Sizlere "Emanullah Han nasıl çökertildi" başlıklı yazımda, Taliban'dan önce Türkiye Cumhurieyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün hayranı olan Afganistan Kralı Emanullah Han'ın başına gelenleri yazmıştım. Emanullah Han tam da Atatürk Devrimleri'nin benzerlerini yapacakken alaşağı edilmişti. Çünkü Emanullah Han'ın davranışları İngilizleri bir hayli ürkütmüştü. Anadolu'dan sonra Afganistan'da da yeni bir başkaldırı istemiyorlardı.
Aslında "Anadolu ateşi" Müslüman ülkelerin uyanmasını sağlamıştı. Müslüman ülkelerin çoğunluğu İngiliz sömürgesiydi. Hele Afganistan, İngieltere'nin en büyük sömürgesi Hindistan'ın yanı başındaydı. Afganistan'da çıkacak bir kıvılcım, zaten harekete geçmeye hazır Hint Müslümanları'na da sıçrar, bu da İngilizler için büyük bir yıkım olurdu.
Mustafa Kemal Atatürk'ü yıkamamışlardı. Ancak Emanullah Han'a asla izin veremezlerdi. İngiliz Gizli Servisi, bunun için hemen harekete geçti. Ankara'da Mustafa Kemal'e suikast düzenlerken yakalanıp, herşeyi itiraf ederek asılan Mustafa Sagir Efendi gibi biri gerekliydi. Hemen Mustafa Sagir'le aynı okul ve aynı eğitimden geçmiş Topal Molla'yı devreye soktular. Ancak İngiliz İstihbarat Servisi; Mustafa Sagir olayından büyük ders almıştı.
Artık acele etmeden, yavaş yavaş ağını örüyordu. 1920 yılına gelindiğinde Topal Molla lakabıyla tanınan zat, Afganistan'da bir tekke kurdu. Topal Molla tarikatının müritleri, çil çil İngiliz altınlarının desteği ile 3 yıl içerisinde 200 bine ulaştı.
Müritlerin sayısı 1925'te 300 bini aşan Topal Molla, artık vakit saatin geldiğini düşünüyordu. Emanullah Han'a karşı ayaklanmanın işaretini verdi. O ortamda Taliban gibi bir zihniyet ortaya çıkmış, bir yıl boyunca Afganistan'da kan gövdeyi götürmüştü. Sonunda Atatürk hayranı Afgan Kralı Emanullah Han, 'daha fazla kardeş kanı dökülmesin' diye ülkesini terk etmek zorunda kaldı.
Emanullah Han, ülkesinden ayrılırken sınıra geldiğinde yanına bir adam sokuldu. Çok güzel, aksamadan Urduca konuşuyordu. Emanullah Han'a sordu:"Beni tanıdın mı?"
Ülkesini terk etmekte olan Emanullah Han'ın o ara kafası o kadar meşguldü ki; adama anlamsız gözlerle baktı. Adam devam etti: " Ben meşhur Topal Molla'yım!... Afganistan'daki görevim artık bitti, İngiltere'ye dönüyorum."
Bu sözler üzerine Emanullah Han, adama daha dikkatlice baktı. Saçı - sakalı kesilmişti, ama sakat olan gözünden tanıdı. "Seni, seni tanıdım!..." diyebildi. Ardından kesintisigz devam etti: "Ben, senin iyi bir İngiliz casusu olduğunu biliyordum. Fakat halkıma dini bütün bir adam, iyi bir molla gibi göründün, o kadar çok tesir ettin ki, senin bir İngiliz casusu olduğuna onları bir türlü ikna edemedim. Ne söyledimse onları inandıramadım. Bir Müslüman büyüğü gibi sana inandılar. Sana ram oldular"
Sarıklı ve sakallı Topal Molla; sakalını kesmiş, tesbihini bırakmış, sarığını atmış, başına silindir şapkasını oturtup; "Benim burada görevim bitti" diyerek, çoktan İngiltere'nin yoluna koyulmuştu.
Emannulah Han ise; sürgünde yaşayacağı İsviçre'nin Zürih kentinin yolunu tutmak zorunda kalıyordu. Ta ki; 67 yaşında 25 Nisan 1960 günü ruhunu Zürih'te teslim edecek, defin için çok sevdiği vatanı Afganistan'a cansız bedeni dönecek, doğduğu Celalabad'da toprağa verilecekti.
Sonuç olarak bir İngiliz ajanına İslami bir darbe yaptırılmıştı. Tıpkı şimdi olduğu gibi... Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani Ahmedzai yurt dışına kaçtı, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) gizli servisi'nin kurdurduğu Taliban militanları da, başkent Kabil dahil ülkede yönetimi ele geçirmiş, İslam dini adına Müslüman kıyımına başladı. Evet, tarih, ders almayanlar için tekerrürden ibarettir...
