Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüsameddin Acar

Hüsameddin Acar

Yazar

Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?

sarikamis.jpeg

İÇİNDE bulunduğumuz günler, Sarıkamış Allahuekber Dağları'nda yitirdiğimiz 60 bin şehidimizin şahadet yıldönümü. Yaşları 20 ile 30 arası olan on binlerce gencimiz, bizlere bu güzel ülkeyi bırakmak için canları pahasına bu dağlarda buz oldular.

Henüz gençlik çağında idiler. Birçoğunun bıyıkları yeni terlemişti cepheye koşarken.

Hem de kara kışın tam ortasında; Kars'ın, Sarıkamış'ın, Allahuekber Dağları'nın en çok kar aldığı bir zamanda...

Soğuk bile üşürken...

Kuşlar yuvasından çıkamazken. Börtü-böcek, yaşamak için toprağın derinliğindeki inlerinde baharı beklerken... Ağaçlar, otlar, her türlü nebatat yaşamak için direnmeye çalışırken...

Sayıları 90 bine yakın, ordumuzun genç neferleri 1915 yılının 15-22 Aralık günlerinde çıktıkları bu vatan müdafaasında bir kurşun bile sıkmadan kara teslim oldular...

Öyle kaskatı kesildiler ki, sıkıca tuttukları tüfeklere yapışmıştı elleri.

Bırakmıyorlardı silahlarını, kimseye teslim etmek istemiyorlardı.

Ölüm bile korkuyordu belki ama onlar asla!

"Ölüm bize ne uzak, ne yakın bize ölüm;

Ölümsüzlüğü tattık, bize ne yapsın ölüm!"

Bu sözler, o kahramanları ne de güzel anlatıyor!

Öyle bir üşüdüler, öyle bir karıştılar ki eksi 20-30 derecede beyaz örtünün içine; artık bir daha hiç yanmayacaklar Allah'ın izniyle.

Anlayacağınız zemherinin 15'inde başlayan bu yolculuk aynı ayın 22'sinde son buldu. Tamı tamına 7 gün...

Tam rakamlar belli değil ama bir kaynağa göre 90 bin, bir diğer kaynağa göre 60 bin...

Her birinin de ilginç hikâyesi vardı mutlaka... Geride îıraktıkları, düşleri, yarınları ve hayalleri...

Hepsi bitti...

mezar.jpg

ARALIK AYI, HÜZÜN AYI

Şehitlerimize en manalı şiirleri yazan milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy da yine aralık ayında doğdu ve öldü.

20 Aralık 1873 tarihinde doğan Mehmet Akif, 1936'nın Aralık ayının 27'sinde dünyaya gözlerini kapadı.

Cumhuriyetimizin hamurunda gözyaşı ve alın teri vardır merhum Mehmet Akif Ersoy'un...

Sarıkamış uzak, ancak Edirnekapı Şehitliği yanı başımızda. Üşenmedim, gittim Akif'in mezarı başına... Gördüm ki, Bayrak Şairi'ne sevgi giderek katlanıyor; zira grupların biri geliyor, diğeri gidiyordu.

Bakınız; ta 1913'te yazdığı şu manzumeye... Daha Cumhuriyet kurulmamış, bir millet olmanın doğum sancıları çekiliyor. Gençler, delikanlılar, yiğitler cephelerde son kanlarına kadar savaş veriyor... Akif ise meydanlarda dili döndüğünce insanlara millî kimliği, bağımsızlığı; bir millet olabilmenin tılsımlı yürüyüşünü anlatmaya çalışıyor:

"Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez;

Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez..."

                 Bir başka coşku, bir başka hüzün, bir başka öfke doludur Mehmet Akif, Çanakkale Şehitleri'nde; kendisinden 15 kat daha güçlü olan düşman orduları karşısında Mehmetçik'in kahramanlıklarını, yiğitliklerini anlatırken şöyle seslenir:

                "Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?

                Gömelim gel seni tarihe desem, sığmazsın.

                Herc-ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitap:

                Seni ancak ebediyetler eder istiap..."

Kahraman Türk askerine, "Senin yükünü ancak sonsuzluklar çekebilir" diyor

İşte böylesine yüce duyguların samimi şairidir Akif, her zaman zalimin karşısında, mazlumun yanındadır:

 

"Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;

Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.                                                 

Boğamazsam, hiç olmazsa yanımdan kovarım.

Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım!..

Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;

Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.

Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;

Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!

Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?

Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!

Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,

Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!

Adam aldırma da geç git!, diyemem aldırırım.

Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!

Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...

İrticâın şu sizin lehçede ma'nâsı bu mu?

 

Şimdi, içinde bulunduğumuz bu günlerde Kars'ın Sarıkamış ilçesi sınırlarındaki Allahuekber Dağları'nın bağrında yatan on binlerce Mehmetciğimiz ve Edirnekapı Şehitliği'nde yatan millî şairimiz, yine bu ülkenin vefakâr vatandaşlarınca dualarla, sevgiyle ve minnetle anılıyor...

Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar oldukça da, bu gelenek ve görevimiz hep böyle devam edecek inşallah...

Bir kez daha saygı, rahmet ve minnetle anıyorum.

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları