Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Harun A. Altuntaş

Harun A. Altuntaş

Yazar

Türklerle Kızılderililer arasındaki benzerlikler

Sizlere; "Ergenekon Gurbetçileri Amerikan Kızılderilileri" başlıklı makalemde Pennsilvanya Üniversitesi Antropoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Thedodore Schurr ve ünlü Sovyet tarihçisi Lev Nikolayeviç Gumilev'in eserlerinden örnekler vermiştim. Bu örneklerde Amerikan Kızılderililerinin binlerce yıl önce Orta Asya'dan Bering Boğazı'nı geçerek Amerika Kıtası'na yerleştiklerini yazmıştım.

Bu yazım bir hayli ilgi gördü. Okuyuculardan bu savı destekleyenler de oldu, eleştirenler de...

Herkesin fikrine saygı duyarız. Körü körüne bir fikre saplanıp kalmak doğru olmaz. Ancak bugün bilim insanlarının belirlediği; "Türklerle Kızılderililer arasındaki benzerlikler" konusuna değinmek istiyorum. Gelin bu benzerliklere bir göz atalım:

Kızılderililerin atalarının Türkler olduğuna dair çeşitli tezler öne sürülürken, her iki toplumun efsaneleri arasındaki benzerlikler dikkat çekiyor.

Çeşitli kaynaklardan yapılan derlemelere göre, Türklerle Kızılderililer arasındaki efsanelerin benzerliklerinin yanı sıra el sanatı motifleri ve kelimeler arasındaki benzerlikler, eski çağlarda 12 hayvanlı takvimin kullanılması da her iki toplumun akraba olup olmadığı yönünde araştırmacıların ilgisini çekiyor.

ABD'nin New York kentinde düzenlenen "Türklerle Kızılderililer Arasında Ortak Bağlar" adlı bir panelde, iki ulus arasında çok ilginç benzerliklerin olduğu ortaya çıktı. Panelde; bu konuda yazılan kitap ve yapılan bilimsel çalışmalarda ortak noktalara gözler önüne serildi. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde Arzu Yetim tarafından yapılan "Türk ve Kızılderili Mitolojilerinde İnsan Doğa İlişkisi" konulu yüksek lisans tezinde de, her iki toplumun efsanelerindeki benzerlikler bir bir ortaya dökülüyor.

Kızılderililerdeki "doğaya saygı" kavramının eski Türk inancında da görüldüğü belirtilen tezde, Orta Asya ve Sibirya'dan Bering Boğazı aracılığıyla Amerika kıtasına göç eden toplulukların Şamanizmi bu bölgeye taşıdıklarının çeşitli bilimsel araştırmalarla ortaya çıktığına işaret ediliyor.

Hastalığa çare bulma, hastalık sırasında ayrılan koruyucu ruhun geri getirilmesi, kurbanları tanrılara ulaştırma gibi çeşitli dinsel törenleri icra etme görevini üstlenen Şamanların, her iki toplumda da son derece ayrıcalıklı bir yere sahip olduğu belirtiliyor.

Suyun hayat verici gücü ve arındırıcılığına olan inanç Türk ve Kızılderili mitolojilerinin her ikisinde de yer alırken, Kaliforniya Maiduları ve Winston Kızılderililerin mitolojisinde ölümün var olmadığı bir zamanda insanların "hayat suyu"nda yüzerek gençliklerini geri kazanabildikleri ifade ediliyor.

Türk mitolojisinde de "hayat suyu" kimi zaman ölüleri diriltip hastaları iyileştiren, kimi zaman da ihtiyarlara gençlik veren biçimde yer aldığı kaydediliyor.

Taşların da gerek Türk gerekse Kızılderili mitolojisinde kutsal sayılan maddeler arasında yer aldığına dikkat çekiliyor. Dakota Kızılderilileri, tüm kutsal varlıkların en eskisi olduğuna inandıkları taşları, buhar banyolarında iyileştirme amaçlı kullandıkları belirtilerek, Türk mitolojisinde de taşların iyileştirme amaçlı kullanımının örnekleri olduğu ifade ediliyor.

Ahmet Ali Arslan'ın "Ataların İzi İle" adlı eserinde de Saha Sire (Yakutistan)'de kutsal olarak bilinen ve özel bir saygı gören "serge" adlı direklerin, Kuzey Amerika Kızılderili totemleri ile olan benzerliğine dikkat çekildiği de belirleniyor. Türk ve Kızılderililerde; Şamanist inanç içerisinde hayvanların son derece önemli ve ayrıcalıklı bir yere sahip olduğu yazılıyor.

Ahmet Ali Arslan'ın eserinde Türkler ve Kızılderililerde kahramanlık anlayışının ve yapılan kahramanlıkların sonucu kazanılan lakapların paralellik gösterdiği belirtiliyor. Dede Korkut öykülerinde yer alan "Deli Dumrul"un iyi bilinen bir Kızılderili kahramanı olan "Deli At" arasındaki benzerliğine işaret edildiği ve her iki toplumda "deli" lakabının "gözünü budaktan sakınmayan er kişi" manasında kullanıldığına dikkat çekiliyor.

Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nden de Nurhan Toprak tarafından 1998 yılında hazırlanan bir başka yüksek lisans tezinde de her iki toplumun mitolojilerindeki benzerliklere işaret ediliyor. Türklerin eski dini olan Şamanizm esasları ile Kızılderililerin inançları arasında benzerlikler şöyle sıralanıyor:

"Gök tanrı inancı evreni ve insanı tek tanrının yarattığına inanılması, tanrılar ve ruhlar, put-fetişler, yer-su tanrıları, Şamanların ayinleri yönetmesi ve kötü ruhları kovması, ateşin kutsallığı ve kutsal ateş etrafında ayinlerin yapılması, Şamanların ruhlarla irtibat kurmaları, belli başlı ayin, tören ve bayramların bulunması, Şamanların kurban edilen hayvanların iç organlarına göre geleceğe dair yorumlarda bulunması, yağmurun kutsallığı ve yağmur duaları, evlenme ve doğum törenleri, ölüm ve ölüler kültü, ata ruhların kutsallığı, tanrının isteklerini rüyalar vasıtasıyla insanlara duyurduğuna olan inanç...”

Evet bilim insanları; "Ergenekon Gurbetçileri Amerikan Kızılderilileri" ile Türkler arasındaki benzerlikleri böyle sıralıyorlar. İnanıp, inanmamak siz okuyucularımıza bağlı.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları