Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
İzzet Doğan

İzzet Doğan

Yazar

Talih kuşu öldürür mü güldürür mü?

Samsun’un deniz kıyısında küçük ama şirin bir ilçesinde görevliydim. Her gün sokaktan geçerken dükkânında elbise diken temiz yüzlü bir terziyi görürdüm. 60 yaşlarındaydı, çevresinde saygın bir kişiydi ve yedi çocukluydu. Bir yılbaşı çekilişinde bir çocuğunun yılbaşı çekilişinde büyük ikramiyeyi kazandığı duyulunca ilçedeki herkes bu iğneyle geçimini sağlayan terzi için çok sevindi.

Kazanılan büyük ikramiyeyi almak için bir banka müdürüyle terzi ve oğlu Samsun’a gitmişler. Müdür bey anlatıyordu: “Henüz ikramiyeyi almadan çocuğun ilk işi bir galeriye uğrayıp en pahalı otomobili beğenmek olmuş. O emektar babası ise oğlunu uyarmak isteyince çocuk babayı karşı çıkmış ve ‘ikramiye bana çıktı karışamazsın’ demiş”.

O çocuğun zaman zaman arkadaşlarını toplayıp içki içtiklerini ve arabasıyla başka bir ilde olan eğlence yerlerine götürdüğünü, çok para harcadığını duyduk. Sonrasında tehlikeli bir trafik kazası yaşadı ve gözlerinde büyük bir görme kaybı oldu. O büyük ikramiye hiçbir işe yaramamıştı ve ilçe halkı o dürüst terzi için üzülüyordu.

Başka örnekleri de var… Hakkında "Kaybedebilme Kabiliyeti" adlı bir belgesel çekilen Mustafa Savgan. 1979'da 100 bin liralık ilk ikramiyesini kazandı. 1982'de yeniden 30 milyon liralık büyük ikramiyeyi tutturdu. 1984'te 15 milyon lira 1987'de ise 2 milyon lira kazandı. Belgeseli çekildiğinde ise hâlâ ayakkabı boyacılığı yapıyordu. 12 Aralık 2014 tarihinde kaldığı bir yakının evinde yokluk içinde hayata gözlerini yumdu. İlk işi de eşini evden göndermek olmuştu.

mustafa-savgan.pngMesleğine dönen Mustafa Savgan

82 yaşındaki Ahmet Sarı’nın biletine de 1964 yıl başı çekilişinde büyük ikramiye vurdu. Kazandığı parayla lüks bir yaşam süren Ahmet Sarı, önce 6 çocuğunu evlendirdi kalan parayla da koyun ticaretine başladı. Millî Piyango ikramiyesi ona da hayır etmedi. Koyun ticaretinde iflas etti ve o da eşinden boşanmak zorunda kaldı, bir huzurevine sığındı.

Sarı şöyle konuşmuştu: “Daha sonraki yıllarda maalesef param bitti. Para da bitince geçimsizlikler olmaya başladı, eşimden boşandım. Hiç param kalmadı, bakıma muhtaç oldum. Torunum beni huzur evine getirdi. Bana dışarıda kimse bakmadı. Ben de 4 yıldır buradayım. Şimdi sadece yaşlılık parası alıyorum."

Bir örnek de hayatı da para yüzünden kararan Mehmet Sarıoğlu. Bir çekilişle zengin olan Sarıoğlu, iyi bir hayat yaşamaya başladı. Paralar suyunu çekince Sarıoğlu beş kuruşa muhtaç hale geldi.
Devletten aldığı yaşlılık maaşıyla geçimini sürdüren Sarıoğlu’nun, kısa bir süre sonra evi yandı. Köylüler aralarında topladıkları paralarla evi onarıp yeniden yaptılar. Kimsesi olmayan ve hiç evlenmeyen Sarıoğlu bu evde ölü bulundu. Sarayköy Devlet Hastanesi’nde yapılan otopside Sarıoğlu'nun donarak öldüğü belirlendi.

Örnekleri daha fazla çoğaltmak istemiyorum. Ancak bunlardan Erzurumlu Ahmet Bayram’ı anmadan olmaz. Bayram’ın çeyrek biletine 2005 yılbaşında büyük ikramiye isabet etmişti. Zaten işsiz olan 9 çocuk babası Bayram, hemen ailesiyle birlikte Ankara'ya giderek kazandığı 1 milyon 250 bin TL'sini aldı. Parasıyla ilk iş olarak kendisine peruk alan Bayram, İstanbul'a yerleşti ve sonra eşini boşadı. Gece hayatına başlayan Ahmet Bayram, bir süre sonra gece kulübünde tanıştığı bir kadınla evlendi. 5 aylık hamile olduğu öne sürülen bu kadından da bir çocuk bekleyen Bayram, parası kalmayınca bir gün eski eşinin yaşadığı Pendik'teki eve gitti. Çok borcu olduğunu söyleyerek, boşadığı eşinden, üzerine yaptırdığı taşınmazları satarak parasını vermesini isteyen Bayram eşinden olumlu bir cevap alamadı. Oradan ayrılıp evine dönünce banyoya giren Bayram'dan uzun süre ses çıkmayınca büyük kızı kapıyı zorlayarak içeriye girdi. Babasının kalorifer borusuna asılı cesediyle karşılaştı. Ahmet Bayram canına kıymıştı.

GÜLDÜRÜR DE

Fakat talih kuşunun, felaket getirmediği değiştiremediği talihliler de var.
Bunlardan biri Edirne’de 8 yıl önce Millî Piyango’dan büyük ikramiyeyi kazanmasının ardından bugüne kadar yaptığı yatırımlarla servetini bir hayli artıran Akın Telkuş. Telkuş’un felakete uğrayanlarla tek benzerliği zengin olduktan sonra ilk iş olarak eski eşini kapının önüne koyması. Sonrasında parasını iyi kullanmış, kazanmış ve parasını barlarda, pavyonlarda yemeye başlamış. Sonradan yeniden evlenmiş ve yaşantısını düzene sokmuş.

Telkuş, kendisiyle yapılan bir söyleşide şunları söylüyor:

"Tabii şimdi piyangodan kazandığım 2 trilyon lira komik bir rakam benim için ama ne yalan söyleyeyim, o zaman çok büyük para gibi gelmişti. Fakat yine de para gelince çok fazla değiştiğimi de söyleyemem; zaten keyfime düşkün adamdım. Epeydir o zamanki eşimi postalamak da vardı kafamda, piyango o süreci biraz hızlandırdı sadece. Hanımı boşayınca artık rahat rahat içip, gezebilirdim ki öyle de yaptım. Baya bir süre, pavyon, bar, kumar derken şahane dalgama baktım. Fakat kardeşim nasıl bereketli bir paraysa artık ye ye bitmedi mübarek. Sonra da bir gece kulübünde Reyhan'la karşılaştım. Kaç zamandır aradığım aşkı, kadını sonunda bulmuştum. Gerçi evliyken de birkaç kez beraber olmuştuk ama epeydir ulaşamıyordum kendisine. Neyse ki, artık aramızda bir engel kalmamıştı..."

Piyango trilyoneri olup mütevazı yaşamını sürdürenler de var. Bir bankada çalışan Yeşim Akyol’un çeyrek biletine 2003 yılbaşında büyük ikramiye çıktı. Akyol’un bankaya yatırdığı ve ayda 60 milyar faiz getiren para, bir yılda 3 trilyon lirayı aştı. Ama bu para Akyol’un karakterini ve yaşamını değiştirmedi. Akyol, ikramiyesini aldıktan sonra da: “İşimi seviyorum. Kimsenin benim için, zengin oldu da karakteri değişti demesini istemiyorum” dedi ve bankadaki memuriyetine devam etti. Akyol’un aylık faiz geliri maaşının 100 katı idi.

Şimdi korona virüsünün bize büyük sıkıntılar yaşattığı bir yılın sonunda, yeni yılın başındayız. İnsanların düşünü yılbaşı özel çekilişinin büyük ikramiyesi100 milyon lira ve dağıtılacak toplam ikramiye tutarı 563 milyon 400 bin TL süslüyor.

Fakat yukardaki örnekler gösteriyor ki önemli olan trilyoner olmak değil. Trilyoner olduktan sonra insan karakterinin değişmemesi, yuvaların yıkılmaması, felakete giden bir yola girilmemesi ve ikramiyeyi insanların kendileri ve toplum için yararlı şekilde kullanmalarıdır.

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları