Değerli okuyucularım Sedat Peker videolarıyla ilgili tartışmalar hâlâ gündemde yerini koruyor.

Sedat Peker'in geçen pazar yayınladığı 8. videoda diğer videoları gibi kıyameti kopardı. Bugünkü yazımda bu konuyu derinlemesine analiz edeceğim.

*

Peker bu videosunda , "Benim para verip Suriye'deki Türkmenlere gitmesi için yolladığım malzemeler veya silahlar Sadat aracılığıyla El Nusra'ya gitti" iddiasında bulunarak kıyametin fitilini ateşledi.

Bu diğerlerinden çok ama çok ağır oldu.

Peker'in, "Diğer videoda Tayyip Abi seninle konuşacağız" demesi ise; açıkça bir meydan okumaydı.

Peker videosunda ifşa ettiği kişilere, "Ben devleti değil şahısları uluslararası mahkemede yargılatacağım" mesajını da verdi.

Bu yüzden çoğu kişi için uykusuz geceler başladı. Hakikaten işleri çok zor.

*

Peker'in yolladığı malzemeler Suriye'deki terör gruplarına mı gitti, bilemeyiz. Bu bir devlet sırrının ifşası mıdır, onu da bilemeyiz.

Sonuçta ona mahkemeler, yargıçlar, savcılar karar verecektir.

Yani Türk devletinin ilgili kurumları buna karar verirler.

Bizim konumuz bu değil.

*

Bizim esas konumuz şimdilerde "suç örgütü lideri" diye takdim edilen bir kişi ile neden böyle içli dışlı olunmuş ve en önemlisi neden bu kadar devlet yöneticileri tarafından iş verilmiş?

Herkes bu soruyu sorması gerekirken bambaşka sorular soruyorlar.

*

"Tayyip Abi" sözü bildiğiniz gibi Peker'e ait.

Aslında Peker; "Hedefim değil" demişti. Ama mecburen 25 gün sonra Habertürk yayını sonrasında Soylu'ya sahip çıkan Tayyip Bey elbette Peker'in radarına da takılacaktı.

Ve 8. videoda takıldı da.

Ve Peker diğer videoda; "Seninle konuşacağız abi" dedi.

Burada neyi mi kastetti?

Açık yazayım, bana göre; 'gel pazarlık yapalım' demek istedi.

Sanırım net yazdım.

Bakalım eğer önümüzdeki pazar günü vizyona girmesi beklenen yeni bir video yayınlanırsa Peker, Abisi'yle ne konuşacak?

Göreceğiz…