Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Harun A. Altuntaş

Harun A. Altuntaş

Yazar

Suikasti nasıl gerçekleştirdiler?

Suikast günü. Sabah saat 10'dan itibaren göstericiler sistemli bir şekilde gelmeye başlamış ve bir saat içinde de binlerce insan büyükelçiliğin önünü doldurmuştu. Elbette ge­rekli karmaşayı çıkaracak, paraları peşin öden­miş provokatörler de yerlerini almıştı. Kı­sa bir süre sonra kalabalık sloganları bırak­mış, ellerine geçen taşları binaya fırlatma­ya başlamıştı. Bir kısım gösterici binanın demir kapılarını zorlarken, diğer bir kesim de binanın önündeki araçları ters çevirerek ateşe vermişlerdi. Bu sırada Socrates ve Stefanos da inşaattaki yerlerinden büyükelçi­lik binasını gözlüyorlardı. Stefanos, bal­konlu pencerenin yan açık duran kepenklerinin arasından Büyükelçinin siluetini gördü. Onu Socrates'in gösterdiği gazete­lerdeki resimlerinden tanıyordu. Büyükel­çi, dışarıda olup biteni görmek için balkon­lu kapıya doğru yaklaşmış, daha sonra ge­riye doğru bir adım atmıştı. Stefanos'un beklediği an nihayet gelmişti. O an hedefe kilitlendi, soluğunu tuttu ve tetiği çekti. Büyükelçinin tam göğsüne nişan almıştı. Çok soğukkanlı hareket ediyordu. Kurşun hızla yol alırken, otomatik hareketlerle meka­nizmayı çekti, mermiyi namluya sürdü, bir kez daha ateş etti. O sırada büyükelçinin siluetinin kaybolduğunu ve bir kadın kafa­sının belirdiği gördü. Yıldırım gibi mermi­yi tekrar sürdü ve üçüncü kez aynı yere ateş etti. Her şey kısacık bir süre içinde olup bitmişti. Aceleyle toplandılar, bina­dan çıktılar, ileride birikmiş izleyici kala­balığının arasına karışarak kaybolup gittiler.

Bu sırada, o dönemin Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Glafkos Klerides, başkanlık sarayında ba­sın toplantısı düzenliyordu. Saldırıyı duyar duymaz toplantıyı keserek, apar topar Büyükelçiliğe gitti. O sırada büyükelçilik binası göstericilerle polisin çatışması yüzünden gaz bombalarının etkisiyle duman içinde kalmıştı.  Bir gaz maskesi takarak binaya giren Klerides, o sırada bir sedye ile dışarıya çı­karılmakta olan büyükelçiyi görünce şaş­kına döndü. Adeta şoka girmiş gibi gözü­ken Klerides, büyükelçinin taşındığı sed­yenin dibinden yürürken, piposunu hala elinde tutuyordu. Davies bir kamyonete konuldu ve hastaneye götürüldü. Davies, ABD tarihinde öldürülen üçüncü büyükel­çiydi. Snra büyükelçilik binasına gelen Birleşmiş Milletler Barış Gücü as­kerleri, bir koridor oluşturarak binada mahsur kalan Amerikan personelini göstericiler arasından çıkarmayı başarabildi.

Suikastten sonra o gece Lefkoşa sessiz ve sakin bir karanlığa gömüldü.

Suikastten bir gün sonra, Kıbrıs Rum Yönetimi Rodger Davids'in öl­dürülmesi ile ilgili üç kişinin tutuklandığını açıkladı. Sonra üç Rumdan ikisinin delil yetersizliğinden serbest bırakıldığını açıklayan Rum Yönetimi Sözcüsü, üçüncü Rumun sorgusuna devam edildiğini bildirdi. Ancak hiçbirisinin adları açıklanma­dı. Socrates ve Stefanos, 5 Eylül saba­hı kendilerini Kıbrıs'tan getiren bir yatla Pire limanına ulaştılar. Kendile­rini Nikos ve iki arkadaşı karşıladı. Bu buluşmanın olacağını suikast öncesindeki görüşmelerinde Thos söylemişti. İki Kıbrıslı Rum daha sonraki günlerini Atina'nın Foliron semtinde yerleştirildikleri evlerinde geçirdi. Banka hesaplarına yatan ol­dukça yüklü miktardaki para da bundan sonraki yaşamlarını garanti altına aldı. 4 Şubat 1977'de Kıbrıs Rum yönetimi altı Kıbrıslı Rum'un, Davies suikastiyle il­gili olarak suçlandıklarını açıkladı. Ertesi gün 5 Şubat 1977'de Kıbrıs polisi arala­rında iki eski polisin de bulunduğu altı ki­şinin 4 Şubat'ta tutuklandıklarını bildirdi. Tutuklananlardan eski birer polis memuru olan Ioannis Ktimatis ile Loizos Savva'nın dışında Neoptolemos Leftis'in adı açıklandı. Aralarında Kıbrıs Rum Ulu­sal Muhafız Ordusu mensubu bir teğme­nin de bulunduğu diğer üç şüpheli karışık­lık çıkartmak, şiddete başvurmak ve yasa­lara aykırı silah kullanmakla suçla­nıyorlardı. Kıbrıs polisi altı kişinin de eski EOKA-B üyesi olduklarını belirtti. 9 Ma­yıs 1977'de tutuklananlardan üçü Büyü­kelçiyi öldürmekle suçlanarak mahkeme­ye çıkartıldı. İki eski polis ve bir teknisyen yargılama sonucu mahkum edildiler.

O günlerde Ankara'nın gündemi bir hayli kabarıktı. Bu yüzden ABD'li Büyükelçinin öldürülmesiyle gerektiği gibi ilgilenemedi. ABD ise kamuoyunu Rumlara karşı kışkırtmak istemediği için bu suikastin üstüne gidemedi. Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi de sessizliğini korumakla yetindi. Ancak yıllar sonra  Prof. Dr. Hakkı Akalın olayı bütün çıplaklığıyla "İnfaz Yeri: Kıbrıs-Tarih: 19 Ağustos 1974" adlı kitabında anlattı.

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları