Değerli okuyucularım yıllık izin için memleketim Karaman'a geldim. Yazımı Karaman'dan yazıyorum.

Gazeteci yıllık izinde de olsa yazmadan kendisini alamıyor. Gazetecinin tam da tatili olmaz.

Yine haftanın üç günü yazmaya devam edeceğim.

Tatil günlüklerimin ilkinde, İstanbul'dan önce Konya sonra Karaman'a giden yolculuğumu ve özel değerlendirmelerimi yazacağım.

***

İlk yazmak istediğim konu koronadan tatile giden vatandaşlarımızın sayısının azalmasıdır.

Korona öncesinde İstanbul'dan Konya'ya Yüksek Hızlı Tren bileti, 15 gün öncesinde açılıyordu.

Gece 12.00'da açılan bilet 12.05'te doluyordu. Çünkü Avrupa yakasında inanılmaz bir yolcu potansiyeli vardı.

Şimdi ne mi oldu? Öncelikle 15 günlük bilet açma süresi 4 güne düşmüş. Ve sabaha karşı bilet aldım ve aldıktan sonra da trende hâlâ boş yerler vardı.

Çünkü korona sonrası İstanbul'dan Konya'ya gidişler azalmıştı. Her ne kadar bayrama 1-2 haftalık süre de olsa yine de korona yolcu sayısını etkilemiş.

Çünkü Konya'ya Mevlana'yı görmek için giden yerli turistimiz gitmez olmuş.

Virüs korkusundan dolayı olduğunu sanıyorum.

***

Hızlı trene bindim. Yolculukta inanın yolcu sayısı hâlâ düşüktü.

***

Konya'ya geldim. Aslında sadece mesele Konya veya Karaman değil. Anadolu'da gittim gördüm pandemi veya diğer meseleleri yazdım şeklinde bir yazı kaleme almak istedim.

Konya'da da koronavirüs havası elbette hissediliyor.

Ama şikâyet etmek istediğim farklı konu.

Biz İstanbul'da iken, korona selamı veriyorduk. Bu artık gelenek haline gelmişti.

Konya'da araba kiralamak için gittiğim esnaf maalesef bana elini uzattı. Ben de ayıp olmasın diye elimi uzatıp sıktım.

Bu konu sadece Konya'da kalmadı. Karaman'a memleketim olan Ayrancı'ya geldiğimde de gördüm. Herkes birbirine sarılıp elini sıkıyor.

***

Tatil günlüklerimin konusu elbette sadece korona olmayacak.

Bir nevi Anadolu'nun resmini çekip size sunacağım.

Ve Anadolu'nun resmini de sizlere çizeceğim.

Malum resim çekmek gerçekleri olduğu gibi anlatmaktır. Resim çizmek ise yorumlamaktır.

***

Memleketim Karaman'ın Ayrancı ilçesi kasabadır. Nüfusu çok düşüktür. 2 bin küsur nüfuslu yerdir. Anadolu'daki çoğu köylerden bile nüfusu azdır.

Bunu şundan yazdım: Memleketimin nüfusu çok az olmasına rağmen 3 kişi koronadan öldüğünü duyunca şok oldum.

***

Bir akrabam düğünlere katılım azaldı millet canının derdine deyince ikinci şokumu yaşadım.

***

Ben yazımı yazarken, Ayasofya'da Cuma namazı kılınmamıştı. Yani tepkileri göremedim. Diğer tatil günlükleri yazı dizimi koronadan ziyade politika günlükleri şeklinde Anadolu insanının bu konulara bakışını kaleme alacağım.

***

Değerli okuyucularım ilk yazım bugünlük bu kadar. Diğer yazımda buluşmak üzere hoşçakalın…