Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sıla Topbaş

Sıla Topbaş

MUNSAP

Türkiye'nin ilk vejetaryenleri...

Son zamanlarda bir vejetaryenliktir gidiyor. Hatta yapılan bir araştırmada 10 ülke arasında 7'nciliği bile almışız. Nedir vejetaryenlik, bildiğiniz etyemezlik. Yapılan araştırma sonuçları ve bir diyetisyenin görüşlerini bilginize sunacağım. Ama daha önce Türkiye'de Samatya'da Etyemez adlı semt bulunduğu ve et yemeyenlerin burada oturduğu için bu adı aldığını belirtmem gerek.

Etyemez isminin nereden geldiği hakkında iki rivayet var. Birincisi, Etyemez Camisi'nde (Caminin gerçek adının Beyazid-i Cedit olduğu söylenmekte.) yatan Fatih Sultan Mehmed'in mirzalarından Etyemez Tekkesi'nin banisi Mehmed Mirzazade bin Ömer-ül Buhari,  İnsanların aleyhine konuşmazmış. Bu zat "Dinimize göre insanların arkasından konuşmak, gıybet yapmak insan etini yemek gibidir. Siz bundan tiksinmez misiniz?" der bir yerde gıybet olduğu zaman hemen sustururmuş. Hemen gıybet edilen kişiyi müdafaa edermiş. Yahut orayı terk edermiş. Bundan dolayı sokağa, camiye ve tekkeye "Etyemez" adı verilmiş.

* Diğer bir rivayet ise, surların dışında yer alan kesim evlerinden Yeniçeri kışlalarına gönderilen etlerin kokusu yüzünden insanların et yemedikleri ve sokağın isminin buradan geldiği şeklinde...

Bir de anlatılanlara göre Samatya/Etyemez semti bir zamanlar kasaplar yolu idi. Et taşınan konvoyların önüne kimse çıkamazdı. Biri önünü keserse idamla cezalandırıldı.

Gördünüz mü Türkiye'de etyemezliğin/vejetaryenliğin tarihinin ne kadar eski olduğunu. Taa Fatih Sultan Mehmet dönemine kadar dayanıyor...

***

Bu tarihi bilgilerden sonra gelelim günümüze... Yapılan araştırmada ilk 10 ülke arasında 7'nci sırada yer alıyoruz. Verilen bilgiye göre 2018 yılında küresel et endüstrisinin pazar büyüklüğü 1 trilyon dolar seviyesine ulaştı. Et tüketimi refahın bir işareti olarak görülse de buna rağmen özellikle gelişmekte olan ülkelerde vejetaryen ve vegan akımı günden güne artış gösteriyor. Özellikle genç, kentsel, orta ve yüksek gelirli nüfus arasında giderek daha popüler hale gelen vejetaryenlik, bu anlamda küresel bir tüketici eğilimine dönüşmüş durumda.

Yapılan bir araştırmada 2016 ve 2017 yılları arasında vejetaryen nüfusun ülkeler listesinde ilk üç sırada Nijerya, Pakistan ve Endonezya yer aldı. Listede Türkiye de bulunuyor. Sırasıyla Filipinler, Almanya ve Brezilya'dan sonra yedinci sırada bulunan Türkiye'yi Kenya, Tayland ve İtalya takip ediyor.

Doktor kontrolü gerekli

Vejetaryen beslenmenin doğru yönetilmesi gereken bir beslenme programı olduğunu söyleyen Diyetisyen Aslıhan Altuntaş, "Özellikle protein örüntülerine dikkat edilmesi gereken beslenmelerden bir tanesidir. 'Ben vejetaryen beslenmeyi tercih ediyorum ve hayatımı böyle yaşamak istiyorum' denildiği noktada öncelikle mutlaka tahlillerinin ve tetkiklerinin bir hekim ve diyetisyen kontrolünde yapılıyor olması gerekiyor. Bu tarz beslenmelerde B12 eksikliği sık görülen rahatsızlıklardandır. Vejetaryen beslenme benimsenecekse özellikle B12, kalsiyum, magnezyum değerlerine bakılıyor olması gerekir" dedi.

Diyetisyen Altuntaş, vejetaryen beslenenler için sabah, öğlen ve akşam öğünlerinde neler yenmesi gerektiğini de anlattı. "Vejetaryen beslenmede en büyük yanlışlardan biri de sürekli sebze ve meyve ile beslenilmesi gerektiği gibi bir düşünce ile ilgili. Beslenmede proteinin eksik kalmamasına dikkat etmek gerekir. Çünkü vücudumuz karbonhidrat, protein ve yağlardan oluşuyor. Dolayısıyla bizim bunları günlük olarak belli dozlarda alıyor olmamız gerekiyor. Özellikle B12 eksikliği sinir sistemi harabiyetlerine, kansızlığa yol açacağı için yorgunluk, halsizlik, ileri yaşlarda görülen demans ve Alzheimer'ın daha erken bir döneme çekilmesine sebep olacaktır. Kas kayıpları en korktuğumuz şeylerden biridir. Yeterli proteini almadığımız takdirde kas kayıpları oluşmaya başlayacaktır. Eklem ve kemik rahatsızlıkları oluşmaya başlayacaktır. Eğer süt grubunu da tüketmek istemiyorsak kalsiyum da eksik kalacaktır. Kalsiyumun eksik kalmasıyla kilo vermede problem yaşarız, kemik erimelerine, obeziteye davetiye çıkarırız demektir."

Diyetisyen Altuntaş bizler için en uygun vejetaryen beslenme şeklinin, biraz daha balık, tahıl ve baklagil ağırlıklı bir tarz olduğunu söylüyor.

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları