Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Harun A. Altuntaş

Harun A. Altuntaş

Yazar

Önce maddi güven gerekmez mi?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Anayasa Mahkemesi ile ilgili flaş bir açıklamada bulundu. Devlet Bahçeli bu açıklamasında, "Anayasa Mahkemesi yeni hükümet sisteminin doğasına uygun şekilde yeni baştan yapılandırılmalıdır" dedi. Bahçeli, iç huzur ve istikrar ortamının kökleşmesi için Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin bütün kurum ve kurallarıyla yerleşmesinin temel gündem maddesi olması gerektiğini ifade etti.

Devlet Bahçeli'ye bu konuda bazı eleştiride bulunanlar oldu. Bu eleştirilerin temelinde MHP lideri Bahçeli'nin daha önceden yaptığı, AKP iktidarının koronavirüsle mücadele yönetimini eleştirerek, "Yönetemiyorsunuz. Tükeniyoruz" eylemi başlatan Türk Tabipleri Birliği'ni (TTB) hedef alan sözleriydi. Devlet Bahçeli; TTB'nin derhal kapatılması gerektiğini istiyordu.

MHP Genel Başkanı Bahçeli sadece TTB'nin kapatılmasını istememişti. Devlet Bahçeli, mevcut Baro'yu da eleştirmiş ve "çoklu baro" kurulmasına destek verilmesini istemişti. Özetlersek Bahçeli; Türk Tabipleri Birliği ve Barolar Birliği eleştirilerinden sonra Anayasa Mahkemesi ile ilgili sözleri; gözleri mahkemelere ve dolayısıyla yargıçlara çevirmeye neden oldu. Ben bu yazımda siyasi tartışmaları bir kenara bırakarak, "yargıçlar"dan söz etmek istiyorum.

Batı demokrasisinin beşiği olarak kabul edilen İngiltere'de yargıçların maaşı yoktur! Peki; neden maaş almazlar bilir misiniz?

Çünkü; maaş yerine ihtiyaçları oldukça kullandıkları kredisi sınırsız çek defterleri vardır! İngiliz devleti, "yargıçlara güven"ini belli etmek, onlara duyduğu güveni bildirmek için bu çekleri dağıtmıştır. Bir gün hâkimin biri bir bankaya gidip 1milyar poundluk bir çek bozdurmak istediğini söylemiş...Tabii ki, ortalık birden bire karışmış...

Banka yöneticileri en üst makamdan onay almadan bu kadar parayı veremeyeceklerini söyleyip hemen İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Başbakanlığa telefon etmişler... Ancak aradıkları her yerden gelen cevap aynıymış: "Hemen ödeyin!.."

Gel gelelim, bankada o kadar nakit yokmuş... Banka yetkilileri bu kadar nakit paranın ellerinde olmadığı için ödeyemeyeceklerini ve hâkimden ertesi gün gelmesini rica etmişler. Ertesi gün para bir bavul içinde hazırlanmış ve hâkime teslim edilmiş...

Aradan bir gün daha geçmiş. Hâkim, tekrar bankaya gelmiş. Parayı bankaya geri vermek istiyormuş.

Banka yönetimi; bu talebe şaşırıp kalmış. Hemen Adalet Bakanlığı'nı aramışlar. Derhal Bakanlık müfettişleri devreye girmiş. Müfettişler hâkimi arayarak bu hareketinin nedenini sormuşlar...

Hâkim; "Benim parayla, marayla işim yok. Sadece 'Kraliçe Hükümeti'nin bize gerçekten bu kadar güvenip güvenmediğini merak ettim" demiş...

Müfettişler raporlarını hazırlayıp, Bakanlığa iletmişler. Adalet Bakanlığı, aynı gün hâkimi görevden azletmiş...

Adalet Bakanlığı, hâkime gönderdiği yazıda görevden alınmasının gerekçesini şöyle açıklamış: ''Kraliçe Hükümeti'nin saygın bir hâkimi, Devletine güvenmiyor ve onu sınıyorsa, Devleti de ona asla güvenmez.''

Güven çok ince bir çizgidir. Onu kalınlaştırarak kırılmasını engelleyen tek şey; iki taraflı, yani karşılıklı olmasıdır. Gelin bizler de, yargıçların önce "maddi güven"lerini sağlayıp, sağlamadığımıza bakalım.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları