Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Harun A. Altuntaş

Harun A. Altuntaş

Yazar

Rus Konsolosu'nu er Halim nasıl vurdu?

Rus konsolosları için Osmanlı'nın hazırladığı bir rehberi incelediğinizde, diğer ülkelerden farklı olarak Türkiye'deki Çarlık Rusyası konsoloslarının "çeşitli yoğun imtiyaz, muafiyet ve avantajlardan" faydalanacakları ifade edilir. Anılan yayında, konsolosların ev sahibi ülke askerleri tarafından selamlanacağına dair bir kayıt yoktur. Esasen 1903 yılı başlarında Manastır'da konsolosların askerler tarafından selamlanması talebi yapılırken uluslararası bir uygulamaya değil, Osmanlı Devleti'nin diğer bazı vilayetlerindeki uygulamalara gönderimde bulunulmuştur.

Avusturya-Macaristan'ın Manastır Konsolosu'nun Viyana'ya yolladığı bir rapora göre, Rus Konsolosu Aleksandır Rostkovski'nin girişimi ile Osmanlı Devleti askerlerince konsolosların selamlanması uygulaması başlatılmıştı. Bu uygulamayı başlatmamak için direnen Manastır Valisi Ali Rıza Paşa, üst makamların emri ile ancak konsolosların üniformalı bulunmaları şartıyla askerler tarafından selamlanmalarına izin verdi.

Rostkovski hadisesinden kısa bir süre sonra Fransa'nın Üsküp Konsolosluğu Tercümanı'nın da askerler tarafından selamlanması için Osmanlı resmi makamlarına talepte bulunuldu. Yine Manastır İngiliz Konsolosu kendisini selamlamayan askeri, üstü olan yüzbaşıya şikayet etti. Yüzbaşı da Türk askerinin tüfeğiyle tercümana selam durmasını sağladı. Bu duruma bir bir baktığımızda o dönemde Düveli Muazzama'ya dahil devletlerin misyon temsilcilerinin kendilerini Osmanlı topraklarında misafir olarak değil, yerli halkı ve de temsilcilerini aşağılayarak terbiye etmeye çalışan koloni idarecileri gibi gördükleri belirlenir.

Manastır Rus Konsolosu Rostkovski'nin küfrederek, elindeki şemsiyeyle jandarmalara vurması hadisesinden 20 ay kadar sonra, yine aynı şahıs askeri fırın önündeki nöbetçinin kendisini selamlamadığını görünce, nizamiye karakolunda bulunan çavuşa bildirir. Rus konsoloslarının kendilerini hâkim, Osmanlı memur ve askerlerini mahkûm mevkide görmeye devam etmelerine rağmen, kendilerini selamlamadıklarını ileri sürdükleri nöbetçilerin üzerine kamçıyla yürümekten sakındıkları görülmez.

Makedonya'da Bulgar komitelerinin İlinden İsyanı'nı başlattığı gerilimli günlerde 8 Ağustos 1903 günü sabahı, Konsolos Rostkovski, yaz dönemi boyunca eşi ve çocuklarıyla yaşadığı Bukova'dan yanına Bulgar öğretmen Mısırkov'u da alarak, Manastır'daki görevinin başına gelir. Konsolos, şehir merkezinde Nüzhetiye Karakolu önündeki nöbetçinin kendisini selamlamadığını görünce arabasından inerek Mehmetçiğe doğru küfürler saça saça yürüyerek kendisini niçin selamlamadığını sorar. Halbuki Rostkovski'nin kendisini tanıtacak yanında ne kavası vardırne de üstünde resmi kıyafeti. Elindeki kamçıyla hiddetle nöbetçi jandarma eri Halim'in yüzüne vururken, bir anda ne olduğunu anlayamayan nöbetçi Halim de silahını ateşleyerek konsolosu öldürür. Konsolosun yanında bulunan Bulgar öğretmen Mısırkof olay üzerine bayılmıştır. Hadiseden birkaç gün sonra bir Fransız Le Matin gazetesi öldürülen konsolosun daha önce de aynı askeri tokatladığı için anılan askerîn intikam almaya yemin ettiğini ve cinayetin intikam maksatlı işlendiğinin anlaşıldığını yazar.

Manastır İngiliz Konsolosu MacGregor ise Vilayeti Selâse denen Selanik, Kosova ve Manastır vilayetleri Umumi Müfettişi Hüseyin Hilmi Paşa'ya özel olarak kendi tahkikatına göre maktul Konsolos Rostkovski'nin nöbetçi askere öldürmek kasdıyla tabanca ile ateş ettiğinden nöbetçinin de nefsi müdafaayla kendini korumak amacıyla karşı ateş açmak zorunda kaldığını söyler.

Konsolosun vurulmasından birkaç saat sonra Manastır Valisi ve Komutanı tarafından Sultan Abdülhamid'e çekilen telgrafta anlatılan olayın oluş biçimi ile İngiliz Konsolosu MacGregor'un

sözleri uyumludur. Telgrafa göre er niçin selam vermediğini soran Rus Konsolos'a kendisini görmediğini söyleyerek özür diledi. Konsolos, nöbetçi jandarma erine "bir kaç güne kadar halinizi göreceksiniz" dedikten sonra "sövüp saymış" ve tabancasına davrandığı sırada nöbetçi er can havliyle ateş etmiştir. Nöbetçinin kurşunu Konsolos'a isabet etmiş ve o an orada ölmüştür. Yere düşen tabancası arabacısı tarafından alınarak konsolosluğa götürülmüştür.

Olay günü Sultan'a "Kaimimakam Ragıb ve Yüzbaşı Murteza kulları" tarafından gönderilen jurnal telgrafı da Manastır Valisi ve Komutanı'nın raporunu doğrulamaktadır. Jurnalde farklı olarak konsolosun nöbetçiyi dövdüğü ve tabanca ile iki el ateş ettiği ileri sürülmüştü. Ayrıca maktul konsolosun cenazesinin konsoloshaneye götürüldüğü ve vali tarafından muayene için gönderilen doktorun kabul edilmediği de rapor edilmişti.

İşte Konsolos Rostkovski'nin vurulmasından sonra Türk tarihinde önemli izler bırakacak Enver Paşa devreye girecektir. Askегі eğitimini 24 Аrаlık 1902'de tamamlayan Enver Paşa, kurmау уüzbaşı оlагаk Маnastır'da bulunan 3. Ordu'ya atanmıştır.

Olay mahalline yakın bir kışlada bulunan Erkanı Harp Yüzbaşısı Enver (Paşa), silah sesi üzerine karakola koştuğunu, neferin soğukkanlılığını koruyarak "ben vurdum" dediğini ve silahı kendisine teslim ettiğini söyler.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları