İstanbul'da kayıtlı olmayan Suriyeliler'in kayıtlı oldukları şehre gitmeleri hakkındaki karar sonrası bazı STK'ların desteği ile bir miting düzenlendi. Özgür-Der, Mazlum-Der, Mülteci Hakları Derneği ve Hukukçular Derneği. Bu STK'lar Saraçhane Parkı'nda bir araya gelerek, çeşitli sloganlar attı. Gruptakiler, "Muhacirler yabancı değil kardeşimizdir" ve "Muhacire gardiyan değil ensar olalım" pankartları açtı. Bu gruplar, Türkiye'ye dini gerekçelerle değil, iç savaş sebebiyle gelen Suriyelileri İslam tarihindeki hicretten rol biçerek muhacir göstermelerinin yanında, Türk milliyetçiliği ve sosyal medyada Suriyeliler konusundaki haklı eleştirileri ile gündeme gelen MHP eski milletvekili Sinan Oğan'ı da, pankartlarında hedef gösterdiler. Aynı pankartlarda ayrıca "Türkler defolsun" ifadesinin yer alması da dikkat çekiciydi. Saraçhane'deki mitingde kullanılan diğer bir pankartta ise, milliyetçiliğin cehalet olduğu ifade edilerek "Milliyetçilik cahiliyesine karşı tek bir ümmetiz" yazılıydı...

Bugüne kadar Suriyelilerin Türkiye için oluşturduğu çeşitli tehditler hakkında çok şey yazıldı ve söylendi. Bunlardan biri de ve belki de en çok vurguladığımız husus, Suriyelilerin Anadolu'nun demografik yapısına oluşturduğu tehditti. Saraçhane'deki mitingde yer alan STK'ların İslamcı ve bölücü terör örgütü PKK'ya yakınlığı ile bilinen yapılar olması, Suriyeliler üzerinden Türkiye'nin Türklüğünün asıl hedef olarak alındığını bir defa daha ortaya koydu aslında. Yani gayeleri, asla ensar-muhacir ilişkisi değil, hiçbir zaman da olmadı. Bu derneklerden Özgür-Der, daha önce de TSK'yı katil olarak suçlayan pankartlar açmıştı. Şimdi ise Özgür-Der ve benzer yapılar, Türk aleyhtarlığını Suriyeliler üzerinden icra ediyorlar. Bunu meşrulaştırmak için de, ensar- muhacir edebiyatı ve "ümmet" vurgusu yapıyorlar. Böylelikle de Türk milletinin millî bilinç ve direncini kırmanın amaçlandığı gayet açık. Tabi hedef Türk milleti olur da, Türk milliyetçiliği ve Türk milliyetçileri de hedef alınmadan olur mu? Suriyelilerin Türkiye'de kalmasını isteyen yapı ve çevrelerin, Millî Mücadele döneminin millî varlığa zararlı ve iş birlikçi cemiyetlerinden hiçbir farkı yok. Amaç dün ne ise, bugün de o. Dün vatanı işgal eden ecnebi orduları hilafetin ordusu görülüyordu, bugün vatanlarını savunmaktan kaçıp Türkiye'ye gelen Suriyeliler muhacir olarak görülüyor! Ama bu çevrelere göre dün de bugün de cahil olan milliyetçiler oluyor! Oysa Suriyeliler, Esad rejimi, dinci terör örgütleri ve etnikçi terör örgütü PKK'nın Suriye uzantısı PYD arasında bir iç savaş nedeniyle ülkemize sığındılar. Türkiye ise milliyetçilik sayesinde işgalden zafere, zaferden cumhuriyete erişti... Türk milleti, kendi vatanında başka milletler ile ortak yaşamak isteseydi, Kurtuluş Savaşı yapılamazdı. Kaldı ki Türk milliyetçiliği olmasaydı, bizim Türk aleyhtarı İslamcılarımız ya başka vatanda doğmuş sığınmacı çocuğu ya da Anadolu'da Müslümanlıktan devşirilmiş halde olurlardı. 

İşin özü; Batı cephesinde değişen bir şey yok! Avrupa'nın "Türk sorunu" kendini Suriyeliler üzerinden hissettiriyor. Millet varlığını yok sayan İslamcılara Suriyelileri Anadolu'nun Türk kimliğine adeta bir kuma yaparak, Türk millî varlığı aşındırılmak, bu topraklardan kazınmak isteniyor. Ulus devlet, çok uluslu devlet yapılmak isteniyor. Eğer bu demografik istila sürerse, toprak bütünlüğümüzü, millî devletin kültürel alt yapısını muhafazayı mümkün kılmayacaktır. Vergileri Türk milletinden alıp Suriyeliler'e her imkanı verenler, bu sebeplerle Suriyelileri tutmak istiyorlar. Suriyeliler, Anadolu'nun Türklüğüne yöneltilmiş hançerdir!