Hz. Pir Mevlâna; "Sarılmayı bilir misin? Sahiplenmeyi, sahiplendiğinde sadık kalmayı? Sen bilir misin âşık olmayı? Bölünebilir misin ikilere, üçlere, gerekirse binlere? Yapabilir misin? Gerçekten sevebilir misin? Sevmenin demesi olmaz. Unutma; ya çok seversin bir kere, ya da hiç sevmezsin." buyurmuş.

Fenerbahçe Erkek Basketbol takımı oyuncuları ve ardından Galatasaray kulübünün yöneticisi Abdürrahim Albayrak ve teknik direktör Fatih Terim'in Koronavirüs hastalığına yakalandığının haberi başta TFF'ye en uyarıcı etki olmuştur inşallah.

İnsan sağlığının önemini bir kere daha hatırlamışlardır umarız.

Tüm dünyayı, komşu ülkeleri etkisi altına almış bu salgın hastalığın, bizlerden uzak kalamayacağını bilim açıklarken, tüm açıklamaları elimizin tersiyle itip "bir şey olmaz" mantığıyla hareket etmek, "tüp gazda kaçak var mı?" diyerek elindeki çakmakla kontrol eden "kendisinin şerbetli olduğuna inanan" açıkçası baştan aşağıya "cehalet" kokan millete yakışacak hareketti.

İnsanları paniğe sevk etmemek adına söylemlerde bulunmakla, tedbiri elden bırakacak söylemleri yapmanın arasında dağlar kadar fark var ve maalesef biz her seferinde bu farkı acı tecrübelerle öğreniyoruz.

Futbola tekrar dönüp şöyle son gelişmelere baktığımızda, UEFA daha önce mayıs ayına ertelediği "Şampiyonlar Ligi" ve "UEFA Avrupa Ligi'ni" süresiz olarak erteledi.

Tokyo Olimpiyatları ertelendi. Spor dünyasında hayatı dondurdular açıkçası.

Forbes'e göre Amerika'nın en popüler spor liglerinde (NBA-Nascar- Beyzbol) iki aylık finansal kayıp 5 milyar dolar.

İçinde bulunduğumuz süreç ülke kulüplerimizi de maddi ve manevi olarak kötü yönde etkilemektedir. Kulüplerin mali yapılarının durumu ortada, bu tabloda her geçen gün borç yükü daha da artmaktadır. Gelirlerin önemli kalemleri de askıya alınınca (tribün gelirleri, lisansı ürün satışları vb.) durum iyice içinden çıkılmaz bir "sarmal" haline geliyor.

Peki ne olacak?

Şu an ligin şampiyon adayları, sıralamaya baktığımızda;

Trabzonspor 53

Başakşehir   53

Galatasaray  50

Sivasspor     49  olarak görünmektedir.

Bu dört takım arasında düzenlenecek play off serisi ve kazananın elde edeceği şampiyonluk mantıklı görünüyor. Türkiye Kupası maçları da tamamlanıp, Avrupa'ya gidecek kulüpler belirlendikten sonra TFF'nin alacağı diğer önemli karar ise "Ligden düşmeyi" kaldırmak olmalıdır.

Sayın Ahmet Nur Çebi'nin; "bu sene oynanmadı, deyip nokta koymak" fikri tamamen gereksiz bir fikir. Siz bunu söylediğiniz anda ilk dört kulüp içinden birisi çıkıp size; "sizin şampiyon olmak umudunuz olsa idi, böyle demeç verir miydiniz?" der ve haklı da olur.

Bazı kimseler ligin oynanmamış süreci içinde futbolcu ödemeleri olmasın gibi söylemlerde bulunuyor, bu da gereksiz fikir serisinin devamı. Kulüpler profesyonel sözleşmelere imza atıyorlar ve yükümlülükleri bellidir.

Kulüplerin maddi yük kayıplarının artış gösterdiği zamanlarda ekonomik tedbirler olarak; bankalardan alınmış kredi ödemelerinin ertelenmesi, bu dönemin vergi ödemelerinden düşürülmesi başta olmak üzere birçok alanda fikirler üzerinde alanında uzmanlar tarafından olması mümkün olan her şey düşünülmelidir.

Her şey bir tarafa birde şu an antrenman yapmayan sporcuların fizik ve kondisyon durumları var. Evinde, sahada performans olarak yeterlilik göstermesine sebep olacak antrenman düzeyine ne kadar yaklaşabilir futbolcular? Bir ay sonra tekrar maçların oynanmasına karar verildiğinde sahada futbolcu performansı olarak başta teknik adamlar olmak üzere herkes nasıl bir düzey beklemektedir. Yetersiz antrenman ile sahaya çıkan futbolcuların, sakatlanma riski nedir?

Koronavirüs hayatımızı öyle bir etkiledi ki, her şey Erkin Koray'ın şarkısında olduğu gibi "Arap Saçına" döndü.

Bundan sonra çöz çözebilirsen, kimsenin hakkını kimseye yedirmeden…

Fenerbahçeli basketbolculara, Fatih Terim ve Abdürrahim Albayrak'a acil şifalar diler, bu salgının buradan öteye gitmemesini temenni ederim.

Veysel efendi, "aç kapıları, çıkıp gitsin şu virüs hepimiz vücut ve ruh sağlımıza kavuşalım.