Sizlere; "İngilizce sözcüklerin yarısı Türkçe mi?" başlıklı makalemizde Amerikalı Türkolog Norm Kisamov'un, Kaan Arslanoğlu'na "Hint-Avrupa dil teorisi düzmecedir. Avrupa dillerinin pek çok kökü Türkçedir" dediğini yazmıştık. Bir okurumuz bu; "Kaan Arslanoğlu da kim? Bize biraz Arslanoğlu hakkında da bilgi verir misiniz?" diye soruyor. Biz de okurumuzun bu dileğini yerine getiriyoruz.
Kaan Arslanoğlu, 1959 yılında Bartın'da dünyaya geldi. Babasının memuriyetinden dolayı çocukluğu Anadolu'nun birçok kenti ve kasabasında geçti. İlk ve orta öğrenimi çeşitli okullarda gerçekleşti. Bursa Atatürk Lisesi'ni bitirdi. Bir yıl Bursa İktisadi ve Sosyal Bilimler Fakültesi'nde okudu.
1977 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne girdi, 1984 yılında mezun oldu. Mecburi hizmet için Eskişehir Beden Terbiyesi İl Müdürlüğü'nde görev aldı. Mecburi hizmet dönemi bitince İstanbul'a tekrar döndü.
Kaan Arslanoğlu, 1986 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastahanesi'nde psikiyatr uzmanlık eğitimine başladı. Aynı dönem içerisinde edebiyat çalışmalarının yanı sıra İstanbul Tabipler Odası'nda aktif olarak çalıştı.
2000 yılına kadar devlet hizmetlerinde mesleğini sürdürdü. Ardından özel çalışmalara geçti. Kaan Arslanoğlu'nun makaleleri; İn Vivo, İnsancıl, Evrensel Kültür, Bilim ve Ütopya, Söz, Adam Sanat gibi dergilerde çıktı.
Sosyoloji ve psikoloji konusunda çok kitap yayınladı. Ancak bu makalede bizi ençok ilgilendiren kitapları; "Eleştirel Bakışla Güneş-Dil Kuramı ve İlk Güneş-Dil Sözlüğü", "Radloff Sözlüğünden Çıkan Bulgulara Göre: Batı Dillerinin Kökündeki Güçlü Türkçe" ve Türkçeye Türkiye'de Neredeyse Herkes Düşman" kitaplarıdır.
Kaan Arslanoğlu da Türkolog Norm Kisamov'la aynı görüştedir. Bu görüşlerin temelini Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk'ün ısrarla üzerinde durduğu "Güneş Dil Teorisi"dir.
Bilindiği gibi "Güneş Dil Teorisi"; Türkçe'nin dünya tarihindeki ilk dillerden biri olduğunu savunan dilbilim teorisidir. Teori, 1930'lu yıllarda Mustafa Kemal Atatürk tarafından desteklendi ve bizzat geliştirildi. Ancak Atatürk'ün yaşama gözlerini yummasıyla birlikte "Güneş Dil Teorisi"ni inceleyen bilim adamlarından kurulu heyet feshedilerek, çalışmaları da sümen altına alındı. "Güneş Dil Teorisi"ne ısrarla karşı çıkan ırkçı Batılı dilbilimciler tarafından da kısa sürede unutturuldu.
Bunun devamında Batılı dil bilimciler; eski çağlara ait kalıntıları Hint-Avrupa diliyle çözmeye çalışırlar, çözemedikleri dilleri de, Güneş-Dil Kuramına bakmadan "kayıp dil"lerden diyerek geçiştirmektedirler.
Kayıp dillere örnek vermek gerekirse; dünyanın en büyük imparatorluklarından biri olan Roma İmparatorluğu'nun kurucu halkı Etrüsklerin dili "kayıp dil" olarak belirlenmiştir. Ve hiç kimse de bu dar kafalı dil bilimcilere; "Bin yıllık imparatorluğu kurmuş bir millet olan Etrüsklerin (Tursakların) dili nasıl kayboldu?" sorusunu sormaz.
Gerçi Türkiye'nin ilk kadın diplomatı, akademisyen, yazar Adile Ayda Hanımefendi ile araştırmacı yazar Haluk Tarcan, Etrüskleri, "Güneş Dil Teorisi" açısından irdeleyen yazılar yazmıştı. Ancak olsun, Etrüsklerin dilleri, Batılı bilim adamları tarafından "kayıp dil" olarak kabul ediliyor ya...
