Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Harun A. Altuntaş

Harun A. Altuntaş

Yazar

Özbekistan ziyareti ve Kalan Kulesi

Bildiğiniz gibi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kardeş ülke Özbekistan ziyaretiyle stratejik ilişkiler en üst seviyeye çıktı.

Bağımsızlığını 31 Ağustos 1991'de ilan eden Özbekistan ile kendisini 16 Aralık 1991'de ilk tanıyan ülke olan Türkiye arasında 4 Mart 1992'de diplomatik ilişkiler tesis edildi. 4 Mart'ta Türkiye-Özbekistan diplomatik ilişkilerinin tesisinin 30. yılı kutlandı.

Türkiye'nin Taşkent'teki diplomatik temsilciliği Nisan 1992'de açılırken, Özbekistan'ın Ankara Büyükelçiliği Ocak 1993'te faaliyete başladı.

Türkiye'nin, bağımsızlığını ilan eden Özbekistan'ı tanıması sonrası iki ülke arasında çeşitli nedenlerle inişli çıkışlı dönemler yaşandı. Jeostratejik konumu, köklü tarihi, zengin kültürel değerleri, ekonomik potansiyeli, 35 milyonu aşan kardeş nüfusu ve Orta Asya'nın tüm ülkeleriyle ortak sınırlarının olması gibi nedenlerle bölgenin kilit ülkelerinden Özbekistan ile Türkiye arasında uzun yıllar durağan olan ilişkilerin seyri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kasım 2016'da Semerkant'a yaptığı ziyaretle değişmişti, bu ziyaretle de iyice pekişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2016'daki Semerkant ziyaretinde Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev ile yaptığı görüşmeyle iki ülke ilişkileri canlandırıldı yeni dönem başladı. Bunun ardından Mirziyoyev, Ekim 2017'de Cumhurbaşkanı sıfatıyla 21 yıl aradan sonra Türkiye'yi ziyaret eden en üst düzey Özbek yetkili oldu.

İki ülke cumhurbaşkanları arasındaki yakın dostluk ve siyasi iradeyle Özbekistan-Türkiye ilişkileri 2017'de stratejik ortaklık seviyesine çıkartılırken, yıllardır yapılamayan Türkiye-Özbekistan Karma Ekonomik Komisyon toplantıları düzenlendi. İki liderin başkanlığında 2018'de Türkiye-Özbekistan Yüksek Düzeyli Stratejik İş Birliği Konseyi kuruldu. 2020'de de bu Konseyin ilk toplantısı Ankara'da gerçekleştirildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Taşkent'e yaptığı ziyaret sırasında Özbekistan-Türkiye Yüksek Düzeyli Stratejik İş Birliği Konseyinin ikinci toplantısının düzenlenmesi yapıldı. Erdoğan'ın büyük bir heyetle yaptığı ziyaret sırasında imzalanan ikili anlaşmalarla ülkeler arasındaki stratejik ortaklık ilişkileri en üst seviyeye çıkarıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretinde Özbekistan'ın kültürel değerlerini ziyaret etti. Biz de bugün sizlere Özbekistan'ın en önemli mirası olan ve UNESCO Dünya Mirasında yer alan Kalan Minaresi'nden söz edeceğim.

Özbekistan'ın Buhara kentinde Po-i-Kalan külliyesinin bir parçası olan tuğla örgülü Kalan Minaresi'nin tabandaki çapı 9 metre, tepesinde ise 6 metre çapında, yüksekliği de 48 metredir.

Bako usta tarafından tasarlanan minare, Karahanlı hükümdarı Muhammed Arslan Han tarafından 1127'de inşa ettirildi. Daha eski bir kule tamamlanmadan yıkıldı. Yukarı doğru daralan dairesel pişmiş tuğla kule şeklinde yapıldı. Kulenin içinde tepeye ulaşmayı sağlayan sarmal bir merdiven bulunur. Kule tabanı, hem düz hem de çapraz olarak yerleştirilmiş tuğlalardan yapılmış dar süslemelere sahiptir. Şayak üzerinde kitabe bulunan mavi bir cila ile de kaplıdır.

Savaş zamanlarında, savaşçılar düşmanları gözlemek için minareyi gözetleme kulesi olarak da kullandılar.

Yapımından yüz yıl sonra kule Cengiz Hanı o kadar etkiledi ki, etrafındaki tüm yapılar adamları tarafından yok edildiğinde onu bırakmalarını emretti. Bunun nedeni de, adamları kuleyi yıkmak için uğraşırlar, başaramazlar. Bunun üzerine Cengiz Han, başını kaldırıp kulenin tepesine bakar. Tam da bu sırada başındaki börk yere düşer. Gayri ihtiyari yere eğilip börkünü alır. Ardından "Ben bugüne kadar kimseye boyun eğmedim. Ancak bu kuleye boyun eğdim. Bu yüzden bu yüce minareyi, bırakın yıkmayın" der, böylece Kalan Kulesi ayakta kalır. Benzer olayın Sovyetler Birliği döneminde Kızıl Ordu tarafından Lenin'in talimatıyla da yaşandığı anlatılır. 

Ölüm Kulesi olarak da söylenir, özellikle Kızıl Ordu'nun  suçladıklarını tepeden atarak idam ettiği söylenir. 1938'de şehre gizli bir ziyaret yapan Fitzroy Maclean, anıları Doğu Yaklaşımları'nda şu notu düşmüştür: "1870'ten önceki yüzyıllar boyunca ve yine 1917-1920 arasındaki sıkıntılı yıllarda, adamlar, onu taçlandıran incelikle süslenmiş galeriden ölüme gönderilirdi."

Bazı tarihi kaynaklara göre, Kalan Minaresi'nin inşasından önce alanda başka küçük bir minare vardı. Zaman içinde yıkılan bu küçük minarenin yerine yeni minarenin inşasına karar verildi.

Minare, Buhara'nın Karahanlı Devleti'nin bir parçası olduğu 1127'de inşa edilmiştir. İnşaatın başlatıcısı, kentsel gelişimi ile tanınan Karahanlı hanedanı hükümdarı Arslan Han Muhammed idi. Yapının başlatıcısı olarak adı minarenin kemerlerinden birine işlendi. Minarenin mimarı, daha sonra minarenin 45 metre yanına defnedilen gömülen Bako Usta'ydı. Mimarın vasiyetinde, eğer minare bir gün yıkılacak olursa mezarının başucuna düşmesi nedeniyle mezarının düşme noktasına kazılmasını vasiyet etmişti. Efsaneye göre, minarenin temelini kaymaktaşı ve deve sütünden atan usta inşaatçı bir süre ortalıktan kayboldu, aradan iki yıl geçtikten sonra temel dayanıklı hale geldiğinde minareyi tamamlamaya girişti.

Minare çeşitli dönemlerde çeşitli işlevler yerine getirdi. Bir dönem bir gözlem kulesi olarak kullanıldı, bir dönem dini bir işlev gördü, özellikle minarenin yanında bulunan Kalan Camisi için ezan okunması amacıyla kullanıldı. Ayrıca, en yakın bölgedeki sakinlere, hükümdarların kararnamelerini ve diğer olayları duyurmak için kullanıldı.

1924 yılında duvarın küçük bir kısmı ve minarenin mukarnasları restore edildi. 1960 yılında Ochil Bobomurodov'un katkılarıyla, minarenin temelinin yer aldığı yeraltı kısmı onarılıp güçlendirildi. 1997 yılında, Buhara'nın kuruluşunun 2500. yıldönümünde, minare en iyi ustalar tarafından iyice elden geçirildi, restore edildi. Sonraki yıllarda minarede küçük restorasyon çalışmaları gerçekleştirildi.

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları