Türk futbolunun uzun yıllardır sancısını çektiği, dert yandığı ''takım oyunu'' meselesine Jorge Jesus''un Fenerbahçe''si derman olma yolunda ilerliyor.
Kağıt üstünde takımların nasıl dizildiğinin değil, oyunculara hangi görevlerin verildiğinin daha önemli olduğunu futbol izleyicileri de artık iyice anlamış durumda. Bu noktaya gelene kadar geçen sürede bazı önemli teknik direktörleri tabiri caizse harcamış olsak da gelinen nokta Türk futbolu adına umut verici.
Jorge Jesus''a yapılan transferler ve sezon başında gördüğümüz oyun yüzünden futbol kamuoyu olarak eleştirilerde bulunduk. Geldiğimiz noktada ise bu transferlerin neden yapıldığını biraz daha iyi anlıyoruz. Bu düşünceme Gustavo Henrique ve Bruma''yı dahil etmediğimi belirtmek istiyorum.
Jorge Jesus geniş kadro kullanmayı seven bir teknik direktör. Sahaya hangi 11 çıkarsa çıksın Fenerbahçe''nin aynı oyunu oynamasını istiyor. Bu süre zarfında da istediği noktaya adım adım geldiğini düşünüyorum.
Özellikle Joao Pedro''nun sakatlığını atlatıp takıma dahil olması Fenerbahçe hücumlarına seviye atlattı. Batshuayi''yi ise Jesus''un siteminde görmek gerekiyor.
King, Valencia, Pedro ve Batshuayi ön taraftaki ikiliyi zaman zaman da üçlüyü dönüşümlü olarak oynayacaklar belli ki. Bu dört oyuncunun da ön plana çıkan en önemli özellikleri ise çok iyi baskı oyunu oynayabilmeleri. Fenerbahçe hücumcuları rakip stoperleri prese boğacak gibi duruyor.
Hücum oyuncuları böyle şekillenince de Jesus''un bazı isimleri neden reddedip bu isimleri neden tercih ettiğini daha iyi anlıyoruz. Jesus''un daha hareketli ve press gücü yüksek bir takım yaratmak istediği ortada. Bu istek Fenerbahçe''ye iyi oyun ve skor olarak yansıdığı sürece Jesus açısından olumsuz bir durum söz konusu olmaz ama eğer işler ters gitmeye başlarsa o zaman reddettiği isimler ile ilgili sorular sorulmaya başlanacaktır.
Tabi burada şunları unutmamak gerekiyor; önce futbolcunun kalitesine bakacaksın sonra da benim istediğim oyuna uygun mu diye bakacaksın. Oynadığın oyuna futbolcu uygun değilse kimi getirirsen getir başarılı olma ihtimali çok azdır. Nitekim geçmiş yıllarda Fenerbahçe bu sorunu çok yaşadı.
Aslında tekrar bir noktaya parmak basmak istiyorum. Jesus''un sezon başında transferler ve oyun olarak eleştirilmesinin temel sebebi Fenerbahçe yönetiminin iletişim konusundaki ciddi eksiklikleri. Oysa ki Jesus''u basın mensuplarıyla bir araya getirseler ve basın mensupları merak ettiklerini sorsa, Jesus neler yapmak istediğini anlatsa belki de ortada hiçbir sorun olmayacaktı. Sonuç olarak kimse Jesus''tan takımın taktiksel sırlarını istemiyor. Yüzeysel olarak bir planlamadan bahsedilip eleştirilerin önü çok basit bir şekilde kesilebilirdi. Fenerbahçe yönetimi iletişimsizlik konusunda ısrarlı bir şekilde diretiyor. Örnek gösterdikleri Avrupa kulüplerinde böyle bir iletişimsizlik durumu yok oysa ki...
