları gerçekleştirmek için uğraşıyorlar. Asıl hedef ise Türkiye'dir, Türkmenlerdir. Zira Halep'e, Bayırbucak'a, Humus'a yağdırılan füzelerle Telafer'de, Kerkük'te sıkılan kurşunlar, Ankara'da, İstanbul'da patlayan bombalar aynı sinsi odakların kirli oyunlarıdır. Ve biz şimdi yüksek sesle diyoruz ki Türkiye'nin güvenlik hattı Kerkük'ten başlar, Musul'dan, Rakka'dan, Halep'ten geçer, Bayırbucak dahil Akdeniz'e ulaşır."
Emin Bozoğlan, kendilerine verdiği destekten ötürü Türkiye ve Türk milletine teşekkürlerini iletti.
AK Parti Ankara Milletvekili Vedat Bilgin, şu an bölgede yaşanan son gelişmelerin Suriye ya da Halep meselesi olmadığını, asıl meselenin Batı karşısında Türkiye meselesi olduğunu vurguladı. Bilgin, "Türklerin bu coğrafya üzerindeki varlığını yok etmek amaçlanıyor. Türkiye 100 yıl sonra yeniden bir milli mücadele şartları içerisinde yaşamaktadır, bağımsızlık mücadelesi içindedir." dedi.
Çankaya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahir Nakip de Türklerin bu coğrafyada en az bin yıllık bir tarihinin olduğunu söyleyerek, "Türklerin bu coğrafyadaki varlıkları bir kızıl elmadır, bir ülküdür. Ama bu bir istila şeklinde değil, her zaman adaleti ve yerel kültürleri muhafaza etme şeklinde tecelli etmiştir." dedi.
Nakip, Osmanlı Devleti'nin önüne Sykes-Picot ve Sevr anlaşmalarının getirilmesinin amacının da Türk milletini bu coğrafyadan silmek olduğunu söyledi.
"Türklerin bu coğrafyadaki varlığına tahammül edilmiyor, istenmiyor. Hatta birçok Batılı yazar, Türklerin kendi coğrafyalarına dönmesini ya da Türklerin coğrafyalarının küçülmesini istiyor." diyen Nakip, bugün Ortadoğu'nun çalkalanmasının Osmanlı Devleti'nin çöküş sancıları sebebiyle olduğunu kaydetti.
Necmettin Erbakan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Dudu Kuşçu ise Türkleri bulundukları coğrafyadan çıkarmayı amaçlayan Haçlı zihniyetinin hala devam ettiğini, Türklerin bugün de bulundukları bölgeden çıkarılmak istendiğini ve Batılılar tarafından bu coğrafyanın Türklere fazla görüldüğünü anlattı.
Panelde, Anadolu Ajansı tarafından hazırlanan "Halep'te insanlık ölmesin" belgeseli izletildi.
